|
Dış politikaya ilkesel yaklaşım
Batı kültürü, köleli ve köleci, sömürücü ve sömürgeci, sınıflı ve sınıfçı, ırkçı ve ayrımcı temeller üzerine yerleşmiştir. Bu özellik Batı insanının temel ırasını oluşturur. Münferit kişiler bu özelliğin farkına varmasa bile bu temel gerçeklik değişmeden durmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri, esas itibariyle, Avrupalı seleflerinden bu özellikleri tevarüs ederek bu güne ulaşmıştır. Onun da karakterinin temel dokusunu ırkçı ve ayrımcı nitelik oluşturur. Üstelik bu ülke insanının, dünyanın dört tarafından gelmiş maceracı, haydut, kanun kaçağı insanlardan meydana geldiğini düşünürsek, onun bireyci, bencil özelliğini izah etme imkânını da yakalayabiliriz. Hem bireyci ve bencil, hem de çıkarına son kerte düşkün… Bu günün dünyasına hâkim olan vahşi kapitalizmin kökeninde de bu insanların hayat telâkkisini bulmak şaşırtıcı olmasa gerek…

ABD'nin iç ve dış politikası ilkece bu günden yarına veya bir başkandan ötekine değişiklik göstermez. Değişen husus, yalnızca yiğidin yoğurt yiyişine mahsus üslûba ilişkin ayrıntılarda vaki olur. Amerika ile siyasal ilişki kuran ülkelerin ve siyasetçilerin bu temel gerçekliği bilmesi gerekir. Bilmiyorlarsa, bu onlara mahsus bir eksiklik sayılmalı ve o ülkenin kendi siyasetçisini yetiştirmedeki sorunla bağlantılı görülmelidir.

Amerika gerçeği, böyle bir şeydir. Onunla ilişki kurmak isteyen ülke, bu gerçekliği gözden uzak tutmadan ilişkisinin niteliğini belirleme durumundadır. Bu demek değildir ki, Amerika üstün durumdadır ve bunun tersine onunla ilişki kurmak isteyen ülke madun mevkidedir. Hayır, Amerika da, ilişki kurmak istediği ülkenin şartlarına göre kendini hazırlamaya mecburdur. Aksi takdirde kurulmak istenen ilişkinin iki taraflı olmasından bahsedilemez.

Öte yandan, uluslararası siyasette, siyasetçinin mahareti, karşı tarafın gücünü kendi lehine imale edebilmesiyle bir değer ve anlam kazanır. Üstelik kurulmak istenen ilişkinin mahiyeti hakkında bilinç sahibi olmak gerekir. Acaba siyasal bir ilişki mi kurulmak isteniyor, yoksa savaşmak mı? Savaş, elbette, siyasetin iflas ettiği yerde başlar. Eğer Amerika ile savaş üzerine değil, fakat siyaset üzerine bir ilişki kurulacaksa, onun gücünü kendi lehine ve dostlarının lehine imale etme maharetine sahip çıkmak gerekir. Siyaset üzerinden ilişki kurmak, tarafların, karşı tarafın asal gerçekliğini dikkate almak suretiyle strateji geliştirmesini öngörür. Savaş, her zaman, en son ve çaresiz kalındığı hallerde başvurulabilecek bir yöntemdir. Siyasetçi, elbette usta siyasetçi, karşı tarafın verili gerçekliğini kendi lehine çevirmenin üstesinden gelebilen kişidir.

ABD örneğinden hareketle dermeyan edilen yukarıdaki mülahazalar, diplomatik ilişki kurulmak istenen her ülke için karşılıklı olarak geçerliğini koruma değerindedir.
#Batı kültürü
#dış politika
#siyaset
8 yıl önce
Dış politikaya ilkesel yaklaşım
Yaptırım, Macron’un Türkçe tweeti ve AB’nin ekonomi güvenliği
Trump iyi mi, kötü mü?
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!