|
Bir hafta önce o kahpe gecenin kokusunu mu aldı?
Kamuoyu araştırma şirketi
KONDA
'nın patronu
Tarhan Erdem
seçmen eğilimini saptama konusunda son yıllarda çok başarısız olsa da darbe kokusunu almak konusunda çok yetenekli bir buruna sahip.


Bakınız,

8 Temmuz 2016

'da, yani,

15 Temmuz'daki Pensilvanya teröristlerinin

tanklarla F 16'larla millete saldırmasından bir hafta evvel ne yazmıştı: “

Bunlar meşru seçim değildir, bugünkü fiili durum sürdükçe yapılacak hiçbir seçim eşit olmayacaktır. Gayrimeşrudur. Seçim denilecek oyunda ne oy veririm, ne de sonuçlarına saygı gösteririm…



Nasıl burun ama?!



Bunları 1 Kasım seçim sonuçlarının teessürüyle yazmıyor. Öyle olsaydı zaten çoktan yazardı; üzerinden kaç ay geçti değil mi?!



Hayır, seçimlerden umut kesmekle de alakası yok. Zira aynı şahsın

7 Haziran seçim sonuçlarını

demokrasinin zaferi gördüğü muhakkak.



Kaldı ki, 1 Kasım nire 8 Temmuz nire!



Pensilvanya'nın “

kapatma aydınlarından

” olan bu şahıs 1 Kasım sonrası Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran'da değil de neden Temmuz'da böyle konuşmaya başladı?



Seçimlere saygısını kaybetmek için neden bu kadar bekledi? Ufukta erken seçim falan da yoktu ki bir bağlamı olsun.



Sahi, Temmuz ayının sırrı neydi?



Bekledi bekledi de neden 8 Temmuz'da, “

bugünkü fiili durum sürdükçe seçim gayrimeşrudur

” hükmünü verdi?



Peki, söz konusu gayrimeşruluktan bizi kim, nasıl kurtaracaktı?



Madem seçim / sandık çözüm değildi, çözümün ne olduğunu da söylemesi gerekmez miydi?



Yazık ki

Ertuğrul Beyciğim

kadar cesur ve utanmaz değildi. Öyle olsaydı, “

demokrasi darbeyle de gelir

” der, olur biterdi.



Çok daha sinsi, çok daha kurnazdı.



Çözümü açık seçik söylemiyordu ama seçim gayrimeşrudur demekle, adeta demokrasinin kalemini kırıyordu.



Lafı nereye mi getirmek istiyorum?



Şuraya: Hazretin “sorunu” bu şekilde ortaya koymasından bir hafta sonra Pensilvanya teröristleri, F 16'larla milletin üzerine bombalar yağdırarak “çözüme” girişmişti.



Zaten hazretin 8 Temmuz'daki söz konusu yazısıyla, 15 Temmuz'daki “

Yurtta Sulh Komisyonu

”nun korsan bildirisi tastamam ruh ikiziydi.



Gerçi bunda da şaşacak bir şey yoktu.



Murat Belge

'den

Atilla Taş

'a kadar

Pensilvanya

'nın tüm “kapatma aydınları”

Erdoğan

karşıtlığı ekseninde

birbirleriyle eşitlenmiyorlar mı?



Malum olduğu üzre Pensilvanya, 12 Eylül 2010 referandumuyla “

teknik nakavt

” düzeyine ulaşmış, Türkiye Cumhuriyeti'ni nakavt etmek için de, 2011'den itibaren “

Erdoğan çok otoriterleşti

” söylemiyle algı


faaliyetine start vermişti.



Erdoğan'ı sandıkta yenemeyeceklerini çok iyi bildiklerinden (çoğulculuk kamuflajlı) “

her şey sandık değildir

” demeye başlamışlardı.



Seçim gayrimeşrudur

” aşamasına henüz varılmamış, F 16'lardan halkın üzerine bombalar atılmamıştı; fakat anlaşılan o ki taşlar daha o zamandan döşenmişti.



Sayın Erdoğan'a sabah akşam “

diktatör

” diye çemkirmekle, “

sivil darbe

” martavalını dillendirmekle, “

her şey çok kötü, yandık bittik kül olduk

” yollu algı faaliyeti yürütmekle,

Fehmi Bey

'in yaptığı gibi manzara-ı umumiyeyi, “

tek adamlık ve diktatörlük

” şeklinde resmetmekle bilerek veya bilmeyerek Pensilvanya'nın 15 Temmuz terör saldırısına zemin hazırlanmış oldu.



FETÖ'nün

Kenan Evren

'inki gibi “

Bayrak Eylem Planı

” yoktu ama mahut zemini vardı.



Zaten “

Yurtta Sulh Komisyonu

”nun o korsan bildirisi de baştan sona bu zeminin mamulüydü.



Bu zemine yaslanarak, 15 Temmuz'da halkı bombalamışlardı. (Ki, savaşlarda bile sivil halka bomba atılmazken, bu alçaklar bu milletin başına bomba yağdırdılar.)



Bu öyle bir zemindir ki,

Emin Çölaşan

ve

Bekir Coşkun

gibi Türk faşistlerine

PKK

'nın siyasi kanadına oy istetebiliyor, sosyalistlerimizi ve solcularımızı da

Amerika

taraftarı yapabiliyor.



Baştan sona Erdoğan düşmanlığıyla malul olan bu zemin akıl tutulmasına neden oluyor.



O kadar ki, 15 Temmuz terör saldırısına “tiyatro” diyenler bile var.



Farkında değiller; bu zemin her yalanı taşıyabilir ama bu yalanı taşıyamaz.



Çünkü bu topraklarda ilk kez kendi uçaklarımızdan başımıza bombalar yağdırıldı, ve çünkü 208 şehidimiz var…



Zeminleri taşıyamazdı; çöktü.



Çöktüler!..



Ne ki, bu çöküntüyle intihar saldırılarına kalkışabilirler, aman dikkat!


#Tarhan Erdem
#FETÖ
#Bayrak Eylem Planı
#Yurtta Sulh Komisyonu
8 yıl önce
Bir hafta önce o kahpe gecenin kokusunu mu aldı?
İhsana İkram Vaktidir
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…