|
Sayın şebek öyle olursa böyle olur

Yayıncı kuruluşun üç atlısı Mustafa Denizli, Şansal Büyüka ve Markus Merk geçen gün bir pozisyonu tartışıyorlardı.

Hazır yeri gelmişken söyleyeyim: şu "yayıncı kuruluş" ifadesine de oldum olası hastayım. Demirel''in vaktiyle başbakan yerine "Hükümetin başı" demesini fena halde hatırlatıyor.

Neyse, konuyu dağıtmayalım. Zaten yolumuz dolambaçlı (futboldan girip depremden çıkacağız) sağda solda daha fazla oyalanmayalım.

Pozisyon, Trabzonsporlu Zokora''nın serbest atışı hakemin düdüğünü beklemeden kullanmasından ibaretti.

Şansal Büyüka mezkur futbolcunun bu nedenle ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesine itiraz ediyordu.

Hakemin düdüğünü beklemedi diye oyundan ihraç edilmesini çok ağır bir karar olarak değerlendirmişti.

Tamam, kural mural ama bu kadarı da fazla diyordu. Dili varsa "vicdansızlık" diyecekti nerdeyse.

Şansal Büyüka''nın bu "isyan" gösterisine Mustafa Denizli biraz ezik büzük de olsa omuz verdi.

Gelgelelim elin Alamanı Nuh diyor peygamber demiyordu.

"Bizimkiler" naçar, "Hakem pozisyonu oynattıktan sonra karar verdi ama!.." argümanını masaya sürdüler.

Markus Merk "Bu neyi değiştirir ki, ha bir dakika sonra, ha zamanında, kural kuraldır…" diye kestirip attı.

"Bizimkiler" şappadak pes etmediler tabii; hakem biraz göz yumsa ne olurdu yani, dediler.

"Kuralı beğenmeyebilir, değiştirilmesini isteyebilirsiniz" dedi Markus Merk, "Ama madem var, hakem de uygulamak zorunda…"

Hülasa…

Elin Alamanı kural varsa riayet edilecek derken, "bizimkiler" hem kural dursun, hem uygulanmasın diyorlardı.

Türkün zihin yapısıyla Almanın zihin yapısı arasındaki farkı ortaya koyması bakımından hayli öğretici bir tartışmaydı.

Midnight Express (Geceyarısı Ekspresi) filminde "Türkler için bir şey öyle de olur, böyle de..." yollu bir replik vardı.

Alan Parker hem kural dursun, hem uygulanmasın halinin tastamam fotoğrafını çekmişti.

Kural olsun ama uymak şart değil.

Kırmızı yansın ama durmak şart değil.

Hatalı sollama yasaktır ama her zaman değil.

Mukavemet hesaplarına göre en az şu kadar demir lazım ama o kadarı da şart değil.

Yani…

Öyle de olur böyle de; yani, öyle olması gerekiyor ama azcık da böyle olsa ne çıkar!

Kervanı yolda düzmeye alışmış bir kafaya "Önce deveni bağla sonra tevekkül et" desen ne fayda!

Sayın şebek şunu unutma ki depremin hem öylesi hem böylesi olmaz. Depreme dayanıklı bina yapmayı şart bildiğin halde malzemeden çaldıysan, dükkanları genişletmek için kolon falan kestiysen hiç gözünün yaşına bakmaz.

Hem "Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hattı"nın çalışma şeklini ezberleyeceksin hem iplemeyeceksin.

Hem Marmara depremi geliyor diye 17 Ağustos 1999''dan beri lagaluga yapacaksın hem de doğru dürüst hazırlık yapmayacaksın.

Adamakıllı hazırlanmış olsaydık bu hazırlığın bir kısmını Van''a kaydırır, değil bir Van (maazallah) üç Van yıkılsa kimseye muhtaç olmaz, anında yaralarımızı sarardık.

Bütün dünyaya da örnek olur, örnek gösterilirdik.

Ama maalesef olmadı, olmuyor işte.

Çünkü rahatsızlık zihinlerde: "Hem öyle olur hem böyle!.."

12 yıl önce
Sayın şebek öyle olursa böyle olur
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’