|
AB’ye ve ABD’ye rağmen Evet galip

Türkiye bir halk oylaması geçirdi ve başarıyla sonuçlandı.



Referandum öncesi tüm gürültü patırtıya rağmen, bir takım kan söylemli tehditlere rağmen dirlik ve sükûnet içinde oylamanın bitirilmiş olması başarı sayılmalıdır.



Her seçimden veya oylamadan sonra yapılması mutat olan analizler bu oylamadan sonra da yapılıyor. Sonuçtan memnun olanlar var, memnun olmayanlar var... Yüzde tahminlerini tutturan var, tutturamayan var... Ben böyle durumlarda iddiaya girmem, tahminimi soranlara yüzde ellinin üstü her iki şık için de geçerli bir orandır. Üst tarafı keyfe keder veya keyfe katkı olur, diyordum. Görüştüğümüz arkadaşlarımız anımsayacaktır.



Şimdi bazı kesimler evetlerin yüzde 51 küsur çıkmasını tatmin edici bulmuyor. İlginçtir, tatmin olmayanlar daha çok hayır diyenler... Oylamadan önce acul davranıp da yüzde yetmişten aşağısına razı olmayacağını söyleyen hayırcılar çıkmıştı. Oyunun kuralı belli, %50+1 oy kimin lehine tecelli ederse başarı onun hanesine kaydedilir. Kural belli olunca, bundan sonra yapılacak analizler ancak geleceğe dönük önlemlere ilişkin sayılmalı... Evet deyip de sonuçtan memnun olmayanlar olacağı gibi, hayır deyip sonuçtan memnun olmayan kesimler de olabilir.



Sonuçta başarı evetlerden yana çıktı.



Ama neye rağmen evetler kazandı?



ABD'ye rağmen, AB'ye rağmen evetler kazandı.



ABD'de olsun, Avrupa'nın bütün ülkelerinde olsun, evet diyenlere geçit verilmedi. Bakanlara, milletvekillerine, orada yaşayan yurttaşlara nasıl muamele edildiği, hayır propagandası yapan terör örgülerine arka çıkılmasına rağmen evetçilere bütün yolların tıkandığı, basının sanki referandum o ülkenin iç meselesiymiş gibi yayın yaptığı, hiç rastlanmadık biçimde hayır propagandasına soyundukları sanırım artık tarihe geçmiş bir yüz karası olarak kalacaktır.



İngilizce The Economist dergisi “Ülke hiç olmadığı kadar bölünmüş durumda” diyor. Türkiye için söylüyor bunu. Oysa bu tablo tam da ne denli bütünleşmenin olduğu şeklinde okunmalıydı.



Almanya Sosyal Demokrat Parti lideri Martin Schulz referandum sonuçlarını şöyle değerlendirdi: “Sonuç Erdoğan'ın Türkiye olmadığını gösterdi.” Acaba mı? Hangi ülkede yurttaşların yüzde yüzü aynı yöneticiden yana tutum koyuyor?



Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşikilatı (AGİT) “Türkiye referandumu, eşit olmayan şartlar altında yürütüldü” diyor ve şunları ekliyor: “Referandumda iki taraf eşit şartlara sahip değildi, 'Evet' kampanyası medyayı domine etti” diyerek şu tehdidi savuruyor: “Bugünkü sonuçlar, Türkiye'de Avrupa değerlerini paylaşan ve ülkeleri için farklı bir gelecek seçen milyonlarca kişi olduğunu gösteriyor. AB, onların yüzüne kapıları hiçbir zaman kapatmamalı.” Bu cümlenin mefhumu muhalifi: Evet diyenlere kapılar kapatılmalı... Bu mu peki Avrupa'nın güvenlikten ve işbirliğinden anladığı?



Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri'nin açıklamasının tam metni ise şöyle: “Adil olmayan bir seçim ortamında, Türkiye nüfusu az bir farkla Erdoğan'a denetimsiz yetki verecek, otoriter bir sisteme uygun olan anayasa paketine destek verdi. Bu, Türkiye'deki bütün demokratlar için üzücü bir gün.” Oysa Türkiye bu Anayasa değişikliği ile vesayet rejimini ortadan kaldırıyor ve darbe dönemini bitiriyor, buna ne demeli?



Almanya Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı Christian Lindner ise Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda “Türkiye için kara bir gün. Referandum kampanyası ve oy kullanma süreci, ülkenin bir başkanlık diktatörlüğüne geçeceği yönündeki endişeleri doğruladı” demiş. Krallık rejiminde demokrasi mümkün oluyorsa, başkanlıkta evleviyetle olur. Avrupa ülkelerinin bir iki istisnası dışında tümü krallık...



Dış basın ve dış siyaset sözcüleri durumdan memnun olmayabilir. Biz, bu durumun nedenini de biliyoruz. Onlar şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da bu ülkede manipüle edecekleri yönetimlerin iktidarda olmasını istiyordu. Bu istekleri bütün çabalarına rağmen gerçekleşmedi. Böylesine pervasızca yürüttükleri kampanya sonuç vermedi. Ona hayıflanıyorlar. Şu da var, aynı oranlar içinde hayır oyları galip gelseydi acaba aynı ağzı kullanacaklar mıydı?



Bilinmeli ki: Hayırların yüzde 48 küsur olarak çıkması bile seçimin adil yönetildiğine delalet ediyor.



Kazanansa, son tahlilde, Türk demokrasisi oldu. Bu referandum darbe anayasasının defterini dürdü, tarihinde ilk kez halkın evetiyle bir sistem yürürlüğe konulmayı hak etti.


#ABD
#Avrupa
#AGİT
7 yıl önce
AB’ye ve ABD’ye rağmen Evet galip
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi