Holosko golü attı, yanımdaki Beşiktaşlılar şöyle dediler: "Bu Beşiktaş, gol yemeden maçı tamamlayamaz." Dedikleri aynen oldu. Golü yediler ve rahatladılar. O defansın hata yapmaması ve gol yememesi çok güç. Golü atan Holosko, ofsaytı bozdu ve Karabük''e bir gol hediye etti.

Yetmedi, Beşiktaş bonkörlüğe devam etti. Almedia, rakibine iki dirsek attı. Takımını bir eksik bıraktı. Egemen de Almeida''dan aşağı kalmadı. Bir sert hamle ve ikinci sarıdan o da kendisini dışarıda buldu. Bu Beşiktaş müthiş bir takım! Play-Off öncesi iki kırmızı. Eh, bravo! Takımı sabote etmek isteseler işte ancak bunlar yapılır. Böyle sorumsuzluk görülmüş değil.

Ben Fernandes''in yerinde olsam "Yeter. Sizlerle oynamıyorum" der, sahayı terk ederdim. Alın Fernandes''i dışarıya, koyun gerisini sepete. Kötü oynamanın da bir sınırı var. Bu Beşiktaş o sınırı çoktan aştı.

Oyun disiplini sıfır. Organize atak hemen hemen hiç yok. Sadece orta alanda anlamsızca top dolaştırdılar. Karşı kaleye bakan sadece Fernandes. Ne gol için bir plan ne de kalelerini korumak için belirgin bir düşünce. Bütün futbolcular kendi kafalarına göre oynuyorlar. Almeida''nın kırmızı kartla oyundan atılması Beşiktaş''ı fazla etkilemedi. Almeida zaten oynadığı dakikaya kadar sahada hiçbir şey yapmadı.

Quaresma''ya fazla yüklenmek istemiyorum. Bu kadar dağınık bir takımda Quaresma ne yapsın. En ufak bir yardım almadan ayakta kalmaya çalıştı. Tek başına ancak bu kadar olur. Sivok ile Egemen''den durmadan övgüyle söz ediyorduk. Onlara da nazar değidi. Öyle pozisyonlar oldu ki Mehmet Yıldız her ikisini de zaman zaman kafa kafaya vurdu. Yıldız''ın golü böyle bir gafletin sonucuydu.

"Beşiktaş 9 kişi kaldı da bu nedenle 3 puanı alamadı" şeklinde düşünenlere şunu derim: Beşiktaş 11 kişiyle ne yaptı?

Bülent Korkmaz''ı gönülden kutluyorum. Dibe oturan Karabük''ü aldı nerelere getirdi. Kendi çocuklarımıza artık güvenelim kucak açalım.