|
Bu nasıl sinsi bir tehdittir?

Ertuğrul Bey''ciğim yeterince ilgi-alaka görmediği zamanlarda genellikle kendisini yurtdışına atıyor.

Bakanların, başbakanların sıklıkla telefonunu tıngırdattığı o eski günler yok artık; neylesin?

Abercrombie tişörtünü alıp kaçamayınca da kah Avrupa''da, kah Amerika''da diyar, diyar dolaşmaya başlıyor.

Bu arada gözlem ve düşüncelerini de paylaşmayı ihmal etmiyor tabii.

Mesela, New York''ta ziyaret ettiği bir kilisenin bütçesinden hareketle,

“Mercümek''leri, ne kadar olduğu asla bilinmeyen paraların nerelere harcandıklarını düşünmeden edemiyorum.” gibi son derece enteresan çıkarsamalar yapıyor.

Felsefeye de öyle bir dadanmış ki, olursa o kadar olur!

Geçenlerde “Allah büyük müdür?” şeklinde bir soru attı ortaya da; Hay Allah , dedim, Ertuğrul Bey''ciğim ya yeni bir büyüklük ölçüsü keşfetti, ya da “yepisyeni” bir felsefi akım başlatmaya karar verdi.

Aklısıra “kötülüğün kaynağını” sorgulamaya niyetlenmiş ya, Leibniz''den girip Adorno veya Max Horkheimer''den çıkacak, Schopenhauer''i de bi güzel eleştiriye tabi tutarak yeni açılımlar kazandıracak sandım.

Fena yanılmışım.

Meğer kötülüğün kaynağı siyasilermiş…

“Allah''ı ve Tanrı''yı, kötü insanların elinden kurtarıp inancın temiz dünyasına iade etmeliyiz.” diyor.

“Allah büyük müdür” sorusuna verdiği bu müthiş cevaptan, gündelik siyasi sorunlarımıza çıkış yolları önermekten fırsat bulduğunda, Allah''ı kötü insanların elinden kurtarmaya soyunduğunu öğrenmiş olduk.

Ertuğrul Bey''ciğim böyle değerli, böyle güzel bir varlık işte.


Dünkü yazısında, “Geçen Perşembe günü Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç aradı.” diyor.

Eski günlerdeki gibi, “Telefonum çaldı, arayan başbakandı…” haberi kadar olmasa da, kendisi açısından iyi bir şey bu.

Başbakanın bir toplantısına davet edilmediği için feveran eden bir insan evladı için aranmak, hiç aranmamaktan elbette iyidir.

Ben en çok yurtdışında olmadığına sevindim.

Çünkü yurtdışında olsaydı, “Murat Belge, Radikal''den ayrılma kararını aldığı günlerde Miami''deydim." cümlesinde olduğu gibi, mutlaka yer belirtirdi.

Deminden beri anlatmaya çalışıyorum; yurtdışında bulunmak yaramıyor ona. Kilise bütçesinin denetlenmesinden Mercümek''e; “Allah büyük müdür” sorusundan o tuhaf çıkarsamaya ulaşacak kadar muvazenesini kaybediyor. (Gerçi yurtiçinde de pek farklı değil ama neyse.)

Mezkur yazsında, Anayasa Mahkemesi Başkanı''ndan bizzat aktardığı, siyasi sorunlara yargı organlarında çözüm aramak yerine demokratik parlamenter süreci işletin, anlamındaki cümleyi, “günlük dile çevireyim” diyerek bakın ne hale getirmiş:

“Kavga edip hır çıkarıyorsunuz. Sonra getirip meseleyi önümüze koyuyorsunuz. Biz de çözümü ortaya koyunca bu defa bize hakarete, tehdide, şantaja başlıyorsunuz."

ÖSS Türkçe sorusu olsa, Haşim Kılıç''ın söz konusu cümlesinden “hangisi çıkarılamaz” sorusunun cevabı, tastamam bu olurdu herhalde.

Siyaseti mahkemeye taşıyan zihniyetin, ''Anayasa Mahkemesi''nden ''367''ye gerek yok'' şeklinde bir karar çıkarsa ülke çatışmaya sürüklenir'' tehdidiyle aynı dalga boyundaki “411 el kaosa kalktı” manşetleri atarak, demokratik parlamenter süreç içindeki çözümü torpilleyen kendisi değilmiş gibi, bir de hiç sıkılmadan kendi aktardığı cümleyi böyle çarpıtabiliyor.

Ertuğrul Bey''ciğimin demokrasinin de, hukukun da diline çevrilmesi mümkün olmayan şu ifadelerini birlikte okuyalım:

“Yani, yarın Anayasa Mahkemesi kapatma kararı vermediği takdirde, ''Nerede kalmıştık'' deyip yüzde 47 hoyratlığına aynen devam mı edeceğiz?

O kararı, bu kadrolaşmaları, akraba-ü taallukat kayırmaları, belediyelerde herkese ''Ne oluyor şeriat mı geliyor'' dedirten abuk sabuk uygulamalar için bir lisans, bir yeşil kart olarak mı kabul edeceğiz?..”

Ne şimdi bu?

Anayasa Mahkemesi kapatmaya gerek görmezse, Ertuğrul Bey''ciğimin kaygılarına, zaten mahkeme kararıyla da son verilmiş olmuyor mu?

Değilse, nedir?

Kapatma kararı çıkmazsa, söz konusu ettiği “türedi” kaygılarının vebalini Anayasa Mahkemesi''ne mi yüklemeye çalışıyor?

Bu nasıl sinsi bir tehdittir?

16 yıl önce
Bu nasıl sinsi bir tehdittir?
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak