|
Alayınıza yuh!

Geçen gün kütüphanemde bir kitap ararken rafların arasına sıkışmış küçük ve oldukça eski bir kitap düştü yere.

Sayfaları açık vaziyette yere düşmüş olsaydı, zavallı muhayyilem o sayfalarda yazılanları mutlaka bir işarete yorardı.

Bereket versin öyle olmadı; kitabın arka kapağında ''VARLIK büyük cep kitapları'' yazısı vardı.

Aldım baktım; André Gide''in ''Dünya Nimetleri''. Baskı tarihi Şubat 1959. Tahsin Yücel çevirisi.

Tam hatırlamıyorum ama galiba Beyazıt''ta, sahaflardan almıştım. Tarih var mı; evet var, 1984 yazmışım; üniversite yıllarım işte.

Kitabı şöyle bir karıştırayım dedim; 15''inci sayfada altını çizdiğim satırlara gözüm takıldı: ''Gün onda ölecekmiş gibi bak akşama; sabaha da her şey onda doğacakmış gibi. Her an yeni olsun gördüğün. / Bilge kişi her şeye şaşan kişidir.''

Ne kadar tanıdık değil mi?

Tasavvufta ''hayret'' nazarıyla mahlûkata bakmanın ''hayrı''nı bilenler bilir. Masivanın köreltici uyuşturuculuğundan kurtulmak için ''hayret'' şarttır.

Rivayet edilir ki, İmam-ı Rabbani''den bir ''keramet'' istemişler, o da kalkmış yürümüş.

Bakmayı bilen göz için ne kadar büyük bir ''keramettir'' yürümek.

André Gide 1897''de yazdığı ''Dünya Nimetleri''nin başına Kur''an''dan bir ayet meali kondurmuş: ''İşte yeryüzünde beslendiğiniz meyveler''

Allah''ın verdiği nimetlerden yiyin için ama israf etmeyin ama hakkaniyetten sapmayın ama mal yığıcılığa kapılmayın ama yeryüzünde bozgunculuk yapmayın ama haksız yere insanları yerlerinden yurtlarından etmeyin ama azıp sapmış zalimlerden olmayın.

Ölçü budur.

Gel gör ki, hala güçlünün haklı olduğu inancı hakim yeryüzünde; en çok da Batı''da.

İsyanım şuna:

Onca sinema filmi, onca tiyatro, onca roman, onca resim, onca heykel, onca karikatür, onca söylev boşuna mıydı?

Yüreklerimizi dağlayan o savaş karşıtı sahneler, o ağıtlar, zihinlerimize kazınan o barış söylevleri, o haksızlıklara isyan eden şarkılar ''muşamba dekor''dan ibaret miydi?

Değilse...

Bunca nobranlık, bunca hokkabazlık, bunca üçkağıtçılık, bunca izansızlık, bunca mürailik, bunca madrabazlık, bunca yalancılık, ve bunca zalimlik nedir?

Örnek zibil gibi, hangi birini sayayım!

Daha geçenlerde ''İsrail terör devleti''nin Cumhurbaşkanı Şimon Peres efendi İran''ı nükleer silah yapma niyeti taşıdığı gerekçesiyle tehdit etmedi mi?

Üstelik...

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) raporu yayınlanmadan önce.

Üstelik...

Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed El Baradey İran''ın nükleer silah yapma girişimine dair en ufak delile rastlamadıklarını defaatle söylediği halde.

Ve üstelik ''İsrail terör devleti'' onlarca atom bombasına sahip olduğu halde.

Sarkozy de G 20 Zirvesi''nin ardından İran''ı tehdit ederek omuz verdi Peres''e: ''Eğer İsrail tehdit edilirse Fransa seyirci kalmaz...''

Malumunuz çocukların sapan taşları bile ''İsrail terör devleti''nin tehdit algılamasına mündemiç.

Clinton da İran''ın komşuları için ne denli tehlikeli olduğunu ve nükleer silah sahibi olmasına müsaade edilmeyeceğini söyledi.

Afganistan ve Irak''ı işgal eden bir ülkenin dışişleri bakanı ''komşularını tehdit eden ülke'' diyebiliyor bin yıllık komşumuza.

Hiroşima ve Nagazaki''yi atom bombasıyla yakan bir ülkenin dışişleri bakanı söylüyor bunu.

Bu çağdaş, bu modern, bu evrensel soygunculara ne diyebiliriz ki?! Aşık Mahsuni Şerif''ten mülhem ''Alayınıza yuh olsun!'' demekten başka.

Batı kamuoyu bu sahtekarlığı görmeyecek kadar uyutuldu mu?

''Ötekine'' karşı bu kahrolası uyku, bu ilençli sağırlık ne zaman bitecek?

''Her an yeni olsun gördüğün / Bilge kişi her şeye şaşan kişidir'' demiş ya André Gide; lazım değil ''bilge'' olmasınlar. Her şeye ''hayret'' nazarıyla bakmaları da şart değil hani.

Yeter ki, mahut haydutların apaçık ikiyüzlülüğünü görebilecek kadar (ezberlerinden) ''şaşmayı'' bilsinler.

Herkes ''Arap Baharı'' diyor; ya Batı? Batı''ya hiç uğramayacak mı şu bahar?

Güce tapan Batı''yı hakka çevirecek bir bahar!

il y a 12 ans
Alayınıza yuh!
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir