İçimdeki Fırtına; medya diliyle ifade edecek olursak, güzel yakışıklı oyuncularına rağmen reyting alamayıp erken final yapacağı kesinleşince, sıradaki dizi Fazilet Hanım ve Kızları fragman marifetiyle görücüye çıktı. Güzel ve yakışıklı oyuncular her açıdan dökülen senaryoya rağmen neden seyircinin ilgisine mazhar olsun sorusu bir yana, Fazilet Hanım ve Kızları'nın fragmanı merak uyandırıcı, bilgilendirici, cezbedici, akla gelebilecek her türlü pozitif duygunun uzağında, itici bir etkiye sahipti.
Zengin hayata göz kırpan fakirleri nazara veren fragmanda, “Canına yandığımın dünyasında herkes para istiyor, Fazilet istemiş çok mu?” diye haykıran, yoksul hayatından kızının güzelliğiyle kurtulmayı planlayan Fazilet, nasıl bir hikayenin içine düşeceğimizi haykırıyordu. Mecazi anlamda değil gerçekten haykırıyordu, Nazan Kesal bölüm boyunca sürekli yüksek sesle oynamayı tercih etti. Karakterin nasıl bir geçmişten geldiğine dair bilgimiz sıfır noktasında kalırken; nasıl bir hayat istediğinin altı sürekli yüksek sesle çizildi, fragmandan itibaren herkes istiyor, kim istemez ki gibi sözlerle genelleme edebiyatı yapıldı.
Roman, hikaye, film, dizi fark etmeksizin genelleme üzerinden yola çıkılıp devam ediliyorsa söyleyecek yeni bir söz yok demektir! Çünkü edebiyat ve sanat bireyin hikayesini anlatır ama anlatırken genelleme yapmaktan kaçar. İçimizden biri, herkes gibi demek yerine, merkeze aldığı bireyin hikayesini öyle bir anlatır, bireyden aileye topluma geçişi o kadar başarılı yapar ki, okuyan ya da seyreden kişi benim gibi ya da yaşadığım gibi cümlesini kurabilir rahatlıkla.
Fazilet Hanım ve Kızları ise beyaz camda örneğini defalarca kez gördüğümüz dış görünüşle yoksul hayattan ultra zengin hayata geçiş yapanların hikayesi. İlk bölüm itibariyle söylemleri, Ece'ye yaptığı baskı ile Fazilet ön plana çıksa da, erkeksi görünüme sahip Hazan da zengin hayat özlemiyle yanıp tutuşan bir tip. Hazan zoraki erkeksi görünüme sokulup, bölüm sonunda abartı bir makyaj ve kıyafete bürünmese, güzelliği fiziği zenginliği hiçe sayan bir karakter olarak hikayedeki varlığını muhafaza edebilseydi, hedefe ulaşıldığı gibi özgün bir hikaye anlatılmış olurdu.
Fazilet, ilk Hazan'ı peşine takıp yetenek yarışması cast ajansı dolaştırdığı için Hazan tepki olarak güzelliğini perdelemeyi tercih etmiş. Ama ailesini bile çileden çıkaran, kariyerine playboy olarak devam eden Sinan'a uzaktan aşık olduğu göze ilk sahneden sokulunca karakterin geleceği de kendini fazlaca belli etti.
17 yaşında evlendim, iki kız çocuğunu tek başıma gündelik işine giderek büyüttüm dediğine göre, kocasını genç yaşta kaybetmiş Fazilet. Zengin hayata ünlü olarak geçme hayali körelmek yerine her geçen gün tazelendiğinden, hayallerini kızları üzerine tatbik ederek eninde sonunda zengin hayatı sobelemeye kararlı Fazilet. Bu niyetle Fazilet Boğaz'ın incisi yalıları uzaktan şehvetle seyrededursun; o yalılardaki hayatın hiç de uzaktan görüldüğü gibi olmadığını anlamak için Egemenlerin hayatına kuş bakışı bakmak yetti. Birbirinden farklı karakterde, anlaşamayan üçü erkek dört çocuk sahibi Egemenler, en küçükleri Sinan magazin sayfalarında yer almasından dolayı ailenin utanç kaynağı. Aile büyüklerinin nişanlı gözüyle baktığı, yalı basan, eşyaları kırıp döken, ayılıp bayılan zengin kızımız Nil ilk aşk üçgeninin değişmeyen ayağı olacağını ilan etti. Sinan Nil Ece göze çarpan ilk aşk üçgeni.
Ece, annesinin tüm itirazlarına rağmen komşu oğlu Yasin'e gönlünü düşürmüştür. Yasin parmağına yüzüğü takıp, Ece'yi Fazilet'in güdümünden ve hayallerinden kurtarmak isterken; Egemenlerin kıskanç ve geçimsiz kızı Selin'in görüş alanına girer. Çünkü sayfanın sağındaki zenginlerle solundaki fakirlerin hayatları içinden çıkılmaz bir şekilde kesişsin anlayışıyla Yasin'in basketbol oynadığı spor kulübü Egemenlerin ideal evladı Yağız'ın yönetimindedir. Buyurun ikinci üçgen aşk yine fakirli zenginli Yasin Ece ve Selin arasında. Sinan'a platonik aşık olan Hazan'ın gönlünü Yağız'a kaptırmasıyla üçüncü aşk üçgeni de oluşacak! Egemenlerin babasının Ece'nin resmine bakıp çok genç ve güzel demesi de hayra alamet değil!
Egemenlerin en büyük oğlu Gökhan, iki numaralı kardeş Yağız'ın gölgesinde kalmasından sebep, karısının kışkırtmalarına maruz kalıp, kıskançlık hırs sarmalında beceriksiz ve başarısız olduğu gerçeğiyle sürekli yüzleşerek hırsının kurbanı olacağını ilk andan itibaren ilan etti. İç çamaşırı mankeni olduğu, cahil ve görgüsüz olduğu Egemen yalısında ikamet eden herkes tarafından sürekli dillendirilen Yasemin'in, istenmeyen gelin kontenjanından yürüyen bomba misali, yakın gelecekte yapacağı işbirlikleri ile Egemenlere vereceği zararlar üzerinden şekillenecek senaryo. Sinan'a bakışları da bakış değildi bu arada!
Fazilet, Yasin'in oyunu neticesi yalıya hizmetçi olarak kapak attı, Yasin'in annesi yalının kıdemli hizmetlisi ile akraba, içi seni dışı beni yakar yalı yine başrolde.
Zengin fakir hayatlar, bilumum üçgen aşklar; bütün klişeler çek edildi ilk bölüm itibariyle. Beynindeki baloncukla sürekli bir tartışma ortamına maruz kalan Egemenlerin annesinin ölümüyle kardeşler arası ilişkiler tamamen kontrolden çıkacak. Ortamı yatıştıran, hatalı olanı özür dilemeye davet eden, istenmeyen gelin Yasemin'e haddini bildiren anne yok artık.
Fazilet Hanım ve Kızları ne vaat ediyor derseniz hiçbir şey. Fazilet Hanım'ın kursağında kalan heves kusurlu bir tema olduğundan vaat etmesi de beklenmezdi zaten. Genelleme yaparak herkes istiyor kim istemez ki yerine, hırsın, özellikle de boş hırsın altın bilezik olarak tanımlanan güzellik hırsının kişiye kaybettirdikleri üzerinden yol alan bir hikaye olsaydı belki. Fiziki güzellikle zengin hayata geçiş klişesi bu haliyle son kullanma tarihini geçeli çok oldu!
