|
Sakın onu almayın

Tuncay Özkan biraderimiz Ergenekon soruşturması kapsamında dün yaşanan büyük gözaltının ardından yine esip gürledi:

"Beni de alın…"

İlhan Selçuk gözaltına alındığı vakit de aynı şekilde gürlemişti.

"Beni de alın…"

Yanılmıyorsam daha fazlasını da söylemiş; eğer beni almazsanız, şöylesiniz, böylesiniz gibilerinden tehditler savurmuştu.

Lakin kimse dönüp bakmamış, hatta bir köşe yazarı, "Seni niye alsınlar?" şeklinde burun kıvırmıştı.

Hülasa, bizim Tuncay, Ergenekon''un o gözaltı postasında kendisine yer bulamamıştı.

Gerçekten de onun için zor günlerdi.

Soruşturma kapsamında Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin''den Kuvva-i Milliye Derneği Genel Başkanı Bekir Öztürk''e, yazar Ergün Poyraz''dan Türk Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsü Sevgi Erenerol''a, Kemal Kerinçsiz''den Veli Küçük''e kadar bir yığın güzide insan gözaltına alınmış o dışarıda bırakılmıştı.

Ümraniye''de bir gecekonduda 12 Haziran 2007''de ele geçirilen el bombalarından hareketle genişletilerek devam ettirilen soruşturma Kemal Alemdaroğlu''ndan 83 yaşındaki İlhan Selçuk''a kadar ulaşmış, hatta Kuvva-i Milliye Derneği''nin çaycısı bile gözaltına alınmış ama o yine alınmamıştı.

Bundan olsa gerek, Star''dan Şamil Tayyar, "Tuncay''ın ifadesi de şöyle bi alınsın…" yollu bir şeyler söylemişti.

Niçin böyle söylemişti, dahası, bizim Tuncay''ın ifadesinin mezkur soruşturmaya neyi katacağını umuyordu, doğrusu bilmiyorum.

Belki de, onca insan arasında yer almamasına, "Beni de alın…" şeklindeki isteğinin karşılıksız kalmasına gönlü razı olmamıştı.

Gelgelelim, Tuncay Özkan biraderimiz, böyle söyledi diye Şamil Tayyar''a demediğini bırakmamıştı.

"Beni hedef gösteriyor…"

Hülasa, "Beni de alın…" diyerek bizzat kendisini hedef gösteren o değilmiş gibi feveran ediyordu.

Şimdi de kalkmış nam-ı diğer Ümraniye Soruşturması kapsamında aynı nakaratı dillendirebiliyor:

"Beni de alın…"

"Mustafa Balbay''ın, Eruygur''un, Tolon''un gözaltına alınması nedendir?" diye sorarak başlamış söze, ardından da, "Bunun adı hukuk olamaz" buyurmuş.

Aynen aktarayım da tam olsun bari:

"Bu insanları çağırırsınız, gelirler sorularınızı sorarsınız. Bunlar kaçmaz. Bu hukuk değildir. Alsınlar beni de. Allah kahretsin bunları. Türkiye''yi faşizm yönetiyor. Arkalarına Avrupa''nın hukuk tanımaz insanlarını almışlar… Ben gazeteciyim kardeşim, Mustafa Balbay gazeteci, nasıl içeri alırlar?.."

İmdi, Tuncay''ın ifadesiyle "Bunun adı"nın hukuk olup olmadığına (en azından soruşturma safhasında) hükmetmek o kadar kolay değil.

Adı, darbe günlüklerinde başrolde anılan bir paşanın niçin gözaltına alındığını şimdiden bilmek elbette mümkün değil.

Lakin, bir şeyin hukuki olup olmadığını sorgulamak hakkını elde etmek için en azından her darbe girişiminin doğası itibariyle hukuka karşı bir kalkışma olduğunu da bilmek, dahası söylemek gerekir.

Yeri geldiğinde darbeleri de, darbecileri de aslanlar gibi savunan Tuncay''ın ağzından "hukuk" kelimesini işitmek biraz tuhaf kaçıyor tabii…

"Beni de alın" ifadesi kadar tuhaf…

Savcı bize soracak değil ama gönlümden geçeni de saklayacak değilim:

Herkes gözaltına alınsa da bir o gözaltına alınmasın.

Hep dışarıda kalsın o. Ne hali varsa görsün!.

16 yıl önce
Sakın onu almayın
Asalet ve zarafetten nasiplenmiş bir militanlık
Türkiye’de “sağcılaşma” ve “solculaşma” eğilimleri (1)
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…