|
O binbaşı Amerikalı olsaydı neler olurdu?
Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanan rakamlara göre, 7 Haziran-24 Temmuz arasında PKK tarafından 121 silahlı saldırı, 15 adam kaçırma, 16 yol kesme, 59 araç yakma, 53 patlayıcı madde atma başta olmak üzere toplamda 281 terör eylemi yapıldı. Bu eylemlerde 5 güvenlik görevlisi şehit edildi.

Bunlar arasında önceki gün eşi ve kızının da bulunduğu aracında hain bir pusuya kurban giderek şehit düşen Binbaşı Arslan Kulaksız'la, dün çarşı iznine çıkmışken şehit edilen astsubay Ziya Sarpkaya yok. 7 Haziran'dan 24 Temmuz'a dek, PKK tarafından ayrıca 53 güvenlik görevlisi ve 10 vatandaş yaralandı, 4 vatandaş da öldürüldü.

Yani, Murat Karayılan 23 Mayıs'ta verdiği “seçimler bitene kadar eylem yapmayacağız” sözünü tuttu, ama seçimler biter bitmez eylemlere başladı/başladılar. Çatışmasızlığı fiilen bitirdiklerini ilan etme tarihi ise 11 Temmuz oldu. PKK, devlete “askeri amaçlı yol ve baraj yapmak” suçlamasını yönelterek ateşkesi bitirdiklerini ilan etti.

Ama bu, “gözünün üstünde kaşın var” demekle eşdeğerdi, sahici değildi ve zaten günlerce alaya alındı. Bunun büyük terör eylemlerine başlamak için yeterli bir gerekçe olmadığı anlaşılınca, bir süre “şoför, TIR'ı devrimci halkımızın üstüne sürdüğü için cezalandırdık” gibi açıklamalarla araç yakma gibi görece küçük eylemlerle devam ettiler.

20 Temmuz'daki Suruç saldırısı ise, PKK'ya arayıp da bulamadığı öldürme gerekçesini verdi. Aynı gün Adıyaman'da onbaşı Müsellim Ünal PKK'lılarca şehit edildi. İki gün sonra 22 Temmuz'da 2 polis Ceylanpınar'daki evlerinde kafalarına kurşun sıkılmış halde bulundu. PKK uykularında katledilen o iki polisin, Suruç'un misillemesi olarak “IŞİD'le işbirliği” gerekçesiyle öldürüldükleri açıklamasını yaptı. 23 Temmuz'da IŞİD'in astsubay Yalçın Nane'yi şehit etmesi sonrası Türkiye IŞİD mevzilerine operasyon yaptı.

Ceylanpınar'daki polisleri, “Türkiye IŞİD'e destek veriyor” diye öldürdüklerini açıklayan PKK, Türkiye IŞİD'i vurduğu halde, yine de durmadı, öldürmeye devam etti.

Olaylar kronolojik olarak böyle geliştiği halde; içerden Sözcü'sünden Cumhuriyet'ine, dışarıdan ise New York Times'ından BBC ve AFP'sine dek bütün “muhalif”ler; Türkiye'nin PKK'yı vurmasının “delilik” olduğu konusunda birleşiyor; Erdoğan'ın erken seçim yatırımı olarak barış sürecini ve ateşkesi bitirdiğini iddia ediyorlar.

Yani, bir devletten terör eylemlerine karşılık vermemesini bekliyorlar. Toplumun güvenliğini sağlamak için hiçbir adım atmamasını; “nerede bu devlet” isyanlarına kulak tıkamasını, bir devletin asli görevini bir kenara bırakarak acziyet göstermesini bekliyorlar.

Bunu sizin aklınız alıyor mu? Düşünün ki, New York Times'ın, BBC'nin ve AFP'nin ülkelerinde; ABD, İngiltere ya da Fransa'da teröristler bir binbaşıyı eşiyle çocuğunun da bulunduğu otomobile pusu kurarak öldürecekler ve kıyamet kopmayacak, o ülkenin askeri alarma geçmeyecek, o teröristlerin peşine düşülmeyecek, öyle mi?

Böyle bir manzarayı hayal edebilen varsa bilemem, ben edemiyorum.

Ortadoğu'da oyun kurucu ülkelerin, bölgedeki benzerleriyle birlikte Türkiye'yi de bir üçüncü dünya ülkesi olarak görmeleri haklı bulunamaz ama gerekçelendirilebilir. Bölgede, kendi askerini karada savaştırmak yerine taşeron PYD'ye iş vererek onu kullananların PKK'ya göz kırpma amacı da gayet anlaşılır. O ülkeler için, kendi vatandaşlarının tekinin canı, Ortadoğulu binlerin canına bedeldir. Bunu defalarca tecrübe ettik.

Peki, yerli işbirlikçilere neler oluyor? Devletin, PKK'nın yaptığı onlarca terör eylemine haklı ve meşru olarak karşılık vermesini “seçim yatırımı” diye kodlayarak PKK'ya söylem yoluyla moral meşruiyet temin edenler, kendi insanının canını değersizleştirdiğinin farkında değil mi? Aslında barışı aylar önce bitirmiş, 11 Temmuz'da ilan etmiş, bir haftadır da kan akıtmaya başlamış PKK orada öylece dururken “Erdoğan barışı bitirdi” diye başlık atanların elinde o binbaşının, o subayların, o polislerin kanı yok mu?

Var var!..
#Başbakan Davutoğlu
#pkk
#pyd
9 yıl önce
O binbaşı Amerikalı olsaydı neler olurdu?
Kara dinlilerle milletin savaşı
Gel bakayım arkadaş, sen bize ne dedin ne yaptın
Evladım uçmadan evvel başını iki elinin arasına al
‘1 gün savaşı’…
Ne olacak bu anne babaların hali?