Durum elbette biraz farklıydı.
'ı kullanmak için 1999'da alıp götürmüşlerdi.
1979'da
rehberliğinde gerçekleşen “
”nden kaçıp ABD'ye sığınmıştı.
Gelgelelim…
Amerika'nın
'yı iade etmemesi İranlı devrimcilerin adeta nevrini döndürmüştü.
Binlerce İranlı devrimci öğrenci, “
” diyerek
elçiliğini basmış,
rehin almıştı. Tabii İranlı devrimciler diplomat değil “
” diyorlardı.
İran'a 14 Kasım 79'da iki elçi (William Miller ve Ramsey Clark) gönderdi.
Lakin…
, “Büyük Şeytan” dediği ABD'nin elçileriyle görüşmeyi kabul etmedi.
ABD elçilik görevlilerini kurtarmak için
(Operation Eagle Claw) planladı.
***
bulunan uçak gemisinden çöllük alanda oluşturulacak geçici havaalanına kadar plan kağıt üzerinde kusursuz hazırlanmıştı.
Fakat operasyon anında hiç beklenmedik bir kaza gerçekleşti.
Bu kazada bir C 130 Hercules uçağı ve iki helikopter çarpıştı ve 8 ABD askeri öldü.
ABD iki helikopterini İran'da bırakarak geri çekilmek zorunda kaldı.
(dönemin MSP Genel Başkanı olarak) TBMM'nde yaptığı konuşmada, ABD'nin “
” dediğini İranlı kardeşlerimize “tecavüz girişimi” olarak yorumlamıştı.
Uçakların çarpışmasına da “kaza” değil, Allah'ın Müslümanlara yardımı, demişti.
Dün gibi hatırlarım, bu yardımı,
'yi yıkmaya gelen
'nin fillerini,
kızgın taşlarla bozguna uğratmasına benzetmişti.
Erbakan hiç kuşkusuz
istikametinde bir Müslümandı.
Ama mazlumları korumak söz konusu olduğunda mezheplerine meşreplerine bakmak aklının ucuna bile gelmezdi…
Rahmetli
'nun dediği gibi “
”
***
“
” sırf devrim yaptılar diye İran'ın mazlum ve mağdur halkına yapmadığını bırakmamıştı.
En sonunda
'ın
'ını 8 yıl boyunca (22 Eylül 1980-20 Ağustos 1988)
'a saldırttı.
ABD talimatıyla, Suudi Arabistan ve Kuveyt, Saddam'ın ana sponsorluğuna soyundu.
“
” sorusuna
'ın, “
” cevabını verdiği korkunç bir vekalet savaşıydı.
Savaş bitti ve fakat birkaç yıl sonra, 17 Ocak 1991'de,
başladı.
Bu sefer,
dahil yaklaşık 40 ülke
'a saldırmak için
öncülüğündeki koalisyonda yer almıştı.
'a da koalisyonda yer alması için çok ısrar edilmişti.
Kendisine karşı tam 8 yıl savaşan Irak'tan intikam almak için bir nevi fırsat sunulmuştu ama İran kabul etmemişti.
Hatta,
bu tavrından dolayı “
” demişti.
o gün “
” dediği
kabul etmemişti.
Ya şimdi?
***
Nükleer enerji dolayımında
'ın ağır ambargo altında tutulduğu dönemde Türkiye İran'a hep yardım elini uzattı.
,
'deki onca nükleer silaha ses çıkartılmazken, nükleer silah yapma ihtimali üzerinden İran'ı boğmaya çalışmanın çifte standart olduğunu söylemişti.
İran aleyhine yeni yaptırımlar öngören karar tasarısına
ile beraber “hayır” oyu kullanmıştı.
Hani, dönemin başbakanı Erdoğan'ı malum medya, “
” diye suçlamıştı.
Meselenin eksenle alakası yoktu. Türkiye haksızlığa uğratılanların yanında yer alıyordu.
Bu konuda etnisite ayrımı yapmadığı gibi mezhep ayrımı da yapmıyordu.
Erdoğan, “
” demişti.
***
'nin İran'ı,
'nin “
” dediği
'yle birlikte operasyon yapıyor şimdi.
ABD'yle birlikte hareket etmek hele hele Türkiye'ye
gibilerin üzerinden afra tafra yapmak izzet değil, zillettir.
Göreceksiniz kardeşlerim, nihai zafer “
” olacaktır.
üstadımız, “
” diyen bir öğrenciye, “
” karşılığını vermişti.
Bu asla romantik söylem değil, kurtuluşumuzun yegane ufuk çizgisidir.
'dan
'a
'den
'a kadar bu ufuk çizgisi hakim olmadıkça “
” tüm bölgeyle,
'in “
” filminde
'in dünya balonuyla oynaması gibi oynayacaktır.
