|
Seni de rakıyla kandırmadılar mı?

Müstevliler, yani, işgalcilerimiz asla vazgeçmeyecekler, kuşatmaya sürgit devam edeceklerdir.



Bakmayın siz,

Biden

'ın gelip gerdan kırmasına, bizden daha dostunu bulamazsınız demesine, tepki göstermekte keşke bu kadar gecikmeseydik diye yazıklanmasına…



Gördünüz; değişen hiçbir şey olmadı.



Biz

Fetullah

'ı iade edin derken, onlar kalktılar

ABD Kongresi'nde

firari bir

FETÖ

'cünün

izin verdiler.



El - Kaide

veya

DAEŞ

mensubu birinin

TBMM

'de konuşma yaptığını düşünebiliyor musunuz?!



Merkez üssü

ABD

olan küresel güçlerin

Almanya

ayağı da

ABD

'den pek farklı değil.



Türk asıllı Alman vatandaşlarının evlerine Türk bayrağa asmaları yasak ama

PKK

gösterileri serbest…



Avrupa, Hollanda'dan Belçika'ya kadar hep aynı…



İngiltere derseniz, her zamanki gibi; en son olarak terörü bahane ederek işi

kadar vardırdı.



Batı haktan haklıdan yana değil, güçlüden yanadır her zaman. Tek putları var: menfaat.



Türkiye'nin tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet olarak devam etmesi ABD'nin menfaatine uymuyor.



Bu artık kesin, bunu tartışamayız.



Ekonomik krizden suikastlara kadar her yolu deneyecekler.



Şunu gayet iyi biliyorlar ki

Erdoğan

'ın güçlü ve kuşatıcı liderliği sürdüğü müddetçe Türkiye'yi teslim alamayacaklar.



Şükür ki şükür, onca yıldır oluşturmaya çalıştıkları algı faaliyetleri ellerinde patladı.



En çok güvendikleri

17- 25 Aralık yolsuzluk susturuculu darbe girişimine

de artık herkes uyanmaya başladı.



Geçen gün

Soner Yalçın

,

17-25 Aralık 2013'ün iktidara karşı örtülü bir darbe kalkışması

olduğunu söyledi.



Dün de

Ahmet Hakan

, “

17-25 ARALIK FETÖ'nün 'yolsuzluk' gerekçesine yaslanmaya çalıştığı pusucu bir darbe girişimiydi...

" şeklinde

.



Sözcü gazetesi

yazarı

Oray Eğin

de liberal maskeli çakalların Erdoğan nefreti üzerinden FETÖ işbirlikçiliği yaptıklarını anlattığı yazısında şunu

: “

Bu sesi çok gür çıkan ama niteliği sivrisinek büyüklüğündeki düşük liberal koronun son yarattığı düşünce terörü kendilerinden olmayanı 'Tayyip'çi' diye damgalamak. Ortada seçilmiş bir iktidar ve gizli kapaklı işler çeviren bir suç şebekesi varsa ve illa bunlardan biri seçilecekse çok tereddüde lüzum yok…

"



Demem o ki, herkes büyük oyunu gördü, ve kumpas çöktü.



Sıra geldi gerçek dindarlarla gerçek Atatürkçüler arasındaki duvarları yıkmaya.



En kısa sürede bu duvarlar da yıkılacak, bozguncular dımdızlak ortada kalacaklardır.



Yazık ki, emekli

amiral Özden Örnek

gibiler sanki bu duvarların yıkılacak olmasından rahatsız olmuşçasına “

bozguncuların

" yollarına taş döşüyorlar.



Efendim, “

aldatıldık

" demekle olmazmış.



E'e ne olacak peki?



FETÖ

'nün yapamadığını yapıp

Erdoğan

'ı mı yargılayacaksınız?



Erdoğan

olmasaydı, (15 Temmuz FETÖ saldırısından sonra) üzerinde bağımsız bir mahkeme kurulabilecek bir vatanımız olacak mıydı?



Erdoğan olmasaydı,

FETÖ

sizden istediği zaman istediği kadar “

darbe günlüğü

" üretemez miydi?



Kaldı ki, siz “

aldatılmadınız

" da ne oldu?



FETÖ

kılcal damarlarınızda

fink atarken

27 Nisan 2007

'de çocukların “

sordum sarı çiçeğe

" ilahisinin peşine düşmediniz mi?



Hele bir düşünün…



Bin tane FETÖ yan yana gelse,

Mareşal Fevzi Çakmak

'ın ellerine kelepçe vurabilir miydi?



Bu millet buna izin verir miydi?



Peki ne oldu da

Ergenekon

ve

Balyoz

kumpasıyla içeri atılmanıza, 15 Temmuz gecesi tankların önüne yatan bu yiğit millet sesini çıkarmadı?



Neden malum “kumpasa" inandı da hiç sorgulamadı?



Ne yaptınız da bu millet size inanmadı, hâlâ sorgulamayacak mısınız bunu?



Sahi ne yaptınız?



Bu milletin

27 Mayıs

'ta Başbakanını mı astınız,

28 Şubat

'ta yaz aylarında çocuklarının

Kur'an

okumayı öğrenmesini mi yasak ettiniz?



Hem söyler misiniz, bu

FETÖ

denen alçaklar sürüsü darbe yapmayı kimden öğrendi?



TSK

'ya 40 yıl boyunca darbe yapma inisiyatifini ele geçirmek için sızmadılar mı?



Onlar sızarken, yüzlercesi general düzeyine ulaşırken siz ne yapıyordunuz?



Emekli Albay Hasan Atilla Uğur

'un dediği gibi çok iyi takiye yaparak, evlerini

Atatürk posterleriyle

donatarak, rakı içerek, dans ederek, başörtüsü gibi “

irtica

" tesmiye ettiğiniz her şeyden uzak durarak ayakta uyutmadılar mı sizi?..



Bu ülkenin geçmişinde,

Necip Fazıl

'ın ifadesiyle, “

Allah demenin yasak olduğu

" dönemler oldu.



Dolayısıyla “münafıkların" böylesi bir ülkede “dindarları" Allah'la kandırması gayet anlaşılır bir şeydir.



Daha da anlaşılır olan,

Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan

'ın bunu “

kandırıldık

" diye mertçe dermeyan etmesidir.



Anlaşılır olmayan, “

bizi de rakıyla, dansla kandırdılar

" şeklinde itiraf etmesi gerekenlerin ne yaptıklarını, FETÖ'ye nasıl yol açtıklarını hâlâ görmek istememeleridir.



Hepsinden geçtim, amiral düzeyine gelmiş biri olan

Özden Örnek

nasıl olur da meseleyi

Çölaşan

veya

Bekir Coşkun

düzeyinde temellük eder?



ABD'nin,

Fetullah Gülen

'i

21 Mart 1999

'da (yani, AK Parti'nin kuruluşundan 3 yıl önce) neden

Pensilvanya

'ya “

hizmete

" aldığını hâlâ nasıl fehmedemez?



ABD çeşit olsun diye mi bunu yaptı?



Bülent Ecevit

o tarihte kimlerin icbarıyla telefonla Fetullah'ı arayıp, “

Mutlaka ABD'ye gitmelisiniz

" dedi?



Bu emekli amiral kimle dans ettiğinin farkında mı değil?



Yoksa bütün dansı bize mi?


#ABD
#FETÖ
#17- 25 Aralık
#Fetullah Gülen
8 yıl önce
Seni de rakıyla kandırmadılar mı?
Medeniyet Krizi: Müslüman Zihni’nin ve Mekânı’nın çökmesi
İslamcılığı "ölmüş" bilmeye dair
Nasip
Kısmi ahlak ile buraya kadar, ötesi uçurum!
Devekuşlarının bir bildiği var!