|
Suikast

Kırk yıllık tecrübeyle terör eylemlerine -maalesef- alışkın bir ülkeyiz. Ama yine de, iki büyük canlı bomba eylemi ve aramızdan aldıklarının şokunu, yasını, üzüntüsünü daha üzerimizden atamamışken, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un öldürüldüğünü duymak, doğrusu şaşırttı. Bu çok büyüktü. O yakıştırmalar doğru, bu durum 1. Dünya Savaşı'nın nedeni olan Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand'ın suikaste uğramasının yarattığı etki gibi, önce Türkiye ile Rusya'yı karşı karşıya getirme, bölgedeki tarafları düşününce, ardından kelebek etkisiyle cepheleri genişletme ihtimalini büyük ölçüde içeriyordu. Allah'tan korkulan olmadı…



Bu, büyüktü evet, ama Rus uçağının düşürülmesi de öyle değil miydi?



Doğrusunu söylemek gerekirse katilin, FETÖ üyesi olduğuna ve suikast emrini de örgütten aldığına neredeyse eminim, Türkiye'de yaşayan ve bu örgüt üyelerinin 3 yıldır yaptıklarını izlemiş olan herkesin de –itiraf etsin ya da etmesin- böyle düşündüğüne inanıyorum. Sadece teröristin, tekbir getirirken sol elin kaldırılmayacağını bilmemesinden değil, sadece–tanıkların ifadelerine göre- Arapça sloganları bile acemice atmasından dolayı değil; katilin bir Nusracı olmaktansa, FETÖcü olmaya daha yakın tipi/görüntüsü olması nedeniyle de değil… Extrem görünümlü, devlette hele de güvenlik birimlerinde yuvalanma oranı FETÖcülere oranla binde bir bile olmayacak Nusra destekçileriyle, son derece “normal” gözüken ve çoğunlukla kamuda çalışan FETÖcü'leri, -sadece dini grupları az-çok bilen bizim gibi insanlar değil- sokaktan çevireceğiniz bir vatandaş bile ayırt edebilir. Üstelik katilin FETÖ'nün Körfez dershanesinde okuduğu, masraflarının FETÖ'nün firari işadamı Şahin İlgi tarafından karşılandığı, dayısının FETÖcü bir dershane sahibi olduğu neredeyse kesin. Teröristin daha önce Today's Zaman'ın Ankara temsilciliğini yapan firari Abdullah Bozkurt'un evinde kaldığı da biliniyor. Ki bu kişi, olaydan üç gün önce büyükelçilere yönelik suikastler olacağı yönünde tweet atan birisi. Örgütün resmi manipülasyoncusu polis eskisi Emre Uslu'nun, sosyal medyada olayı Halep'in intikamına bağlaması ve siyasal İslamcılara yıkmaya kalkışması ise komik bile değildi.



Evet kendine dindar diyenler ya da İslamcılar, Suriye'de İran'la elele vererek gerçekleştirdiği dolaylı-doğrudan katliamlar, göz göre göre binlerce masumun canına malolan Suriye politikası nedeniyle Rusya'yı eleştirdi. Hele de Halep'te olanlarla bıçak kemiğe dayanmıştı.



Ama öte yandan tüm dünya biliyor ki, Türkiye'nin Halep'te sıkışıp kalmış binlerce insanı sağ salim tahliye edebilmesinde de Rusya'nın arabuluculuğunun payı var. Bu durumda, en çok baskı altında kaldıkları dönemde bile birer suikastçıya dönüşmemiş İslamcıların, ille de birini öldürmesi gerekiyorsa, yıllardır Suriye'de insan katletmesine rağmen, tam da bugünlerde Haleplilerin bir kısmının canının korunmasına aracı olan Rusya diplomatı yerine, Türkiye'nin yardım otobüslerine bile ateş açan İran'ın büyükelçisine yönelmesi gerekmez miydi?



İşi Nusracılar diye etiketleyerek İslamcılara yıkma denemesi, dezenformasyona maruz kalmaktan aptala dönmüş Amerikan halkına ya da etnik ve dini farklılıklara yönelik ayrımcılıktan her türlü yalana inanabilecek kıvama erişmiş Avrupa kamuoyuna yutturulabilir. Ama Türkiye'de yaşayanlar ve üç yıldır bu ülkede “fiction” filmlerine nal toplatacak olaylar yaşandığına bizzat şahit olanlar, kimin ne olduğunu, bu ülkede hangi grupların intihar görevlerine sürülebileceğini, kimlerin sivil toplum ve sivil haklar içinde kalmaya devam edeceğini pekala biliyor… Elbette yine de soruşturmanın sona ermesi beklenip, nihai karar ona göre verilecek.



Kritik soru ise şu: Neden? FETÖcülerin neredeyse olay mahalline kimlik kartı bırakacak denli açık bir biçimde, Rusya'nın ve Türkiye'nin sinir uçlarına dokunmasının nedeni ne olabilir? Düşmanı kadar kudretli olmayanla, düşmanı kadar kudretli olan ya da öyle olduğuna inanan iki gücün savaş yöntemleri farklıdır. Çok güçlü olmayan düşmanı açıktan karşısına almak istemez, sinsilik bu yüzden vardır. Ancak düşmanından korkmayan pervasızlaşabilir ve FETÖ'nün Rus elçisine suikast düzenleyerek yaptığı budur. Bu, örgütün boyunu aşan bir gücü işaret ediyor olabilir. Dün izlediğimiz bölgedeki gelişmelerden rahatsızlık duyan, masa dışına itilmeyi sindiremeyen ABD derinlerinin, FETÖ'ye koruma vaat ederek yaptığı bir satranç hamlesi olabilir, eğer CIA'den habersiz yapıldıysa Fetullah'ın kafayı iyiden iyiye sıyırdığının göstergesi de olabilir.



Sonuçta hedeflenen Türk-Rus savaşı ya da en azından ilişkilerin gerilmesiyse; eylem amacına ulaşmadı. İki ülke kederde birleşti.



Bu olayın asıl zararı verdiği ise, Suriye'de hayatını kaybeden masum yüzbinler için sahici bir dert sahibi olan, bu yüzden Rusya'yı yüzde yüz haklı sebeplerle eleştiren vicdanlı insanların argümanlarını da, sesini de kısması oldu...




#Suikast
#FETÖ
#Andrey Karlov
7 yıl önce
Suikast
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi