|
Ahlaki yargılar olmadan ahlaklı yaşamak mümkün değildir!

Ekranın en psikopat karakteri kim yarışması, yeni diziler yeni karakterlerin katılımıyla tüm hızıyla devam etti yıl boyunca. Haluk, Ayhan, Tekin, Kemal, Aziz, Emir, Yekta, Kendal, Halide, Hülya, Musa. Haluk ve Emir'de baba sevgisinin eksikliği idi sebep; Kendal'da sevgisizliğe kardeş kıskançlığı eklendi derken biyolojik babası başkası çıktı! Sosyopat karakterlerin başında, yoksul hayatını hatırlamak dahi istemeyen kusursuz ameliyatlara imza atan cerrah Yekta; oğlu yerine koyduğu damadı Kartal ve sevdiği kadının ihanetine uğrayan Aziz ilk sıralarda yer aldı ki hikayenin başında eli kanlı bir katildi zaten. Yine yoksul hayattan kurtulmak adına zengin biriyle evlenmeyi çocuk yaşta takıntı haline getiren ve zengin çocuğuna küçük yaşta göz koyan Hülya. Bahsi geçen karakterler ekranın en çok seyredilen dizilerinde ikamet ediyor. Ortak özellikleri elleri kanlı katil olmaları, Hülya hariç çünkü o dolaylı yoldan babasının kalp krizi geçirmesine ve ölmesine sebep oldu.



Yoksul hayatından nefret eden, tırnaklarıyla kazıyarak kendini ve hayatını kurtaran Yekta, karısı Aylin'in söylediği yalanlarla temize çekildi. Kızının doğumda ölmediğini yaşadığını öğrendikten sonra yaptığı her şey kabul gördü seyirci nezdinde. Yekta zarar verdiği, öldürmekten beter ettiği insanlara köy kurmuştu. Akıl sağlığını yitirme noktasına gelen eski eşi İdil, Aylin'e yardım eden doktor arkadaşı Selçuk, öldü süsü vererek kaçırdığı kızı Duru'yu açık hava hapishanesine mahkum etmekte tereddüt etmedi.



Hatırla Gönül'ün Tekin'i de başarılı bir cerrahtı Yekta da. Yekta da Tekin gibi psikopat özelliklerine göre yazılıyor, ama seyircinin kabul görmesi hikayenin akıcılık kazanması için Aylin'in yalanlarına ihtiyaç hissedildiğinden, söylenen o yalanlar Yekta'yı aklıyor haklı konumuna getiriyor.



Yoksulluk yüzünden çocukluğunda ezilen, yoksunluk yaşayan Hülya'ya engel dayanmıyor. Her türlü engeli yalanlarıyla entrikalarıyla aşıp geçiyor Hülya. Bakıyorum yorumlara Hülya'yı haklı bulan genişçe bir kitle mevcut. Aynı Yekta gibi, Haluk gibi, Tekin gibi. Haklı bulan, hayranlık duyan, özdeşleşmek için bu karakterleri tercih eden genişçe bir kitle mevcut.



Yalan, sadece senaryoyu değil ekran başındaki seyircinin de aklını karıştırıyor. Yalana bin bir gerekçe bulundukça, yalan söylemek haklı görüldükçe, muhafazakar kimlikler yazdıkları senaryoları aklamak adına hangi birimiz yalan söylemiyoruz ki cümlesini seslendirdikçe, yalan söylemek kötülükten sayılmıyor. Yalan söylemek bir hastalıktır. Yalan yalanı doğurduğu için alışkanlığa dönüşme tehlikesi vardır. Yalan günahların en büyüğüdür. İnsanı iyilikten uzaklaştırır, kötülüğe yaklaştırır yalan. Yalan söylemekle başlar her şey. Her yalan söyleyen insan kötü değildir ama kötü insanlar yalan söyleyen insanlardır. Kötülük bataklığına bir kere saplandıktan sonra kurtulamamalarının sebebi de kötülük yaptıklarını kabul etmemeleridir.



Psikopat olarak adı geçen karakterlerin ortak özellikleri tek ayak üstünde kırk yalan söylemeleri, güç ve para sahibi olmak adına her türlü şeyi yapmayı göze almaları. Kötü insanları en çok etkileyen şey güç; en güçlü yanları da kusursuz birer yalancı olmaları, herkesi söyledikleri yalanlara inandırmaları.



Güç isteme nedeni; toplumu geliştirmek, aileyi geçindirmek, kendini daha yararlı bir insan haline getirmek ya da yaratıcı bir şey başarmak içinse masumdur.



Karşısındakini fethetme, etki altına alma, kontrol etme isteğinde sınır tanımayan insanlar sadece kendisi için güç ister. Kötülük; başkalarının ruhsal gelişimini engellemek için gizlice ya da açıkça güç kullanmakla başlar.



Örtülü ve gizli kapaklı kavramlar kötülüğün temelidir. Yıkıcı davranışları süreklilik arz eder, çünkü kötülük yaptıklarını asla kabul etmezler. Kötü insanlar kendilerini sorgulamazlar buna tahammülleri yoktur. Hatalarını kabul etmedikleri için sürekli kötülük yaparlar. En belirgin özellikleri günah keçisi aramalarıdır. Kendilerini kusursuz gördükleri için kusurlarını gösteren herkese öfkeyle saldırırlar.



Onlar için “iyi olmak” hiç önemli olmamasına rağmen “iyi biri gibi görünmek” çok önemlidir. Kötülük; suçluluk duygusundan kaçmaktır. Kötülerin tahammül edemedikleri tek şey kendi bilinçlerinin ve kusurlarının farkına varmaktır. Kötü insanlar sıklıkla başkalarını kötü olarak nitelendirirler. Kendi kusurlarını kabullenemedikleri için her zaman başkalarını suçlarlar. Hatta kendilerini haklı çıkarmak


için başkalarını yok etmeye kalkışabilirler.



İyilik ve kötülüğün savaş meydanı insan ruhudur. Hiçbir şey insan ruhunun kurtuluşu kadar önemli değildir.




#Ahlaki yargılar
#Psikopat
8 yıl önce
Ahlaki yargılar olmadan ahlaklı yaşamak mümkün değildir!
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler