|
Senin 2013"ün

Ocak ayı neredeyse yarılanacak ama rötar yapmak, hiç yapmamaktan iyidir diyerek, bir yıllık durum değerlendirmesi yapmak isterim. Aslında bu aynı zamanda bir tür hasar tespit raporu, çünkü 2013"te Türkiye daha önce hiç olmadığı kadar sarsıldı. "Ne güzel bir yıldı" denilebilecek şeyler de oldu; ancak tuhaflığı da burada ki Türkiye neredeyse 40 yıllık sorunların çözülmeye yüz tuttuğu 2013"te, yeni ve büyük sorunlar yaşadı.

YILIN SULHU:
Tartışmasız şekilde, memlekete 80"li yıllardan itibaren irtifa kaybettiren, yeltendiği her adımda elini açığa düşüren, belini doğrultmasına izin vermeyen, tüm bunlardan çok daha önemlisi ocaklara ateş düşüren, anneleri bir ömürlük acılara salan terör çözüldü. Onyıllar boyunca onbinlerce genç insanın toprağa düştüğü terör süreci, hükümetin girişimleri sayesinde sona erdi; terörün askeri yöntemlerle çözülmesinin mümkün olmadığı, işin siyasi ve toplumsal yönlerini ıskalayan her çözüm önerisinin akim kalmaya mahkum olduğu tezi de doğrulandı. Ama bu durum, artık Diyarbakır"a gidip romantik yazı yazamayacak olanların canını fena halde sıktı.
YILIN BAŞARISI:
Bir zamanlar faizi giderek katlanan IMF borçları sokaktaki vatandaşın dahi kabusuydu. Çaresizce durumu kabullenmiş vatandaş, ortak muhayyilesinde, her yıl belli dönemlerde gelip köylünün nesi var nesi yoksa haraç alır gibi toplayıp giden yedi başlı canavar olarak tahayyül ettiği IMF"in Türkiye"den elini çekmeyeceğini düşünürken, Mayıs ayı ortalarında IMF borcunun bittiği açıklandı. Yaşasındı, Türkiye artık sıçrayabilirdi.
YILIN KALKIŞMASI:
Türkiye sıçrayamadı, Gezi Parkı"nda ağaçlar için başlayan eylemler, açıklamanın üstünden 15 gün geçmeden, polisin sert müdahalesinin de tetiklemesiyle Türkiye"ye dalga dalga yayılan bir kalkışmaya dönüştü. Tencere tava çalmak suretiyle komşu rahatsız etme; duvarlara yazı yazma gibi görece "zararsız" eylemlerle başlayan protesto, giderek 3 milyon kişinin sokaklara döküldüğü, caddelere barikat kurmaya, iş makinelerini kaçırıp polise saldırmaya, Ankara ve İstanbul"da Başbakanlık Ofisi basmaya dek genişleyen eylem skalasıyla bir tür ayaklanmaya evrildi. Bunun Türkiye"ye maliyeti, "eylem yapmayı sadece büyüklerinden dinleyen 90 kuşağı, birikmiş enerjisini döktü, çocuklar biraz eğlendi" demek için çok fazla oldu; hükümetin yüzde 63"le aldığı ve Mayıs ayı itibariyle yüzde 4.67"ye kadar gerilettiği faiz oranı, yüzde 9"a fırladı. Sokaklardaki vandallıkların, yatırımcının ve turistin kaçmasının maliyetini tamamen ayrı tutarak, sırf faizdeki artış Türkiye"ye 18.5 milyar dolar kaybettirdi.
YILIN HAYALKIRIKLIĞI:
Sonbahar sıcak geçecek diyenlerin işaret ettiği ODTÜ eylemleri, harçları kaldıran Başbakan"a karşı başlatıldı ancak cürmü kadar yer yaktı; pek çok kişi "Sonbahar o kadar da sıcak geçmedi" diye düşündü. Ama bu esnada kışın tam ortasına bir ateş topu düştü. Aralık"ın 17"sinde cemaat medyası destekli büyük bir operasyon başlatıldı. Hükümetin dershaneleri özel okula dönüştürme kararının hemen ardından, 17 Aralık"ta bakan çocuklarının, işadamlarının içinde bulunduğu önemli isimlere operasyon düzenlendi. Bunu açıktan dillendiren de oldu, dillendirmeyen de; ancak aklı başında olan herkes bu operasyonun, AK Parti"nin yola çıkarken söz verdiği yolsuzlukla mücadele hedefini değilleme ve kamuoyu algısını hükümet aleyhine etkileme amacı güttüğü konusunda şüphe duymadı. Zira daha önce de aynı kesim, MİT müsteşarı Hakan Fidan üzerinden Başbakan"ı sigaya çekmeye çalışmış, ama başarılı olamamıştı. 25 Aralık"ta gerçekleştirilmeye kalkışılan ancak Emniyet"in direnci sayesinde önüne geçilen ikinci operasyonda içeri alınacaklar arasında Bilal Erdoğan"ın da olduğu öğrenildiğinde, bu öngörü tescil edildi. Hedefte olan Başbakan ve O"nun ulusal ve uluslararası saygınlığıydı. Zira, tüm bunlar olurken, cemaatin tanınmış isimleri sosyal medyada Başbakan"ı El Kaide ile ilişkilendiren mesajlar yayınlamaya devam ediyordu. Şaka gibi, birkaç gün önce de Esad Başbakan Erdoğan"ı BM"ye şikayet etmişti. Bunların sebebi sonradan anlaşıldı.
YILIN YALANI:
2013"ün son günlerinde sınırda "yakalanan" ve İHH ve MİT ile ilişkilendirilen TIR; Türk hükümetinin İHH ve MİT aracılığıyla El Kaide"ye silah yardımı yaptığı algısını derinleştirdi. Gezi olaylarında Batı"ya şikayet edilen Başbakan ve yakın çevresi uluslararası arenada bir kez daha kriminalize edildi. Bu yolla, birilerinin ortaya attığı "Türkiye Ortadoğu"da mezhepçilik yapıyor" kullanışlı yalanı genişletildi, büyütüldü, yaygınlaştırıldı. Bunun, cemaatin hoşlanmadığı bilinen "İHH" ve "MİT" üzerinden yapılması; ulusalcılarla cemaatin hükümeti aynı yerden vurmaya kalkıştığının görülmesine; bu da inanan insanlarda tamirinin mümkün olacağından emin olunamayan büyük bir hayal kırıklığına, büyük bir yaraya yol açtı.
YILIN MEKTUBU:
Yeni yılın ilk günlerine denk gelmiş olmasına rağmen, eski yılı içerdiği için Gülen Hocaefendi"nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül"e gönderdiği ve Başbakan Erdoğan"a da iletilmesini istediği mektup 2013"e de damga vurdu. Başbakan gelen mektubu Dolmabahçe toplantısında gazetecilerle, dolayısıyla kamuoyuyla paylaştı, cemaatin tabanı olan samimi Müslümanlarla bir sorunlarının olmadığını, ama devletin içindeki paralel mekanizmaya müsamaha edemeyeceklerini de ekleyerek... Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı hemen bir açıklama yaptı, mektubun Başbakan"a gönderilmediğini, pazarlık unsuru da içermediğini açıkladı. Aralarında arkadaşlarımız, değerli insanlar var; ancak hiç iyi niyetli olmayan, son derece kibirli bir açıklamaydı...
10 yıl önce
Senin 2013"ün
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’