|
Milli iradenin tepesinde sallanan kılıç

Evvelki gün Star yazarı Nasuhi Güngör ilgi çekici bir soru sordu. Diyanet İşleri Başkanı neden MGK''da değil?

Yazısındaki çözümlemeye katılıyorum.

Fakat bu soru benim zihnimde başka bir soruyu çağrıştırdı.

MGK bilindiği gibi cumhurbaşkanının riyasetinde toplanıyor. Buna itirazım yok. Devletin başı.

Ya üyeler?! Evet üyeler!?

Masanın bir ucunda başbakan ve ona bağlı hükümet üyeleri, öteki ucunda genelkurmay başkanı ve ona bağlı komutanlar!

Sizce bir gariplik yok mu?

Hangi bakan başbakana rağmen farklı bir şey söyleyecektir ya da hangi komutan genelkurmay başkanına rağmen farklı bir şey seslendirebilecektir?!

Aslında toplantı hükümet ile ordu arasında yapılmaktadır.

Daha açık bir ifade ile toplantı sivil hükümet ile resmi hükümet arasında yapılmaktadır.

Daha da açık söylemek gerekirse hükümet askere hesap vermektedir ya da asker hükümeti hesaba çekmektedir.

Aslında MGK bizdeki sistemin ne kadar demokratik olduğunun aynasıdır.

Seçilmiş hükümetin başı ile ona bağlı olması gereken genelkurmay başkanı ve ordu komutanları başbakanla eşit olarak temsil edilmektedirler!

Bu durum bir taraftan milli iradeyi istiskal, diğer taraftan başbakanı tahfif bir diğer taraftan da halka hesap vermeyen atanmışların seçilmişler derecesine yükseltilmesidir.

MGK anayasal bir kuruluş olduğu için şekil yasaldır. Mevcut yasal düzenlemelere göre meşru görünmektedir.

Peki demokratik midir?

Değildir.

MGK, darbe anayasasının ürünüdür, askerin nefesini hükümetin ensesinde sürekli hissettirme kuruludur.

Sivil yönetim üzerindeki askeri denetimin resmi adıdır.

MGK olmasın demiyorum. Elbette olmalıdır. Her devletin benzer kurullara ihtiyacı vardır. Fakat demokratik devletlerde seçilmiş başbakan ve bakanlar ordu komutanı seviyesine indirilmezler.

Cumhurbaşkanının ya da başbakanın başkanlığında, müsteşarlar genel müdürler ve başkanlardan hatta kimi sivil toplum örgütü yetkilileri ve muhalefet temsilcilerinden oluşan bir MGK kurulabilir, oraya genelkurmay başkanı ya da ordu komutanları da katılabilir ve mutlaka katılmalıdır. Bu demokratik olur.

Ama bir ordu komutanı kendisini bakana ve başbakana hesap soracak güçte hissettiği bir bir kurul kesinlikle demokratik olamaz.

Bizim MGK''mız da yasaldır ama asla demokratik değildir.

Hükümetler bu şekliyle MGK var oldukça tam anlamıyla iktidar olamazlar.

Mevcut durum elbette ki bugünkü siyasetçilerin ve komutanların başlattığı bir durum değil. Mevcut yasal sistemi sürdürüyorlar, hakları da var.

Ama bugünküler, bu yapıyı demokratikleştirmediği sürece sorumluluktan kurtulamazlar. Sorumluluktan kurtulamamak bir yana tam anlamıyla iktidar olamazlar!

Kabul etmek gerekir ki AK Parti hükümetleri zamanında askeri vesayet hiçbir hükümet zamanında olmayacak kadar yerini milli iradeye terk etmiştir.

Ve yine kabul etmek gerekir ki, "Bugünkü Türkiye''de ordu geçmişteki her dönemden daha fazla hukuka ve demokrasiye saygılıdır." Bununla birlikte vesayet kalkmış değildir.

Mevcut sistemde milli iradenin tepesinde sallanan hayli kılıç vardır.

MGK onlardan biridir.

14 yıl önce
Milli iradenin tepesinde sallanan kılıç
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’