|
Can tertip sen mi paralelci değilsin?
12 Eylül 1980
cuntasının bütün garnizon çıktılarını, bütün bildirilerini, tezviratını, düzenlemelerini, kurumlarını, hülasa, “restorasyonunu” arkalayan, alkışlayan bir insan evladına sen darbecisin desek ne lazım gelir?

Darbeci olmak için bizzat darbe yapmak gerekmez değil mi?

Ölçü bellidir: “
Küfre rıza küfürdür, zulme rıza zulüm
.” Küfür de en geniş anlamıyla, hakikati örtmek, gizlemektir.

Bak tertip fehmedebilesin diye dilimin döndüğünce mufassal anlatmaya çalışıyorum, biraz izan ve insaf sahibiysen anlayacaksın.

Gerçekler biraz acıtır ama korkma, hakikate uyanmak iyidir.

Şu soruya dikkat tertip:
12 Eylül 1980 darbesine
açık veya örtük destek vermenin gerekçesini veya bahanesini
1960 darbesine
karşı çıkmanın üzerinden açıklamak neyi ifade eder?

Yani…

Menderes'in
darağacına çekilmesini siz alkışlarken biz darbeye karşı çıktığımız için kovuşturuluyorduk, siz 60 darbecileriyle aynı dalga boyunda yayın yaparken biz
Sivas kamplarında çürütülüyorduk
demek 12 Eylül cuntasını savmanın gerekçesi
olabilir mi?

Bir darbeye karşı çıkmak başka bir darbeyi desteklemenin kredisi olamaz.

Gönlünde yatan bir darbenin yanında hizalanmak maksadıyla başka bir darbeye karşı çıkmak da demokrasiyi borçlandırmaktan başka bir şey değildir.

Kesmediyse bir başka örnek vereyim:

28 Şubat darbesini arkalayan bir insan evladına (Ki, bugün Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a karşı çıkanların tamamına yakını 28 Şubat darbesinin de hararetli destekçileri arasındaki “sivil güçleri” oluşturuyordu. Mesela,
Aydın Doğan
, 28 Şubat darbesine katkısını, “
Benim medya organlarım İslamcı koalisyon hükümetine karşı savaş verdi” şeklinde ifade etmişti
.) sen darbecisin dediğimizde, “12 Eylül'de işkence çektim, vatandaşlıktan çıkarıldım, ben mi darbeciyim” argümanını dillendirmekle cevap vermiş olur musun?

Bir darbenin mağduru olmak başka bir darbeye memur yazılmanın bahanesi olabilir mi?

Şimdi dikkat tertip:

On yılda bir darbe yapılan, başbakanların asıldığı, post modern darbe yüzünden başbakan olanların bile rütbe tarifi için pandomime başvurduğu, binlerce faili meçhul cinayetin yer aldığı bir ülkede “temiz eller” için “vesayetsiz gerçek demokrasi” için yola çıktığınız birileri, bütün bu güzellikleri “kumpas” kurmak maksadıyla araçsallaştırmışsa ve siz bunu anladığınız anda karşı çıkmıyorsanız, bu kumpasın bir bir parçasısınız demektir!

AK Parti
söz konusu dönemin koşulları içinde ilkin bu “kumpası” fark edememişse iyi niyetinin kurbanı olmuş demektir.

Bu da en fazla “feraset” eksikliğine bağlanabilir.

Lakin, taa baştan beri söz konusu yapıyı gördüm, işaret ettim, hatta tanık olarak ifade verdim dediğiniz halde, bugün bu yapıyla kol kola giriyor, bu yapının
MİT TIRları
operasyonu başta olmak üzere
17 Aralık
darbe teşebbüsünün ürettiği malzemeyi tüketiyorsanız halinizi feraset eksikliği değil hainlik veya ahlaksızlıktan başka bir şey açıklayamaz.

Bak tertip…

Ortaya koyduğun performansla, “
paralel örgüte
” mensup olduğu bilinen
Zekeriya Öz
adlı dönemin kudretli savcısından veya (Kıbrıs'ta yakalanan) “Kumarbaz Ekrem”den daha fonksiyonlu, yani, daha kullanışlı bir paralelci olduğunu ispat ettin.

Zaten…

Paralel yapının mensubu olmak için maklube yemen veya şakirt olup vird çekmen icap etmez.

Nasıl ki, “fikir fahişesi” olmak için “ağır işçi” olman gerekmez, aynen öyle tertip.
#paralel örgüt
#aydın doğan
#Zekeriya Öz
9 yıl önce
Can tertip sen mi paralelci değilsin?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’