|
Molla"nın idamı, Bangladeş, Müslümanlar

Bangladeş, eski adı Burma olan Myanmar"ın komşusu. Myanmar"daki katliamdan kaçmak isteyen Arakanlı Müslümanların kara sınırından geçiş mümkün olmadığı için, deniz yoluyla ulaşıp sığınmaya çalıştığı, yetersiz şartlar içindeki kamplar ise halihazırda hıncahınç dolu olduğu için çoğunlukla iltica etmek isteyen Müslümanları geri çevirdiği söylenen ülke. Denizin ortasında ölüme terk edilen Müslümanların hali ayrı bir bahis, ancak bugün onlardan değil, Bangladeş"ten sözetmek niyetindeyim, çünkü Bangladeş adını Arakan olaylarından sonra ilk kez duyuşumuz yine kötü bir haberle, ülkenin ileri gelen siyasetçilerinden biri olan, Cemaat-i İslami liderlerlerinden Abdülkadir Molla"nın idam edilmesiyle oldu.

Türkiye"den Başbakan Erdoğan"ın, Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina"yı arayarak idamın infazının ertelenmesini istemesine, "Molla"nın idamının ülkede yeni yara ve sorunlara yol açabileceğine" dikkat çekmesine; pek çok ülkeden İnsan Hakları Örgütlerinin, sözkonusu kararı veren mahkemenin uluslarası insan hakları standartlarını taşımadığına yönelik tespitlerine ve idamın durdurulması yönündeki itirazlarına; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay"ın yürütmeyle ilgili uluslararası insan hakları kurallarına riayet edilmediği uyarılarına rağmen; Abdülkadir Molla önceki gün idam edildi.

Molla, geçtiğimiz Şubat ayında savaş suçundan hüküm giymiş ve ömür boyu hapse mahkum edilmiş, ancak Bangladeş Anayasa Mahkemesi, müebbet cezasını kaldırıp idam kararı almıştı. Hukukçu olmayanların bile kafasını karıştıran ise, Anayasa Mahkemesi"nin 2010 yılında kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi"nin "ömür boyu hapis" kararını kaldırıp daha ağır bir cezaya "idam"a hükmetmesiydi. Anayasa Mahkemeleri verilmiş cezayı iptal edip daha azına hükmedebiliyor, ama cezanın daha ağırıyla, ölüm cezasıyla değiştirilmesi herhalde sık rastlanan bir eğilim değil, doğrusu enteresan. Enteresan olan bir başka şey ise, önümüzdeki Ocak ayında Bangladeş"in seçime gideceği ve Abdülkadir Molla"nın liderlerinden biri olduğu Cemaat-i İslami"nin şu an Bangladeş"e hükümet eden Başbakan Şayh Hasina"nın siyasi rakibi oluşu…

Hasina"nın ülkenin milliyetçi oylarını gözüne kestirdiği kesin gibi. Çünkü Abdülkadir Molla, 1971 yılındaki Bangladeş kurtuluş savaşına destek vermeyişiyle tanınıyordu. Doğu Pakistan"ın Hindistan"ın desteği ile bağımsızlığını kazandıktan sonra Bangladeş adındaki yeni ülkenin dolaylı olarak Hindistan tarafından kontrol ve idare edileceğinden endişeli olduğu kadar, savaşın Doğu Pakistan"ın sorunlarını çözeceğine de inanmıyordu. Dolayısıyla, Bangladeş"in kurtuluş savaşı döneminde, Birleşik Pakistan için çağrıda bulunmaya devam etti. Ama aynı Molla"nın, o dönemlerde Pakistan ordusu tarafından Bangladeş halkına karşı kullanılan ve dozu iyiden iyiye artan şiddete de sert tepki gösterdiği biliniyor, en azından kaynaklarda öyle geçiyor.

Molla hakkında yerli ve yabancı kaynaklarda yazılan bilgilerden çıkarak bu idamı Türkiye"deki İstiklal Mahkemeleri"yle kıyaslayanlar bir noktadan bakıldığında haklı yani. Kurtuluş Savaşı"na destek verse bile, "reddi miras" etmek istemediği bir takım yaşam pratikleri ve değerleri olanlara, Türkiye"de İstiklal Mahkemeleri marifetiyle neler yapıldığı hiçbir zaman sır olmadı. Zaten saklanmadı da, gösterile gösterile yapıldı; cezaların caydırıcı olabilmesi için dosta düşmana "gösterilmesi" fikrinin "Ortaçağ Avrupası" geleneği olduğunu bilenler bilir. Menderes"in idamı da biraz bununla ilgilidir. Ama işte dünya değişti, Bengal"in güdümlü bağımsızlığı ihtimalindense, Müslüman Pakistan"la birlikte yaşayakalmasının devam etmesi fikri, Bangladeşli bağımsızlıkçıların kızgınlığına sebebiyet verebilir, "şark kurnazlığı" sayesinde bunu siyasi faydaya tahvil etme çabaları da sözkonusu olabilir. Ama hem bu idama, hem de İslam dünyasına bakıldığında; Kur"an-i adalet duygusunun nereye gitmiş olduğu, hatta yüzyıllardır Müslümanların yüreğine uğramış olup olmadığı belirsizdir.

Çünkü bu idam, manevi bir iflastır.

Çağdaş dünyanın süregelen ve sonu kestirilemez ideolojik çatışma ortamında İslam"ın hangi koordinatlarda durduğunun; dünyayı, insanı, anlama ve kavramada elimize nasıl bir prospekt sunduğunun; barışa ve esenliğe dair ne tür bir formülü olduğunun; Müslüman olanlara ve dahi olmayanlara nasıl bir dünya önerdiğinin; yeryüzünü şekillendirme fikrinin ne olduğunun; bunu yaparken hangi izlekleri önerdiğinin, hiç anlaşılamadığı ve görünen o ki yakın zamanda da anlaşılamayacağının göstergesidir.

Bangladeş sokaklarının karıştığı haberleri akıyor şimdi ajanslardan. Tam da yoksul bir Müslüman ülkede olması gerektiği gibi… Değil mi?

Olanlara baktıkça söyleyecek bir söz bulmak, cümle kurmak zorlaşıyor. Allah rahmet eylesin…

10 yıl önce
Molla"nın idamı, Bangladeş, Müslümanlar
Önceliğimiz neden çalışan sigortalı kadınların çocuğu?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir