|
Referanduma giderken

Anayasa değişiklik maddeleri Meclis'ten geçti. Referandumun ise tarihi henüz netleşmemekle birlikte Mart sonu Nisan başı gibi yapılacağı öngörülüyor. Sonuçlarının şimdiden ülkemize milletimize hayırlı olmasını dileyelim ve anayasa değişiklik maddeleriyle belirlenen yeni sistemle eski parlamenter sistem arasındaki farkları dilimiz döndüğünce anlatmaya geçelim.



Türkiye'nin siyasi tarihine baktığımızda gördüğümüz, parlamenter sistemin daima bir şekilde sorunlara neden olduğu ya da sorunlara maruz kaldığı. Yasama, yürütme ayrılığının olmaması, en azından istenen düzeyde olmaması ve ülkenin sıklıkla koalisyon hükümetlerine mahkum olması, parlamenter sistem hakkında zaten herkesin malumu olan, sık sık dillendirilen durumlar.



Ama bir de parlamenter sistemi güya denetlemek için kurulmuş mekanizmaların Türkiye'ye verdiği zararlar var. Bu frenleme mekanizmaları yıllar yılı bürokratik oligarşinin seçilmiş siyasetçiyi yola getirme aracı olarak çalıştırıldı. Yıllar boyunca, siyaset kurumuna müdahalelerde bulunuldu; yeri geldi yasalar iptal edildi, yeri geldi siyasiler cezalandırıldı, kimi zaman siyasi partiler kapatıldı. O dönemde, Türkiye'de kuvvetler ayrılığından değil, ancak yargının Meclis üzerindeki vesayetinden söz edilebilirdi. Yani, parlamenter sistem idealde demokrasiyi sağlamaya matuf olmasına rağmen, temelde sistemin kendisinde bir sorun yoksa bile, Türkiye'de farklı işledi. Türkiye'nin yaşadığı parlamenter demokrasi tecrübesi pek de demokrasinin kökleşmesine, derinleşmesine yol açmadı yani...



Önümüzdeki iki ay içinde oylayacağımız Partili Cumhurbaşkanlığı denilen, ama Başkanlık olarak da telaffuz edilebilecek sistemdeki öngörülen değişiklikler ise şöyle:



-Milletvekili sayısı 550'den 600'e yükseltilecek. -Yedek milletvekilliği olacak. Seçilme yaşı 18'e inecek. -Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 4 üyesini Cumhurbaşkanı atayacak, 7 üyesini de Meclis seçecek. -Başbakanlık makamı ortadan kalkacak. -Bakanları cumhurbaşkanı seçecek. -Bakanlar meclis dışından da olabilecek. -Meclis'ten Bakan olanın milletvekilliği ise hemen düşecek. -Cumhurbaşkanı'nın Meclis'i feshetme yetkisi var, ama Meclis'i feshederse kendini de feshetmiş sayılacak.



-Cumhurbaşkanı 5+5 olmak üzere iki dönem seçilebilecek. -Cumhurbaşkanı'nın partisi ile ilişkisi devam edecek. -Cumhurbaşkanının en az 2 yardımcısı olacak. -Mevcut parlamenter sistem 2019'daki seçime kadar devam edecek. -Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanların Yüce Divan'a yollanması için Meclis'te 3'te 2 çoğunluk (401 oy) gerekecek. -Cumhurbaşkanı, kanun hükmünde kararname çıkarabilecek. –Cumhurbaşkanı'nın özgürlükler konusunda kararname çıkarma yetkisi ise olmayacak.



Bu fotoğrafa göre parlamenter sistem ve başkanlık arasındaki en belirgin fark, yasama ve yürütme arasındaki kuvvetler ayrılığının derinleşmesi olarak gözüküyor. HSYK üyelerinin 4'ünün Cumhurbaşkanı, kalan 7'sinin Meclis tarafından seçilecek olması ise, yargının vesayet unsurlarından, hele de –yaşadığımız tecrübeden sonra- FETÖ gibi yapılardan uzak tutulmak için tasarlanmış olabileceği ihtimalini akla getiriyor, ki bu da zorunlu bir yaklaşım... Önümüzdeki iki ay boyunca üniter sistem mi, federal sistem mi dilemması da yaşamayacak Türkiye, nitekim sistem değişikliği lafzı geçmeye başladığı andan itibaren Erdoğan, Türkiye için federatif sistemi düşünmediklerini en baştan koymuştu. Bu konuda bir tartışma yok, kimse propagandasını “bölünüyoruz” korkusu üzerinde kuramaz yani.



Bu ve benzeri değişiklik maddeleri, önümüzdeki iki ay boyunca uzun uzun konuşulacak. Bu aşamada mühim olan ve altı çizilmesi gereken şeylerden biri şu: Nasıl ki, Evetçi olmak bir haksa, Hayırcı olmak da o kadar demokratik bir haktır. Yavaştan sosyal medyada görmeye başladığım gibi insanları hayırcı diye vatan haini ilan etme noktasına varmanın da ne Erdoğan'a, ne Evetçilere, ne de bu ülkeye bir faydası olmayacaktır.



İkincisi; Erbakan'dan Özal'a, Demirel'e dek Türkiye'de siyasiler yıllar boyunca Başkanlık sistemini savunmuşlar, en azından dile getirmişler; ama toplumun bu sisteme olan yaklaşımı şimdiye dek hiç gerçek biçimde ölçülmemişti. Türkiye'nin Başkanlık sistemini isteyip istemediği önümüzdeki referandumla ilk kez görülmüş olacak.



Bakalım neler olacak?


#FETÖ
#Referandum
#Partili Cumhurbaşkanlığı
7 yıl önce
Referanduma giderken
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset