|
Rahmetin ve gazabın toptan gelmesi
Müminlerin annesi Hz. Aişe'den rivayete göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kıyamete doğru bir ordu Kâbe'ye saldırmak üzere yola çıkacak, çıplak çöl gibi bir yere geldiklerinde hepsi birden yerin dibine batırılacaklardır." Aişe (ra): “Ya Rasulullah, onların arasında kötü niyetli olmayanlar veya ticaret yapmak için gelenler varken hepsi birden nasıl yerin dibine batar?" diye sordum. Rasulullah (sav): “Evet hepsi birden yerin dibine geçecektir. Ahirette de diriltilip niyetlerine göre hesaba çekileceklerdir." (Riyazüssalihin'den nakil: Buhârî, Büyu' 49; Müslim, Fiten 4-8,).

İnsanların arasında iyi niyetlilerin, kendi işinde gücünde olanların da gelen gazaptan (musibetten) pay almasının hikmeti ne olabilir?

Burada “emr-i bi'l-maruf, nehyi ani'l-münker" fehvasının uygulanması durumuna atıfta bulunmamız gerekiyor.

İyiler de cezalandırılıyor, çünkü uyarmaya ilişkin görevlerini yapmadıkları anlaşılmaktadır.

Buradan ayrıca anlıyoruz ki, fiiller yalnızca icrai olarak işlenmiyor, ihmali olarak da icra edilebiliyor.

Suya düşmüş veya darda kalmış birini kurtarmaya gücümüz yeterken, öylece durup bakmışsak, burada ihmali bir fiil söz konusudur.

Buradan başka alanlara da yol bulmamız imkân dâhiline giriyor. Dünyayı değiştirmek için başkalarının yapıp etmesini beklemek yerine, bizzat kendimizin harekete geçmesi gereği ortaya çıkmaktadır.

Aslında, Allah Rasulü'nün beyanı sadedir, o: “Kıyamete doğru bir ordu Kâbe'ye saldırmak üzere yola çıkacak, çıplak çöl gibi bir yere geldiklerinde hepsi birden yerin dibine batırılacaklardır." Diye buyuruyor.

Buradan, Kâbe'ye saldırma niyetiyle yola çıkan bir ordudan bahsediliyor. Ancak Hz. Aişe, onların arasında iyi niyetlilerin veya tüccarların bulunabileceği ihtimalini dile getirdiğinde, niyetlerine göre hesaba çekilecekleri hususu vurgulanıyor.

Böylece, her halükarda asıl olanın iyi niyet olduğu faraziyesine ulaşmamız da mümkün görünmektedir. Ahirette niyetlerine göre hesaba çekileceklerinin bildirilmesi, bizi böyle bir sonuca ulaştırmaktadır. Ayrıca, amellerin niyetlere göre değerlendirileceğine dair olan hadis-i şerif de, bu fikri doğrulamaktadır.

Acaba “Kâbe'ye saldırmak"tan maksat ne olabilir? Doğrudan doğruya Kâbe binası mı kastedilmektedir, yoksa Kâbe'ye İslam'ın sembolü olarak bir anlam yüklemek de mümkün müdür?

Ben yalnızca soruyorum, yorum geliştirmiyorum.
#Resulullah
#Kâbe
#emr-i bi'l-maruf
#nehyi ani'l-münker
٪d سنوات قبل
Rahmetin ve gazabın toptan gelmesi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi