Mısır"da anayasa referandumunun kesin sonuçları açıklandı. Seçmenin yüzde 63.8"i "evet" derken yüzde 36.2"i "hayır" dedi.
Hem demokrasi hem İslam diyen bu anayasanın, sadece Mısır için değil eğer başarılı olursa bütün İslam dünyası ve hatta bütün insanlık için çok önemli bir dönüm noktasını oluşturacağı anlaşılıyor.
Çünkü Mısır yaşadığı dönüşüm ile sadece kendi halkını değil Arap dünyasının tamamını temelden sarsacak bir yola girmiş bulunuyor.
Hem yetişmiş uzman kadrolarıyla hem de sıradan iş gücüyle Arap dünyasının özellikle petrol zengini körfez ülkelerinin yükünü taşıyan; ayrıca eğitim ve kültür bağlamında Arap dünyasına öncülük eden Mısır"da İslami Demokrasi"nin başarılı olması bölgeyi sarsacak ve köklü değişikliklere yol açacak gelişmelere gebe görünüyor.
O yüzden Mısır"daki referandumda hayır oylarının galip çıkması için petrol zengini kimi ülkelerin gayretleri yabana atılır cinsten değildi. "Evet" oylarının galip çıkması ve İslami Demokrasi"nin başarılı olması demek aynı zamanda kimi emirlerin, şeyhlerin ve kralların tahtının sallanması demektir.
Bu yöneticiler sayesinde bölge zenginliklerini rahatlıkla ranta dönüştüren bölgesel ve küresel güçlerin çıkarları da zarar göreceği kesin olduğundan Mısır referandumunda "hayır" için çalışan bir diğer önemli unsurun küresel güçler olduğunu da göz ardı temek gerekiyor.
O nedenle de liberal, solcu, laik ve Kıptilerin "İslami devlet istemiyoruz" nidalarının çok da yerli olduğu söylenemez.
Mısır medyası ezici çoğunluğuyla İhvan dolayısıyla İslam karşıtı olduğu için Mısır gerçeği dünyaya farklı gösterilmeye çalışılmıştır.
Mısır seçimlerinde ve referandumunda muhalefeti siyasi partiler değil Mısır medyası temsil etmiştir. Gelişmelere Mısır medyasının perspektifinden bakanların yanılması bu yüzdendir.
Mısır gerçeğini yansıtan asıl faktör, seçimler ve referandum sonuçları olmuştur. Medyanın onca saldırı ve yönlendirmelerine rağmen Mısır halkı yüzde 70"lere varan bir oranda İslami olanın yanında yer almıştır.
Bu netice bölgesel ve küresel güçleri derin derin düşündürmektedir. Eski rejim artıkları ve küresel güçlerin uzantılarının referandum sonuçlarına itirazlarının arka planına bakıldığında yalnız olmadıkları görülecektir.
Küresel güçleri derin derin düşündüren husus, Mısır örneğinin başarılı olması halinde hem bölgesel dengelerin değişmesi hem de diğer Arap ülkelerinin etkilenmesi ihtimalidir.
Nasıl düşünmesinler ki kabul edilen anayasa hem cumhuriyeti, hem demokrasiyi hem de İslam"ı (Anayasa 1. madde) üstelik de ehli sünnet esasına dayalı (madde 219) bir İslam"ı anayasasına derc etmiş ve İslam Hukuku ilkelerinin yasama kaynağı olduğunu (madde 2) açıkça belirterek Sünnileri doğrudan etkileyecek bir örnek sunmuştur.
Laik bir anayasa olmamıştır ama farklı dinlere mensup vatandaşların hukukunu korumada laik ülkelerdekinden daha ileri bir seviye yakalamıştır. Farklı dinlere mensup vatandaşların medeni hukuklarını düzenlemede ve ruhani liderlerini seçmede kendi dini kurallarının geçerli olduğu (madde 3) anayasa teminatı altına alınmıştır.
Laik Türkiye"de bile farklı din mensuplarının mabed konusu tartışılırken kabul edilen Mısır anayasası farklı din mensuplarının mabedlerini inşa etme hakkını (madde 43) anayasal bir hak olarak tarif etmiştir.
Kabul edilen anayasa bir taraftan batı standartlarının yer yer fevkinde bir düzenleme ile çağdaş modern bir çizgi tutturmakta diğer taraftan da İslam"ı dışlamayıp İslam ülkelerini de etkileyecek bir sentez yapmıştır. Böylesi bir ilke imza attığı için bazı ezberleri bozacak gibi görünmektedir.
Bu sistemin başarılı olması halinde dünya İslami Demokrasi ile tanışmış olacak. Fakat birçoğunun ekmeğini elinden alacağı için bu sistemin muhalifleri boş durmayacaktır.
Muhaliflerin ve destekçilerinin endişeleri yeni bir dünya kurulurken çıkarlarını koruma endişesidir.
O yüzden de bugüne kadar her yolu denediler. Öyle anlaşılıyor ki bundan sonra da denemeye devam edecekler.
Mürsi"nin ve İhvan"ın işi kolay değil.
