|
Kimse göründüğü kadar iyi, anlatıldığı kadar kötü değildir!

Drama ekiplerinin senaryo seçimlerinde çatışmanın yüksek ve sert olmasını ana kriter olarak belirlemelerinden bu yana, senaryolarda çatışmadan başka bir şeye yer kalmadı! Bakınız Gecenin Kraliçe'sine ortalık çatışma kaynıyor. Aziz evladı gibi büyüttüğü, kızıyla evlendirdiği Kartal'ın babasının katili. Aynı zamanda yıllar sonra gönlünün kapılarını açan Selin'in babasının da katili. Selin ve Kartal bir günlük büyük bir aşka yelken açtılar ve Osman adında nur topu gibi bir evlatları var. Selin Aziz'le birlikte, Kartal Esra ile evli ama Selin ve Kartal birbirlerine delicesine aşıklar! Yerli dizi jargonunda buna çatışma deniyor ve seyircinin gözünü ekrandan ayırmadan reyting rekorları kırdırarak izlemesi bekleniyor.



Gecenin Kraliçesi ne anlatacağını neden anlattığını bilmemenin verdiği şaşkınlıkla senarist değişiminde kırılması zor bir rekora imza attı. Çekimlere başlamadan önce dokuz senarist grubu değiştirilmişti, ilk üç bölümde iki defa daha değişti senarist ekibi, dördüncü bölümden itibaren bir kez daha. Çatışma denilen; Aziz'in, damadı Kartal'ın aşık olduğu Selin'le evlenmesi üzerine kurulu ana konu değişmeden her senaryoyu eline alan senarist yeni bir şey ekleme gereği duyduğundan olsa gerek çorbaya döndü iş. İlk bölümde tüm yaşananlar tesadüftü. Kalbi kırık Selin'in, varlığından yeni haberdar olduğu kardeşini görmek üzere Karadeniz'e gelmesi, babasının katili Aziz'le tanışması dahil. İkinci bölümde telefondaki esrarengiz sesle birlikte intikam planına dönüştü iş, baba Osman yaşıyor olabilir mi sorusu eşliğinde. Her şeye müdahale eden, DNA testini değiştiren herkarakterelazım telefondaki esrarengiz ses kimdi, Osman mıydı yoksa?



Reytingler maliyeti kurtarır bir seviyede olsaydı ne senarist değişikliğine giderdi yapımcı ne de köşelerde dizi hakkında olumsuz yorum yapılırdı. Reytinglerin her türlü kararı, düşünceyi, beğeniyi etkilemesine bu kadar müsaade edilmesi; TV yazarı adı altında yorum yapanların yorumlarında reytingleri baz alması meselenin özünü oluşturuyor.



Hikayesi tükenmesine rağmen reytingin gittiği yere kadar yaklaşımıyla yeni sezona taşınan ama final yapmaktan kurtulamayan diziler; yaz ekranından kış ekranına taşınamayanlar; bir anda apar topar yayından çekilen yeni diziler yanında, on üç bölümde hikayesi tamamlanarak final yapan diziler de var bu sene. Ki ilk akla gelen Analar ve Anneler ile Hatırla Gönül.



Bu sezon her yeni başlayan diziyle yeni bir psikopat/sosyopat karakterle tanışıyor seyirci. Komiser Ayhan, Tekin erken finalle hikayelerini tamamladı; Haluk, Emir, Yekta kötü öyle olmaz böyle olur dersi veriyor. Kırgın Çiçekler'de Kemal, Paramparça'da Harun ve Candan hikaye irtifa kaybettiği noktada nöbetçi psikopat kontenjanından devreye giriyorlar. Tüm zamanların en kötüsü olma konusunda rakipsiz olan Kendal, final yapıyormuş havasında yapılan reyting operasyonuyla yoluna devam ediyor. Kadın karakterler de geri planda kalmamak için atakta. Bkz Eve Dönüş'ün Canan'ı. Sette gerginlik, aşk haberleriyle reytingde çıkış arayan Gecenin Kraliçesi; Selin Kartal ilişkisini öğrenen Aziz'in karanlık tarafına hızlı geçiş yaparak deneyecek şansını.



Kimse göründüğü kadar iyi anlatıldığı kadar kötü değildir önermesi eşliğinde kontrolden çıktı senaryolar. İyiler yorucu; kötüler enerji verici, dizinin cazibe noktası olarak nazara veriliyor. Bazı seyirciler Haluk, Tekin, Ayhan, Yekta örneğinde olduğu gibi, seyretmekten aldıkları hazzı gizleme gereği hissetmiyor, hatta hayranlığını dile getiriyor. O kadar cazibe merkezi olarak sunuluyorlar ki senaryoların içinde, oyuncuların performansı eklendiğinde seyirci hayran kitlesine dahil olmaktan geri duramıyor. Öylesine yaralı, öylesine aşık, öylesine sevdikleri kadın için her şeyi yapar havasında sunuluyorlar ki; adamlar gözünü kırpmadan cinayet işliyormuş, diğer insanlara dünyayı dar ediyormuş görmüyor seyirci, kör noktasına denk geliyor.



Ne anlatıldığı, nasıl anlatıldığı kadar neden anlatıldığı önemlidir. Neden o dizi sorusunun cevabı; hangi fikir, önerme, felsefe üzerine inşa edildiğinden geçer. Fikir olmadığında olay akışı ön plana çıkar ki o zaman tüm diziler birbirine benzemekten kurtulamaz. Bu sezon kim daha psikopat yarışında öne çıkmaya çabalayan diziler kötülükte benzeşiyor. Her gün bir psikopat karakterin damga vurduğu, hikayeye yön verdiği dizi var ekranda. Ama neden bu senaryolar yazılıyor, bu diziler çekiliyor sorusunun cevabı yok!


#Drama ekipleri
#medya
#diler
#Komiser Ayhan
il y a 8 ans
default-profile-img
Kimse göründüğü kadar iyi, anlatıldığı kadar kötü değildir!
Kur'an-ı Kerim’in zahir ve batın anlamı olabilir mi?
Fransız kurnazlığı ve fırsatçılığı ile tarihin yönü değişmez
İsrail, 28 Şubat ve kendini yakan ABD askerinin yokladığı eşik
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum