Ocak ayının ilk haftası, TV ekranları, reklam anlaşmalarının yenilenmesi sebebiyle mevcut dizilerin yeni bölümleri yayınlanmadığı için boşalır. Bu yıl Fox Muhteşem Yüzyıl Kösem dışında diğer dizilerin yeni bölümlerini yayınlayarak reytingi düşük olan dizilerine seyirci çekmeye çalıştı. Boşalan ekranda alternatif olmadığı için gelen seyircilerin takip ettiği diziler yayınlanınca kalıcı olmadığı görüldü.
Ay Yapım'ın yeni dizisi Bu Şehir Arkandan Gelecek, rakiplerinin reklam tatili yaptığı bir akşamda, boş ekranda görücüye çıktı. Karşısında rakip yokken ekran başındaki hedef kitlesini etkilemek kendine bağlamak için paha biçilmez bir yöntemdi. Ama ilk bölümün reytingi alternatifsizlikten yüksek gelse de; maalesef senaryo, hikayenin gelişimi gelecek adına umut vermediğinden mevcut seyirciyi ekranda tutması ilerleyen bölümlerde bir hayli zor olacak.
Erkek karakterin boksör olmasından dolayı bazılarına değişik gelse de hikaye bildiğimiz Türk dizisi klişeleriyle örülü. Zengin kız fakir oğlandan, biyolojik baba, üçgen ve imkansız aşka kadar bilumum tesadüfler tesadüfler...
Hikayenin zengin tarafında çekirdek bir aile var. Armatör baba, cemiyet ne der kaygısını iliklerine kadar hisseden anne; evliliğe beş kala evlenmek istemediğinin ayırdına varan, hayallerinin peşinden koşmayı kafasına takmışken hayatının aşkına ilk bakış tek görüşte rastlayan Derin. Nişanlısı Yiğit ailesinin bildiği gibi biri değildir, müstakbel kayınpederinin iş ilişkilerini elmas kaçakçılığı için kullanmayı planlamaktadır. Derin'den sevdiği için değil menfaatleri uğruna vazgeçmeyecektir. Ki armatör baba da kızının evliliğini en büyük yatırım olarak görmektedir.
Fakir tarafta ise; Derin'in öyle soy ismi mi olur diyerek alay ettiği Smith soyadlı Şili vatandaşı Ali var. Dört yaşında iken babası gözlerinin önünde annesini öldürmüş, gemilerde aşçılık yapan herkesin anne diye seslendiği Rauf tarafından saklanarak büyütülmüş, 24 yıldır gemilerde çalışan Ali. Yaşadığı travmanın etkisiyle yıllardır İstanbul'a gelen gemilerde çalışmayı reddetmesine rağmen bu sefer Rauf annesini kıramaz ve kabul eder. Rauf anne Ali'nin bilmediği bir sırrına vakıftır! Annesini öldüren baba bildiği kişi gerçek babası değildir. Biyolojik babası boks şampiyonu Şahin Vargı'dır; baba bildiği adamı annesini öldürdükten sonra öldürdüğü için hapse girmiştir. Ali 24 yıldır deniz sürgününde büyümeye çalışırken; biyolojik baba Şahin de hapishanededir. Çocuğunun ölmediğini yaşadığını Rauf'dan öğrenecek, Rauf ölürken Ali'yi gerçek babasına emanete edecek gözü arkada kalmayacaktır.
Gürkan Uygun'un Kaçak ve Kehribar'dan sonra üçüncü dizisi bu; oğlunun varlığından yıllar sonra haberdar olan ve yıllar sonra tanışan baba rolünde.
Esas kızın güzel olması, kıyafet kombinlerini başarıyla taşıması trendleri takip etmesi yeterli! Bu arada bir taraftan babası bir taraftan nişanlısı ile çatışma yaşayacak ama bu kadarı hikaye anlatmak için yeterli gelmeyeceğinden; Ali Derin aşkının imkansız olması için ekstra bir çaba gerekecektir. Nitekim ikinci bölümde anlaşıldı ki Ali resmi babası ile hayatına devam etseydi Derin ile aynı soyadını taşıyacaktı, aralarında kan bağı olmasa da kuzen olarak büyüyeceklerdi. Armatör Tekin'le Şahin Vargı arasındaki husumet de bu detay ile inşa edilmiş oldu. Şahin'in hayatını alt üst etmek için uğraşan mafyanın armatörün adamları olduğu da.
Güneşi Beklerken ile umut vaat eden ama üst üste dizilerde oynayarak yeteneğini körelten esas oğlan ise antrenman dövüş sahnelerinde sergilediği baklavaları ile seyirci çekmeye çalışacak!
İlk bölüm yayınlandıktan sonra okuduğum yorumlarda dikkatimi çekti, defalarca flash back verilmesine rağmen biyolojik baba detayı anlaşılamamıştı. Ali annesini öldüren babasıyla yıllar sonra karşı karşıya geldi diye yazıldı. Seyircinin dikkati dağınıktır, kolay dağılır ama o dizi hakkında yazı yazacağını, yorum yapacağını bilerek ekran başına oturanlar dahi bu detayı kaçırıyor ya da yakalayamıyor ise, senaryo ve dizi dilinin gözden geçirilmesi gerekiyor. Onca gereksiz detayın arasında hikayenin asli unsurları kaynıyor ne yazık ki!
Onca zorlama tesadüf eşliğinde, ilk görüşte aşk temasına sırtını yaslamaya çalışan dizide duygu eksikliğine dair yapılan tespitlerde ise yerden göğe kadar haklılar. Aşk için güzel kız yakışıklı erkek yeterli gibi gelse de aynı duygu yokluğunu Cesur ve Güzel'de de görmek mümkün. Her iki dizinin de aynı senaristin kaleminden çıkması, her iki dizinin de star dizisi kategorisinde sipariş üzere yazılmasıdır bunun sebebi. Ki Bu Şehir Arkandan Gelecek de hikaye fikri Kerem Bürsin'e ait. Kendinden yola çıkarak uzun yıllardır ülkesinden uzak kimlik buhranı yaşayan Ali karakterinin hikayesine odaklanmış. Aksanına da kılıf bulunmuş böylece. Hesap basit, Kerem Bürsin baklavalarıyla kızların dövüş sahneleriyle erkek seyircinin dikkatini çekecek! Hikaye ve senaryo bu kadar formüle olunca duygudan azade olması çok normal bir netice değil mi?
