|
Ölüm yılı

Geride bıraktığımız 2016 yılını tanımlayacak kelimenin ölüm olduğunu düşünürken ve ölülerimizi anarak yeni yıla girmeye niyetlenirken; 2017 de, bir kötü kaderi devralır gibi terör saldırısıyla ve 39 insanımızın hayatını kaybetmesiyle başladı. Eylemin yılbaşında yapılması, kurbanların Reina'da yeni yılı kutlayanlar olması ise, daha önceki terör saldırılarında karşılaşmadığımız, baş edilmesi gereken yeni bir duruma sebebiyet verdi: Hayat tarzı tartışması... İşler hangi ara bu noktaya vardı bilmiyorum, ama son gördüğümde muhafazakarların çoğu sosyal medyada, yılbaşı kutlamalarına neden daha yüksek sesle destek vermediği noktasında tekmil verme noktasına sürüklenmeye çalışılıyordu.



Öncesi de vardır, ama benim gazeteciliğe başladığımdan bu yana gündemde olduğuna bizzat şahitlik ettiğim, bu sürede muhafazakarların kendini bir türlü izah edemediği bu tartışmadan hakikaten bıkkınlık duyuyor olmama rağmen bu konuya döneceğim. Ama her şeyden önce 2016'da gidenleri anmak ve kaybettiklerimizi hakkıyla uğurlamak isterim doğrusu. O nedenle önceliği şehitlerimize, zamansız gidenlerimize vererek 2016'da aramızdan ayrılanları hatırlamak ve okura da hatırlatmak isterim:



15 TEMMUZ DARBE ŞEHİTLERİ:

Geçen yıl içinde darbe girişimini çıplak elleriyle kahramanca durduranlardan 3 bine yakın kişi yaralandı, askerinden siviline, gencinden yaşlısına 241 vatandaşımız şehit oldu. Bunlar arasında Mustafa Cambaz, Erol Olçok gibi tanıdığımız, sevdiğimiz insanlar da vardı. Bir de Ömer Halisdemir, Halil Kantarcı, İlhan Varank, Türkan Türkmen Tekin gibi tanımadığımız kahramanlar… Hem bir gecede hepimizi duygusal olarak altüst eden darbe sürecine, hem gidenlerin her birine kahırlanmaktan, ülkenin çoğunluğu olarak uzun bir süre kendimize gelemedik.



TERÖR ŞEHİTLERİ:

Dozu gittikçe artan terör ve spesifik olarak canlı bomba eylemleri, bir yandan kalbimizi ülkemize daha çok bağladı, ama bir yandan da o kalplerin içinden geçirilen dikenli bir tel gibi, aramızdan canlar koparttığı her seferinde deldi, yırttı, kanattı. Tek tek değilse bile o eylemlerde hayatını kaybedenleri anmayı görev sayıyorum, zira bana kalırsa o saldırılarda ölenlerin her biri 2016'nın anılmayı en çok hak edenleriydi:



12 Ocak'ta DAEŞ'in saldırısıyla İstanbul'da 15 kişi hayatını kaybederken, 17 Şubat'ta PKK Ankara'da 29 kişiyi katletti. 13 Mart'ta failinin yine PKK olduğu Ankara saldırısında 38 kişi hayatını kaybederken, 19 Mart'ta DAEŞ İstanbul'da 5 kişiyi öldürdü.



7 Haziran'da PKK İstanbul'da 13 kişiyi, 28 Haziran'da DAEŞ İstanbul'da 45 kişiyi, 18 Ağustos'ta PKK Elazığ'da 6 kişiyi, 20 Ağustos'ta DAEŞ Gaziantep'te 57 kişiyi, 26 Ağustos'ta PKK Cizre'de 13 kişiyi, 9 Ekim'de PKK Şemdinli'de 17 kişiyi, 16 Ekim'de DAEŞ Gaziantep'te 5 kişiyi, 4 Kasım'da PKK Diyarbakır'da 12 kişiyi, 10 Aralık'ta PKK İstanbul'da 46 kişiyi, 17 Aralık'ta PKK Kayseri'de 15 kişiyi aramızdan aldı.



Her şehit haberiyle sarsıldık, saldırının ardından buruk öyküsünü öğrendiğimiz her birine ayrıca yandık. Başkaları tarafından fark edilmeyi “gözüme bir şey kaçtı” klasiğiyle savuşturamayacağımızdan, yıl boyunca neredeyse haberleri izleyemez hale geldik.



SURİYENİN TOPLU ÖLÜMLERİ:

Acımızın bize yetmesi gerekirken, fazlasına düçar olduk. Zaten alev alev yanan güneyimizde bir de İran'ın sekteryan politikaları gemi azıya alınca bu kez de Şiilerin Sünnilere yaptığı zulümle karşılaştık. Suriyelilerin ahı arşı alaya değdi, bombalar altında birer ikişer değil, -bir ölüm ölçü birimi olarak- apartman apartman öldüler. Sadece kendi ülkemizde olanlarla ilgilenecek bir toplum olmadığımızdan her haksız ölümün, her bir masumun katledilişinin ucu bize mutlaka değdi. Sonra, Fırat Kalkanı başladı ama Suriye'deki ölümler bitmedi, bu kez kadim Halep bombaların yeni adresi oldu. Halep sorunu sonunda çözüldü ama, Suriyeliler ölmeye devam etti. Aslına bakarsanız siz bu satırları okurken bile Suriye'de insanlar ölüyor. Geçen yılın anılmayı hak edenleri varsa, Suriyeliler herhalde bu grup içinde olur.



EMRİ HAKK TECELLİSİ ÖLÜMLER:

2016'da toplu ölümlerin dışında bir de, doğal sebeplerle, tekil ve “emri hakkın tecellisi” şeklinde gerçekleşen ölümler vardı. Haber olduklarına göre de bu kişiler ünlüydü. Mustafa Koç, Tahsin Yücel, Kamer Genç, Atilla Özdemiroğlu, Oya Aydoğan, Gönül Ülkü Özcan, Tarık Akan, Erdal Tosun, Naşide Göktürk, Ülkü Erakalın, Ergüder Yoldaş, Tanju Gürsu, Hakkı Devrim, Yaşar Nuri Öztürk, Kemal Unakıtan, Nail Güreli, İsmet Sezgin, Halis Toprak, Muhammed Ali, Umberto Eco, Alan Rickman, Natalie Cole, David Bowie, Prince, Leonard Cohen, Pete Burns, Fidel Castro, George Michael, Zsa Zsa Gabor ve Carrie Fisher gibi yerli yabancı çok sayıda ünlü isim geçtiğimiz yıl hayatını hayatını kaybetti. Kimi müzisyen, kimi edebiyatçı, kimi aktör ya da siyasetçi, bu insanlar da bir biçimde kitlelere dokundu, dünyada iz bıraktı. Kimine rahmet dileyelim, kimine “toprağı bol olsun” diyelim…


#Reina saldırısı
#Terör
#PKK
#DAEŞ
7 yıl önce
Ölüm yılı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset