Bu açık seçik tehdit üzerine savcılık harekete geçti.
Halbuki, öncelikle
harekete geçmeli, lanlı lunlu konuşan o milletvekilini partisinin disiplin kuruluna sevk etmeli değil miydi?
Öyle ya…
Madem referandum stratejisini “
” modunda sürdürüyor, “
” o milletvekiline bir çift söz söylemesi gerekmez mi?
Müdür neden susuyor?
Daha doğrusu, neden korkuyor?
O milletvekilinin kendisini savunmak sadedinde, “
” gibi sözlerini (Müdüre) hatırlatmasından mı çekiniyor?
***
Yıllar önce
'nin “
”na benzeyen bir adamın birdenbire “sosyalleşmeye” karar verip işini ararken eşini bulmasını anlatan bir “metin” yazmıştım.
Merhum
çok heyecanlanmış, “
” demişti.
Heyecanını hiç kaybetmeyecek kadar da coşkulu bir insandı.
Mültefitti.
'den
'a kadar fakiri sitayişle tanıştırmıştı. (Bu arada, Ertem Eğilmez'den Kemal Sunal'a kadar hâlâ gün yüzüne çıkmamış birçok anısını fakire anlatmıştı.)
Gelgelelim, ne o “stand up”ı ne de üzerinde konuştuğumuz
ile birlikte oynayacakları oyunu yazdım.
Bunun mahcupluğuyla da uzaklaştım.
Bana, hep gizlenerek yaşıyorsun, derdi.
İçtendi, sevgi doluydu, ve inançlı bir adamdı.
Bir defasında prodüksiyondan bir arkadaşa adak kurban kesmesi için para vermiş, etini de
'da garibanlara dağıtmasını söylemişti.
Rahmet dilerim.
***
, “
” başlıklı geçen günkü yazısında hem
'yi hem de
'nın müellifi
'ı anarak, “
” dedi.
“Din bezirganı” dediği de kendi ifadesiyle “Bademler”di. (Bu ifadeyle AK Partilileri kastettiği hepinizin malumu.)
Peki neden yoklar?
Yılmaz Özdil'in cevabı şu: “
”
Eh be kardeşim, bu yazının neresini düzeteyim?
“Bademler, Amerikan tezgahı 12 Eylül darbesinin eseri” olduğu için mi
l'ü ve
'i yargıladı?
Onun için mi
'sinden
'sına kadar tüm müstevliler ölümüne onlara karşı?
Onun için mi ABD taşeronu o “
” 15 Temmuz darbe teşebbüsüne tankların önüne yatarak direndiler?
“
” arıyorsan,
'ten beri ürettiği malzemeler üzerinden algı operasyonu yaptığınız o
bakacaksın.
“
” arıyorsan da 15 Temmuz'da Fransa'da olan patronuna bakacaksın. O kevaşe örgütün evlerinde yetişen patronuna…
Sakın bana “
” deme! Ona bakarsan o kevaşe örgütün kriptolarında da “badem bıyık” yoktu.
Öcalan'ı sorgulayan emekli
bak ne demişti: “
”
Demem o ki, şekle takılıp kalırsanız daha çok “
” yerine koyulursunuz.
Bak kardeşim…
'yi başarıya ulaştıran o mana ikliminin kökü kesilmek istendiği için de o mananın simgesi mesabesindeki kahramanlara ne romanlarda ne de filmlerde yer verildi.
“
” müstekreh şekilde yansıtıldı sadece.
Zaten Türk sinemasında “
” demek bile neredeyse yasaktı. Tanrı denirdi. Allah da denilirdi ama, “
” demek koşuluyla. (Fetullah'ın “dinler arası diyalog” kepazeliğinin kökleri tee o vakitler atılmaya başlanmıştı.)
Bakınız müstear isimle birçok senaryoya imza atan
vaktiyle nasıl isyan etmişti: “
”
Yani güzel kardeşim, o filmlerde o romanlarda olması gerekenin olmaması hiçbir şeyi değiştirmez.
“
” diye aşağılamaya çalıştığın o insanlar bu memleketin ta kendisi olduklarını, 15 Temmuz işgal girişimine “ölümüne” direnerek bir kez daha kanıtladılar.
Zaten müstevliler de bunun için bu insanların liderine bu kadar düşman.
Şayet yerimiz müsait olsaydı,
'ndaki Ahmet karakterinin (Ahmet Sezerel) neyin simgesi olduğu üzerinde durmak isterdim.
Dünden kalan mevzumuzu unutmadım. Arada kaynamasın diye bir sonraki yazıya erteledim.
