|
Erdoğan"ın yaka silktiği adam!

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy''nin Yahudi asıllı olmaklığına dair haberler hiçbir zaman umrumda olmadı.

Adam olsun da ne olursa olsun; nihayetinde herkesin dini kendine.

Gelgelelim şimdiye değin “adamlık” adına en ufak bir nişâne göstermedi. Bundan sonra da göstereceği netameli.

Tövbeler olsun; sehven de olsa bir kez gösterdi:

G20 zirvesinde simültane çeviri cihazlarının azizliğine uğrayınca, “Netanyahu tam bir yalancı, artık ona katlanamıyorum…” dediği ortaya çıktı.

Meğer dert yandığı adam (ABD Başkanı Obama) ondan daha dertliymiş: “Peki ya ben? Ben her gün onunla uğraşmak zorunda kalıyorum…”

Vah yazık; ikisinin de canına tak etmiş!

Ama…

Netanyahu nükleer teknoloji nedeniyle İran İslam Cumhuriyeti''ni tehdit ederken ikisi de şappadak omuz vermiş, yalan söylediğini bildikleri halde hiç tereddüt etmemişlerdi.

Hele ki Sarkozy “İsrail''i üzen bizi de üzer” yollu racon kesmişti.

“Onlarca atom bombanız varken başkasının nükleer silah yapma ihtimaline hangi hakla karşı çıkıyorsun?” diyecek halleri yoktu ya!

Böyle deseydiler Netanyahu gülmekten geberirdi herhalde: “Bunları bana mı söylüyorsunuz; ulan oğlum sizin hayatınız çifte standart…”

“Netanyahu tam bir yalancı, artık ona katlanamıyorum…” ha?!

“İsrail terör devleti”nin yalanlarının bedelini Filistinli çocuklar parçalanmış bedenleriyle ödediğinde susuyordun, susuyordunuz ama!

Mavi Marmara katliamının ardından, Başbakan Erdoğan''ın manifesto niteliğindeki o müthiş konuşmasında bu Netanyahu''dan, bu ırkçı Siyonistlerin yalanlarından (ellerini ceketinin yakasından tutarak) yaka silktiğinde ağzınızı bıçak açmıyordu.

Yine açmaz ya, simültane cihazları olmasa!

BU ÖĞRETMEN NASIL GÖREV YAPACAK?

Geçen gün posta adresime düşen bir maili paylaşmak istiyorum sizinle. İltifat kısmını atlıyorum. İznini almadığım için adını ve görev yerini de saklıyorum.

“Ben (.....) bir edebiyat öğretmeniyim, İzmir (.....) Lisesi''nde yönetici olarak görev yapıyorum.

Üstadım, benim sizinle paylaşmak istediğim bir sıkıntım var: Kız kardeşim Van Erciş''te sınıf öğretmeni olarak çalışıyordu.

Ta ki malum olay vuku bulana kadar.

Annem de kardeşimle beraber yaşıyordu. Annemi depremde kaybettim, kardeşim şükür ki ''o an evde olmadığı için'' kurtuldu. Öyle diyorum çünkü apartman tamamen yıkıldı, evde olsaydı onu da kaybetmiştim.

Şimdi kardeşim İzmir''de yanımda ve ruhsal olarak vahim durumda.

Sayın bakanımız diyor ki:''14 Kasım''da okullar açılacak.'' Şimdi siz söyleyin ben bu kızcağızı (maddi manevi her şeyini kaybetmiş) oraya nasıl göndereyim?

Bakanlık yer değiştirme yönetmeliği 39. maddede, bu durumdaki öğretmenler için bir yıl içinde özür gurubundan tayin ister diyor.

Ancak bu bir yıl muğlak. Bu bir yıl nasıl geçer. Tayin talep hakkının bir an önce verilmesi lazım. Yoksa bu kızcağızın mesleği elinden gidecek; 18 yıl okuyarak elde ettiği mesleği. Yazık, günah… Selam ve Dua ile…”

BU ÖĞRETMENLERE NE ZAMAN GÖREV VERİLECEK?

Öğretmenlerden her gün onlarca mail alıyorum. Organize maillere genellikle kulaklarımı kapatırım.

Ne ki, adı bende saklı bir bayan öğretmenimizin “Hiç sevdiğiniz bir öğretmeniniz olmadı mı ki, iki satırla da olsa derdimizi dile getirmiyorsunuz?” şeklindeki intizarı üzerinden aylar geçse de yüreğimi dağlamaya devam ediyor!

Son gönderdiği mailde şöyle diyordu: “Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği mezunuyum. Ege Üniversitesi''nde Halk Edebiyatı alanında yüksek lisans yapıyorum.

Yüksek lisansımızı bir yıl uzattık, atanamadık. Bayramlarda dahi İzmir de kaldık, çalıştık tezimiz için.

Ancak tezimi teslim tarihimden 5 gün önce belediyenin kazdığı herhangi bir işaretin bulunmadığı derince bir kuyuya düştüm. Ayağım kırıklarla dolu, tezim kaldı, ve atamamız yapılmadı.

Farklı bir halet-i ruhiye ile yazdığım zannedilmesin. Size yazdığım ilk mailimde hangi düşüncedeysem o hal üzerine yazıyorum.

Zira biz en yüce yere güvenmişiz.

Hastanın duası değerliymiş. Öğretmenlerden özür dileyen Sayın Bakanımı da duamda anmaktan asla vazgeçmeyeceğim.

Durumumu yazdım.

Çok şükür ki Hayy ve Kayyum olandan dileriz yalnızca…”

12 yıl önce
Erdoğan"ın yaka silktiği adam!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset