Dizi süreleri kontrolsüz bir şekilde uzamaya devam edip, 180 dakika sınırına dayanmışken; Star TV süresi 60 dakika olan “46 Yok Olan” ile sektör ve seyirci adına umut olmayı deniyor. Süreler henüz bu kadar uzamamışken, 2012 yılında, Çıplak Gerçek ve Acayip Hikayeler ile yapılan benzeri bir deneme başarılı olamamıştı. The Naked Truth uyarlaması Çıplak Gerçek, senaryonun zayıflığından dolayı süre avantajını kullanamadı. 45 dakika diye umut bağlanmıştı; başladığı gibi sona erdi, bir an önce bitirmek adına iki bölümü peş peşe yayınlayarak. Süre kısalsa da kalabalık oyuncu kadrosu, klişeler üzerinden yol alma ısrarı sonunu getiren faktörlerdi. Acayip Hikayeler sezon finali ibaresiyle tatile girdi ama yeni sezonu göremedi. Oldukça sert, sıra dışı hikayeler anlatmasına rağmen bir derdi olduğu ve derdini sömürü yapmadan anlatabildiği için başarılıydı. Geç saatte yayınlanmasına rağmen görüntü üzerinden reyting devşirme kolaycılığına kaçmamıştı.

Star TV, bir kez daha uzun dizi sürelerine kafa tutan bir dizi ile ekranda; 46 Yok Olan. Aylar önce yerli Breaking Bad çekilecek başlıkları ile haberdar olduğumuz 46'nın uyarlama olmadığını “Ne yani orijinal iş yapamaz mıyız” çıkışıyla başrol oyuncusu Erdal Beşikçioğlu'ndan öğrendik. Dizinin uyarlama olduğunu medyaya servis eden yapım şirketi değilmiş gibi.

İlk bölüm itibariyle, senaryo matematiği, karakterlerin hikaye içindeki dağılımı, tempo, merak duygusunu yükseltme açısından oldukça başarılı bir senaryo var karşımızda. Tüm sırların ilk bölümden ifşa edildiği, kim hangi olaya nasıl tepki verecek sorusu etrafında şekillenen melodram ya da romantik komedilerin işgali altındaki ekran adına özellikle umut vaat eden bir senaryo. Sürenin 60 dakika ile sınırlı tutulması sektör adına olumlu bir gelişme, orijinal senaryo üretme açısından olumlu etkilere sebep olabilecek bir unsur. Süre uzadıkça hikaye eninde sonunda klişe denizine terk ediliyor çünkü.

Gerilim polisiye bilimkurgu tarzı hikayeler, kurguda boşluk kaldırmadığı gibi tereddüde de yer yoktur! Hikayenin ana noktası, dünyaca ünlü genetik mühendisi Murat Günay'ın, beş yıldır bitkisel hayatta olan kardeşi Ezo'yu hayata döndürecek bir ilaç üretmesi ise, o ilacı Murat Günay keşfetmeli. Şaman ayinlerinde içilen bir içki varmış dediğiniz zaman, senarist olarak siz yazdıklarınıza ve karakterinize inanmıyorsunuz demektir. Bir Türk bilim adamı ilaç keşfedemez olsa olsa Şamanların ayininden aşırarak geliştirir önermesi, hikayenin bilimsel tarafına ilk bölümden hasar verdi.

Şaman ayinine ulaşma süreci hikaye olarak da diyalog olarak da yetersizdi, hikayede ciddi boşluklar oluşturdu. İstihbaratçı amcanın “son sevgilim” densizliğini bir kenara bırakalım. Şaman olan Sude “hazır değilsin o ayine katılamazsın yüzünde görüyorum” dedikten sonra ikna oluyor, ayin yapılacak yerin konumunu gönderiyor. Murat Günay, zoraki kendini davet ettirdiği ayine, hayatımı teslim ettim dediği Salim ve yeni işe aldığı psikiyatr ile birlikte gidiyor. Kimse de siz kimsiniz, davet kişiye özeldi, sülalenize değil diye itiraz etmiyor. Gecenin bir vakti, ormanın girişinde henüz tanıştığı Murat'la Şaman ayinine gittiğini öğrenen psikiyatr Ceyla şaşırmadığı tepki vermediği gibi; ormanda karşılaştıkları Ukraynalı çifte bahsi geçen içkiyi deneyip denemediklerini hangi mantığa sığınıp soruyor. Yahu Şamanizm, bahsi geçen içki hakkında herkes bilgi sahibi mi?

Sude dizinin kadrosunda bulunduğuna göre Şamanizm meselesi tek bölümlük bir mesele değil. Ama keşke hiç olmasaydı! Murat Günay gelişmiş laboratuarında deneye yanıla ilacı keşfetseydi. Böylece yerli bilim adamlarına inanç tazelense idi. Görülen o ki laboratuar çekim mekanı olmaktan öteye geçemeyecek.

İçindeki iyi ile kötünün ne zaman ortaya çıkacağı belli olmaz mottosuyla yola çıkan 46; bitkisel hayattaki kız kardeşini hayata döndürmek için mücadele eden Murat Günay'ın, ilacın etkisiyle ruhunun karanlık tarafının işgaline uğradığı bir hikaye ile devam edecek. Babasının ölüm anını hatırlaması, Ceyla'nın babasının cinayetinde parmağı var mı sorusu gelecek bölüm adına merakı diri tutan unsurlar.

Kendi adıma hikaye bilimsel veriler ışığında gelişirse seyretmeye devam ederim. Yok Murat Günay'ın bilim adamı kimliği gölgede kalır, ilacın etkisiyle “Dr. Jekyll ve Mr. Hyde”, hikayesine geçiş yapılırsa tüm cazibesini yitirir.

İlerleyen zamanlarda hikayede nasıl gelişmeler yaşanacak bilmiyorum. İlk bölüm itibariyle, özellikle ergenlerde uyuşturucu etkisi yapan romantik komediler ve ahlaksızlığın boyut değiştirdiği, karmaşık ilişkiler ağından oluşan melodramlardan daha zararlı değildi!