|
Yeni bir dünya düzeni kurulurken(2)

Türkiye'nin, istikbaldeki yeni bir dünyanın kurulma aşamasında kaderin kendine tayin ettiği öncü rolünü ifa ederken var olan dengelere azami duyarlığı göstereceğini ummak istiyorum. Yer kürenin kurulu düzenine hâkim olan güç odaklarının yerinden oynatılmaya razı gelmeyeceği bellidir.



Burada şöyle bir dengenin öngörülebileceğini düşünüyorum. Eğer genelde Ortadoğu politikası söz konusuysa, bu mıntıkada çıkar ilişkisi halinde bulunan ülkelerin birbirlerine karşı siyasal konumu nedir sorusu bu sorun'un çözümlenmesinde ön alıyor.



Söz konusu sorunun kaynağı ne zaman başladı? Niçin? Bütün bunların dikkate alınması gerekiyor.



Osmanlı Devleti adı geçen mıntıkaya egemen iken böyle bir sorun yoktu. Ne zaman ki Osmanlı Devleti ortadan kaldırıldı, Ortadoğu sorunu diye bir gaile ortaya çıktı. Hele de İsrail Devleti'nin kurulmasından başlayarak bu sorun çıbanın başı olarak belirdi. Niçin?



Osmanlı Devleti'nin ifna edilmesi bu mıntıkada düzeninin dengesini bozmaya yetti. Çünkü dengeyi ayakta tutan şiraze kopmuş oldu. Osmanlı Devleti Sultan II. Abdülhamit Han döneminde Yahudi milletinin hamisi rolünü üstlenmişti. Abdülhamit'in hallinden sonra bu himaye İngilizlerin eline geçti. İsrail'in devlet haline gelmesinde İngilizlerin çabası gözardı edilemez. Türkiye ise İsrail'i devlet olarak tanıyan ülkeler arasında ilk sıralarda yer almasına rağmen, soğuk savaştan sonra Nazi etkisiyle, bu ülkede daha önce bilinmeyen Yahudilere karşı antipatik tutum bazı odaklarda revaç bulmaya başladı.



Öte yandan ABD'nin Ortadoğu politikasının iki temel nirengisini gözden uzak tutmamak gerekiyor. ABD'nin Ortadoğu'daki politikasının iki belirleyicisi: 1. İsrail'in, 2. Petrol rezervlerinin güvence altında tutulması...



Bu iki faktör aynı zamanda ABD'nin de İsrail'in de zaafına delalet ediyor. İşte Türkiye'nin, bu zaafı diplomatik olarak lehine çevirmesi gerektiğini öngörüyoruz. Burada dikkat istediğim husus şudur: bu tabloda inisiyatif Türkiye'nin elinde bulunuyor. Dolayısıyla egemen pozisyonda olan da o oluyor. Oysa Mısır olsun, Suriye olsun madun pozisyona düşürüldü.



Türkiye'nin işte bu pozisyonunu kullanması gerektiğini dile getirmek istiyorum. Oysa onların nezdinde bu ülke halen himaye edici olarak değil, fakat hasım olarak telakki ediliyor. (Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki restini unutmayalım). Bu nedenle de ihtiyatı elden bırakmak istemiyorlar. Gülen'i teslim etmekte ayak sürümelerinin nedeni de bu noktada aranmalı...



Türkiye, halen elinde bulundurma şansını yakaladığı yeni bir dünya düzeninin kurulmasındaki inisyatifi tasarruf ederken hasım pozisyonunu değil, fakat hami pozisyonunu tercih etmeye özen gösterdiğini diplomatik ilişkileri normal düzleme oturtmakla kanıtlamış oldu. Esasen sadece bu pozisyonda muhatabın gücünü kendi lehine imale etmeyi başarabilirdi ve yoluna bu başarıyla devam etme şansını elden bırakmamış olurdu. Halen oluyor da...


#Yeni dünya düzeni
#Ortadoğu
8 yıl önce
Yeni bir dünya düzeni kurulurken(2)
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak