|
Kamuya itiraf/Günahına sahip çıkmak!
Herkese kendi magazinini yapma şansı veren sosyal medyadan sonra magazin programları ve haberleri etkisini yitirdi. Her gün düzenli bir şekilde dünün özetini instegramdan seçerek okuyucularıyla paylaşan internet siteleri, her an gözü ekranda bekleyen twitter muhabirleri, özel/atlatma haber kategorisini yok ettiği gibi, skandal ve sansasyonel haber dönemini de sona erdirdi. Uzun zamandır magazin dünyasında skandal haberlere rastlanmıyor, skandal yaşanmadığı için değil; sıradanlaştığı, çerçevesi genişlediği, algılamamız değiştiği, skandala bağışıklık kazandığımız için.

Kamuya itiraf dönemiyle başlayan sürecin sonunda geldiğimiz nokta bu. Kamuya itiraf; şöhretin, parçalanma ya da parçalanmaya yaklaşma durumunu kabul etmesinin ardından, topluma sunulan yüzünü toplumla uzlaşarak yeniden kullanmak üzere kullandığı araçtır. Ki bunun dünyadaki örneği skandallar kraliçesi olarak bilinen Paris Hilton'dur. Hilton oteller zincirinin ve emlak krallığının varisi Paris Hilton, 2003 yılında erkek arkadaşı tarafından çekilen görüntülerinin medyaya sızdırılmasının ardından dünyaca üne kavuştu. New York sosyetesinin en ünlü mirasçılarından biri olarak göz önüne çıkan ilk kişiydi Paris Hilton. Medyada katıldığı partiler, gittiği gece kulüpleri, verdiği frikikler skandal olarak servis edilse de; partilere, gece kulüplerine bedel karşılığı katılan Paris Hilton, krizi kara çeviren kişi olarak magazin tarihine geçti. Sonunda özüme otelciliğe döneceğim diyen Paris Hilton bayrağı Kardashian kardeşlere devretti. Sosyal hayatı ve seks kasetiyle gündeme gelen Kim Kardashian, önce dava açtı sonrasında ise kasetin yayın haklarını 5 milyon dolara satarak bir ilke imza attı.

Günahına sahip çıkmak olarak tanımlayabileceğimiz kamuya itirafın örnekleri bizde de mevcut. Magazin gündemine bakıldığında günahına sahip çıkanların kalıcı olduğu, hasar görmeden yoluna devam ettiği; unutturmak için adım atanların ise unutulduğu görülür.

Gülben Ergen porno kaset mağduriyetinden sonra beyaz gömlek kolye ikilisiyle kameraların karşısına geçmiş; herkesin başına gelebilir, hepimiz gelişen teknolojinin mağdurları olabiliriz demişti alt metin olarak. Nitekim öngörüsünde haklı çıktı, gelişen teknoloji çözülen ahlaki değerlerle birlikte kaset mağduriyeti şöhretlerden tabana yayıldı. Skandala skandal diyenlerin ahlakçılıkla suçlandığı sürecin başlangıcıdır o hadise. Skandal ve sansasyon olarak bilinen hadiseler bu tarihten itibaren kriz olarak adlandırılmaya başlandı, yönetilecek bir fırsat olarak değerlendirildi. Kullanılan dil ile birlikte skandallar mağduriyet şemsiyesi altında meşrulaştı, normalleşerek yaygınlık kazandı. Krizi yöneterek şöhreti yakalayan, itibarını yöneterek şöhretini muhafaza edenlerin dönemi başladı magazin dünyasında.

Gülben Ergen; beyaz gömlek Allah yazılı kolye, herkes hata yapar söylemiyle başarıyla yönettiği imajından sonra evlenip çoluk çocuğa karışarak annelik dokunulmazlığını elde etti. Gülben Ergen'le başlayan süreç Deniz Seki, Gamze Özçelik'le devam etti. Kocasını aldatma haberleriyle gündeme gelen, sıra dışı kıyafetleri, bindiği lüks otomobiller ile gündemden düşmeyen Asena Erkin ise sürecin geldiği son nokta. Ne bir pişmanlık ne bir utanç hali; benim hayatım benim kararım sakinliğinde 'markalaşarak' devam ediyor yoluna. Reddetmemekle başlayan itiraf etmekle devam eden süreçte son aşama umursamamak. Asena hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ederken medyaya magazin gündemine renkli görüntüler vermeyi ihmal etmedi. Medya bir şekilde yaşanan krizin fırsata dönüştürülmesi beklentisi içindeydi, yeni bir diziye başlamak, kaset çıkarmak gibi, kural tanımaz Asena ikoncan olarak devam etmeyi tercih etti.

Krizi yönetmemek, yönetmeye çalışmamak, kar hanesine yazdırmamak büyük başarısızlık! Yönetemeyenler, yönetmeye tenezzül etmeyenler Sanem Çelik örneğinde olduğu gibi o dünyanın koruma kalkanının dışında buluyor kendini. Magazin medyasının dilinin ve beklentisinin dışına çıkmak istemesinin bedelini, aradan yıllar geçmesine rağmen ödemeye devam ediyor Sanem Çelik.

Aliye'nin finaline üç kala evli yönetmenle Hayrola Çay Bahçesinde kameralara yakalandığında yıl 2006 idi. Dizi çekimleri bitince ne red ne kabul tek kelime etmeden soluğu Amerika'da aldı Sanem Çelik. Nice skandallara imza atan kişiler medyada boy göstermeye devam ederken; tek kare fotoğraftan ibaret olan skandal unutulmadı, ilk günkü tazeliği ile hatırlanmaya devam ediyor.

Hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etse, aşıktım açıklamasının altına sığınsa, hemen yeni bir diziyle ekranda var olmaya devam etseydi, yaşadığı skandal unutulacaktı büyük ihtimal.

Kabul ya da red çıksaydı medyanın karşısına mağduriyet şemsiyesi altına girip konuşsaydı, üç beş gün gündem olur unutulur giderdi. Sanem Çelik konuşmayarak kendini ve o görüntüyü unutturmak istedi, hatta yurt dışına giderek tamamen magazin gündeminin dışına çıktı. İki yıl sonra yeni dizi için döndüğünde Hayrola Çay Bahçesi skandalından bu yana diye başladı hakkında yapılan haberler. Yedi yıl sonra İnadına Yaşamak başlayacağı zaman dahi uzun zamandır ekrandan uzak olmasından bahis açmak yerine çay bahçesi haberine gönderme yapıldı.
#Gülben Ergen
#diziler
#Asena Erkin
#Deniz Seki
#Gamze Özçelik
9 yıl önce
Kamuya itiraf/Günahına sahip çıkmak!
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü