Karşılıksız aşktan karşılıklı nefrete ifadesiyle özetlenebilecek yeni bir dizi arzı endam eyledi beyaz camda; Kalbim Yangın Yeri. Final yapmaya hazırlanan Karagül'ün yerini doldurması beklentisiyle, sırlarla dolu konak hayatından sırlarla örülü yalı hayatına hızlı bir geçiş yaşandı. Yerli dizilerde hep olageldiği gibi hikaye tüm gücünü geçmişten alıyor, geçmişe doğru açılım kazanıyor.
Kalbim Yangın Yeri'nde hikayeye dinamizm kazandırmak üzere geçmiş ikiye ayrılıyor; uzak geçmiş ve yakın geçmiş olarak. Uzak geçmişten başlarsak; oğlu Volkan'ı istemediği bir evliliğe zorlayan, hikayenin kötü adamı Şahin, intikam soğuk yenen bir yemektir klişesine hayat verenlerden. Yıllar önce gönlünü kaptırdığı Belkıs tarafından terk edilince, aşkı nefrete ve intikam hissine dönüşür yıllar içinde. Çatı katında bakıma muhtaç bir şekilde hayatını devam ettiren Belkıs'ın şirketini, yalısını gasp ederek alacaktır intikamını.
Bakıma muhtaç Belkıs karakteri ilginç. Erkek kardeşi ve eşi Yeşim tarafından sevilmeyen, kendisine ahretlik diye hitap eden Gülistan'ın yakın alakasıyla hayatına devam eden bir kadın Belkıs. Bakıma muhtaçlığı ise tamamen sözde. Yeşim hizmetçilerin ilgilenmesini engelliyor, yalının kara kutusu izlenimi veren Gülistan'ın eve giriş çıkışını engellemek için bakım evine yatırmaya niyetli ama Belkıs özenli topuzu, kusursuz makyajı ile o nasıl bakıma muhtaçlık dedirtiyor kadraja her girdiğinde. İlgilenen tek kişi Gülistan ama Belkıs Gülistan'ı dahi özenli haliyle karşılıyor sabahları.
Şahin, “onunla evlendin de ne oldu bir çocuk sahibi bile olamadınız” çıkışıyla canını yaktığı Belkıs'ın, sahip olduğu her şeyi oğlu Volkan vasıtasıyla almaya niyetlidir. Şahin uzak geçmişin intikamını Volkan aracılığıyla alırken; Volkan'ın yakın geçmişi infilak etmeye hazır bir bomba görünümünde bekler.
Volkan küçük kız Sevda ile evlense de ablası Leyla'ya aşıktır. Aşkından, yaşanan tüm bu gelişmelere rağmen vazgeçmeye niyeti yoktur. Zorunlu evlilik, unutulmaz imkansız aşk eşliğinde “iki kız kardeş bir erkek” klişesine hoş geldiniz.
Sevda hastalıklı, çocuksu, sevgi böceği halleriyle ekranda salınırken; babasına öfkeli, üvey annesinden nefret eden Leyla'nın hikayenin cazibe merkezi olmasına çalışıldığı fazlasıyla belli. Hamile olduğu için Kanada'ya giden, herkesten habersiz Volkan'ın çocuğunu doğuran, kardeşinin düğünü için birkaç günlüğüne gelip sonrasında dönmemek üzere gitmeyi planlayan Leyla; sürekli babasını suçlasa da aslında hasta kardeşini yalnız bırakarak, gerçekleri gizleyerek en büyük zararı verdiğini kabul etmekte zorlanır.
“Kötü Q” üvey anne Yeşim, menfaatleri uğruna herkesi ve her şeyi harcayabilecek bir karakter. Şirketi kurtarmak ve yönetimini ele geçirmek adına Belkıs'ı ve kızları yalıdan uzaklaştırmak için yapmayacağı kötülük çevirmeyeceği entrika kalmayacak. Kötülükte Şahin'le mi yarışır yoksa ortak hedeflerine ulaşmak için işbirliği mi yaparlar zaman gösterecek. Leyla'ya aşık, yerli dizilerin son gözde mesleği aşçılıkla iştigal eden Mehmet'in annesi de hikayenin mikseri olmaya aday, kötülük potansiyeli yüksek bir karakter.
İlk bölümden belli oldu ki evlilik bir pazarlık unsuru olarak kullanılacak sürekli. Şahin ailenin içine girebilmek için oğlunu evliliğe zorladı; Volkan evli kalmak için şirket yönetimini talep edecek. Tabii o şirkette Leyla'nın çalışmasını da şart koşarak. Böylece köşe kapmaca aşk-ı memnu yalısının dışına taşınacak şirket koridorlarında yaşanacak. Leyla sözüm ona kardeşini korumak adına Volkan'dan uzak durmaya çalışacak, bunun için Mehmet'in karşılıksız aşkını anlaşmalı evlilik şartıyla kabul edecek.
Aynı klişelerin melodram adı altında kötülükle harmanlanarak tekrar tekrar ekrana sürülmesini kabul etmekte zorlanıyorum. O klişeler özellikle ahlaki değerleri alt üst ediyorsa, zihinlerde tahribat yapıyorsa.
Eleştiri duyguların aktarımı değildir! Falanca oyuncuyu beğendim, falanca sahnede eğlendim, ağladım ifadeleri eleştiri değildir. Eleştiri analiz içerir; analiz ise eleştirel bir bakış açısının ürünüdür. Eleştiri “popüler okumalara” göre daha nesnel ifadelerdir. Popüler film/dizi yorumcusunun izleyici ile buluştuğu nokta haz noktasıdır. Eleştiri ise metnin yeniden açılımıdır. Önümüze konan metin yeniden açılıma, analiz yapmaya müsait değilse, o dizi karşısında harcanan iki saate üzülüyorum. Sadece kendi adıma değil, tüm seyirciler adına. Ben nihayetinde iki bölümden sonra bırakıyorum izlemeyi; alışkanlık, mecburiyet, pek çok sebepten izlemeye devam edenleri düşününce gerçekten üzülüyorum.
