|
Doz aşımı Anne

Dert reyting ve uzun süre ekranda kalmak olunca dizilerde doz aşımı sahneler kaçınılmaz oluyor. Anne; orijinal hikayeyle yolunu final bölümüne kadar ayırmaya karar verdiğinden bu yana kantarın topuzunu kaçırdı. Melek'e ne olduğu, psikolojisinin nasıl etkilendiği, yaşadıklarının yetişkinlikte kendini nasıl etkileyeceği görmezden gelinerek yazılıyor senaryo.



Melek sevilmediğini düşünen, annesi ve erkek arkadaşı tarafından umursanmayan bir çocuktu. Her akşamüzeri tavşanıyla birlikte cami avlusunda birilerinin kendini fark etmesini bekliyordu. Cengiz'in çöp poşeti cezasını annesine karşı savunması, oyun oynuyorduk yalanının arkasına sığınması, okuldaki öğretmenlerine yalan söylemesinin sebebi, her şeye rağmen annesine duyduğu karşılık sevgiden ve annesini koruma içgüdüsündendi. Ne zamanki annesi tarafından çöp poşetinin içinde soğukta ölüme terk edildi, Melek annesiyle olan bağını tamamen kopardı. Hayatına kurtarıcısı Zeynep girdi, yalan söyleyebilir misin, bana anne diyebilir misin diye sordu, verdiği evet cevabıyla geçmişiyle ve Melek'le bağını kopardı, yoluna Turna olarak devam etmeye karar verdi. Zeynep olmasaydı ölecekti Melek. Ya da bir şekilde hayatta kalsa dahi annesinin umursamazlığı Cengiz'in işkencesi devam edecekti, büyük ihtimal annesi gibi sermaye olacaktı.



Melek'le aynı kaderi paylaşan çocukların, anne olma vasfına sahip olmayan, bir erkeğin korumasına sevgisine muhtaç, kendini köleleştirmeye meyilli kadınların elinden kurtarılması gerekiyor. Buraya kadar bütün doz aşımı sahnelerine rağmen Melek gibi çocukların kurtarılmasına hizmet etmesi açısından önemliydi Anne. Ne zamanki sahip olma, Melek tarafından tercih edilme duygusuyla Zeynep'te de kibir halleri görülmeye başlandı ve iki kadının savaşına dönüştü, kantarın topu da kaçmaya başladı.



Zeynep'in gerekçesi ne olursa olsun, Melek'i öldü süsü vererek kaçırması, günün birinde polisin görüş alanına gireceğinin ve yargılanacağının işaretiydi. Polis ve mahkeme devreye girdiğinde senaryo doğru yolu bulabilseydi keşke! İlk bölümü seyredenler hatırlar, öğretmen sosyal hizmetler görevlilerine Melek'in şiddet gördüğünü söylüyor, görevliler olayı araştırmak yerine rapor lazım delil lazım cevabını veriyordu.



Zeynep çocuk kaçırma suçuyla hapse atıldığında, Melek tekrar annesinin yanına gönderildi. Kalacak yeri olmayan, pavyon köşelerinde sürünen Şule'nin yanına. Melek; çok zeki, akıllı, doğru zamanda doğru kararlar verebilen bir çocuk olarak karakterize ediliyor. Verdiği kararlar attığı adımlar inanılmaz. Bütün yük Melek'in omuzlarında. Ne zaman Turna olacağına ne zaman Melek olacağına, Zeynep'e ne zaman anne ne zaman öğretmenim diye hitap edeceğine hatasız karar veriyor ve uyguluyor. Annesinin yanına ilk döndüğünde tepkisini susarak dile getirmişti, annesinin Zeynep'i şikayet edeceğini anladığında karakolda başladı konuşmaya. Cengiz para koparabilmek için Zeynep'le buluştuğunda öğretmenim diye hitap ederek ikna etti her ikisini de. Zeynep'i korumak için Balıkesir'e dönmeye karar verdiğinde indi bindi yaparak Harem'e tek başına gitti. Hapishanedeki Zeynep'i görmek için annesinin yanından kaçtı. Otobüs minibüs tek başına yolculuk yaptı, hapishane kapısında bekleyenlerle yarenlik etti, gözüne kestirdiği iki farklı aileye diğerini annesi olarak tanıtarak içeri girdi. Komisere söylediği annem beni çöpe attı cümlesinden sonra da yetimhaneye yerleştirildi.



Normalde hikayenin bu aşamada kırılma noktası yaşaması; Zeynep'in çocuk kaçırma, Şule'nin öldürmeye teşebbüs suçlarından yargılanması, sonrasında Zeynep'in yasal yollardan Melek'in koruyucu ailesi olmasına odaklanması gerekiyor senaryonun. Anne dizisiyle ilgili yazdığım her yazıda dile getirdiğim gibi mesele Melek gibi çocukların sessiz çığlığını duymak, o çığlığa kayıtsız kalmamak ve onlara sağlıklı bir hayat sağlamak olmalı. İlk etapta görmek duymak ikinci etapta kurtarmak olmalı meselemiz, derdimiz.



Senaryonun derdi maalesef bu değil! Ne hissettiği, ne yaşadığı umursanmayan Melek hiçe sayılarak ilerliyor senaryo. Avukat Cahide'nin Zeynep'i kurtarmak adına yaptığı hamle en büyük kanıtı bu durumun. Cahide, Melek'i görmeye yetimhaneye gitti, Melek ikinci defa yalan söyleyebilir misin teklifiyle karşılaştı. Yedi yaşına kadar annesini korumak adına yalan söyleyen Melek, Zeynep'in teklifiyle kendini korumak için yalan söylemişti. Cahide'nin teklifiyle Zeynep'i korumak için yalan söyledi. Çöp poşeti olayının yalan olduğunu, annesinin dikkatini çekmek için yalan söylediği yalanını söyledi. Böylece Şule üzerindeki suçlama düştü. Şule, Zeynep hakkındaki şikayetini geri çektiği için Zeynep beraat etti. Melek'in hayatı tekrardan çıkmaza girdi. Şule ile evlenen Cengiz bir taraftan terbiye adı altında Melek'e nasıl işkence edeceğinin planlarını yapıyor, diğer taraftan Cahide'den aldığı/alacağı paraların hesabını.



Evden, yetimhaneden kaçan Melek, her defasında annesine teslim ediliyor. Melek ve Turna arasında gidip gelmekten ciddi manada zihinsel bölünme yaşayan Melek kimsenin umurunda değil!



Dizilerin amacı duygu sömürüsü yaparak yüksek reyting almak olmamalı. Olduğunda gelinen durum maalesef bu. RTÜK çöp poşeti sahnesini merkeze alarak ceza kesti diziye. Cezadan sonra çöp kelimesi bile sansürlenmeye başlandı. Yedi yaşındaki bir çocuğu yalan söylemeye teşvik ederek, yargıyı yanılttığı için ceza kesilse de bir daha mahkemeyi yanıltmaya ya da sahte DNA raporu almaya teşebbüs edemese diziler. Malum insanları yanlış yönlendiriyorsunuz yanlış mesajlar veriyorsunuz uyarısı işe yaramıyor. Belki ceza işe yarar. Ceza ya da sansür taraftarı değilim ama bu gidişata dur denmesi gerekiyor acilen!



Yapım ekibi senaryonun Melek nasıl kurtulur sorusundan uzaklaşıp Melek üzerinden nasıl para kazanılır meselesine dönüştüğünün farkında mı acaba?


#Reyting
#Diziler
7 yıl önce
Doz aşımı Anne
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset