|
İktidar mücadelesi

Hâlihazırda ortada görünen hengâmenin biraz da bu ülkede sürdürülmekte olan iktidar mücadelesinin bir parçası olduğunu kabul etme durumundayız.



Bu mücadele yeni değil.



Temelleri Tanzimat'la atılmakla birlikte, esas itibariyle Sultan V. Murat'tan itibaren padişahlar, daha sonra da kurulu düzene sahip çıkanlar ile halktan yana değerlere sahip çıkanlar arasında yürütülen bir mücadele…



Bunun adı Meşrutiyet veya Cumhuriyet olarak konulabildiği gibi, modernleşme veya modernizasyon olarak da adlandırılmış olabilir. Kimi zaman ilerici gerici çatışması olarak görülüp öyle adlandırılmış olabilir.



“Yeni Düzen”e sahip çıkanlar, halkı, daima kendisine rağmen hareket edilmesi gereken reddiyeci, tutucu, mani olucu bir güç olarak telakki etmiştir. Çünkü getirmek istediği düzen, başta din olmak üzere halkın itibar ettiği değerlere muhalif bir düzenceyi öngörüyordu. Halksa kendi asal değerlerine sahip çıkmakta diretiyordu…



V. Murat, bir biçimde halka rağmen hareket edenlerin yanında yer almayı kabul etmişti. Ama kardeşi Sultan Abdülhamit Han bu güçlere karşı koymayı iktidarının temel misyonu olarak görüyordu. Bu nedenle de karşıt güçlerin (muhaliflerinin) amansız bir düşmanı ilan edilmişti. 33 yıllık direnmeden sonra bu direnç kırıldı ve Sultan Abdülhamit'e karşı savaşım verenler iktidar mücadelesinde ön aldı. İttihatçılar galip geldi. Ardından kurulan cumhuriyette de, İttihatçıların genetik ardılı olan Halk Fırkası (sonraki adıyla CHP) nezdinde aynı iktidar mücadelesi yürütüldü.



Halk, kendisine verilen her fırsatta kendi değerlerini sahiplenen, dahası tam anlamıyla sahiplenmede başarılı olmasa bile öyle görünen bütün girişimlere destek çıktı. Yapay bir hareket olmakla birlikte Serbest Fırka'ya destek olmuştu. 1950'de Demokrat Parti'yi hükümete taşıdı. 1960 darbesinden sonra 1964'te Adalet Partisi'ne sahip çıktı. 1980 darbesinden sonra Turgut Özal'ın ANAP'ına destek verdi. 2002 yılından bu yana da AK Parti'ye destek çıkıyor…



Ne var ki, adı geçen partiler (Serbest Fırka hariç) hükümet olmakla birlikte asal mücadeleyi kurulu düzenin prangalarını kırmak için, başka bir ifadeyle iktidar olmak için uğraş verdiler. Özellikle Turgut Özal'ın ANAP'ı ile Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti'si bu düzlemde çaba gösterdi. Bu mücadele bir bakıma da kurulu düzene karşı savaşım verme olarak değerlendirilebilir.



Savaşım, kurulu düzene sahip çıkanlarla bu düzenin prangalarını kırmak isteyenlerin arasında geçiyor… Başka bir söyleyişle, hükümet olmakla birlikte iktidarı da sahiplenmek isteyenler ile kurulu düzene sahip çıkmakla birlikte hükümet olamayanlar arasında sürdürülen savaşım…



Kurulu düzenin prangalarını kırmadıkça bir başına hükümet olmanın son tahlilde fazla bir anlamı olmayacağı, bir hükümet değişikliği ile ortaya çıkacaktır.



Olaya bu açıdan bakıldığında ülkenin yeni bir anayasaya olan ihtiyacı kendiliğinden ortaya çıkar. Halk kendi kararına müracaat edildiği her defasında sağduyusunu öne çıkarmak suretiyle verdiği kararda ne kadar isabetli olduğunu kanıtlamıştır. Durum, yeter ki, onun karar vermesi noktasına getirilsin!..


#İktidar mücadelesi
#Yeni Düzen
#AK Parti
#chp
#Meşrutiyet
8 yıl önce
İktidar mücadelesi
Dokunulmazlıkların kaldırılması kime yarar
Kırk yılda bir
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar