|
Kırgın çiçekler solmasın!
Bir imtihandır yetim isimli yazıda dizi dünyasında yetim karakterlerin çokluğu neyle bağlantılı diye sormuştum. “Ailenin önemine vurgu yapmak mı? Yetimhanelerin çocuklara yuva olabilmesi, onları kötülükten ve kötülerden koruyabilmek adına gerekli önlemlerin alınmasını gündeme getirmek mi? Acı çekmiş, aç kalmış, işkence görmüş yetimlerin hayatta kalmak için öldürmeyi göze alan kişiler haline dönüştüğünü nazara veriyor bizim hikayeler genellikle. Hikayenin acımasız bir kötüye ihtiyacı olduğunda yetim her derde deva oluyor! “

Ekranın romantik komediler tarafından istila edildiği bir ortamda yetimlik ve yetimhane temasını çok boyutlu ve kusursuz bir şekilde işleyen Kırgın Çiçekler; bir yıl önce sorduğum sorulara cevap olarak geldi ekrana. 16 yaşındaki Eylül'ün üvey babasının tacizine uğramasıyla açılışını yapan Kırgın Çiçekler, kusurlu ve yetersiz ebeveynlerle tanıştırdı seyirciyi. Annesinin inanmayacağından korkan ve söylemekten çekinen Eylül, üvey babanın evden gönderilip annesi ve kız kardeşiyle mutlu bir hayat yaşayacağını hayal ederken yetimhanenin kapısında buldu kendini. Annesi inanmıştı inanmasına ama üç çocuğa tek başına nasıl bakarım bahanesiyle kızından kurtulmayı tercih etti. İşin aslı ise komşu kadına itiraf ettiği üzere ilk defa gönlünün kaydığı kendisinden beş yaş küçük kocasından vazgeçememişti. Hikayenin idealist tarafını temsil eden yetimhanenin müdür yardımcısı Feride'nin yeni kanunla devlet çocuklara yardım parası veriyor çocuğunuzu bırakmayın önerisini duymazdan gelerek yaptı tercihini.


Eylül'ün yetimhaneye gelmesiyle diğer üç kızla ve yetimhaneyi steril semtlerinde istemeyen zengin kesimle de tanışmış olduk. Yetim kızlardan Meral gayri meşru bir çocuk; Kader henüz üç günlükken fırının önüne un çuvallarının üstüne terk edilmiş; Songül alkolik babası hapse girmiş annesi yeniden evlenmiş üvey baba tarafından kabul edilmemiş bir genç kız. Sert acımasız bir maske altında güçlüyü oynayan bir kız çocuğu.

Toplumsal önyargıların gençlerin özellikle de yetimlerin hayatını nasıl kabusa çevirdiğini gözler önüne sermek adına yetimhane ile kolej yan yana. Zengin kesimin temsilcisi ikizlerin annesi, kendisini Koşuyolu Koleji okul aile birliği başkanı olarak tanıtıyor. Yetimhane semtimizde olmamalı, yetimler çocuklarımızın ahlakını bozar temalı konuşmaları çok itici ve kabul edilmez, hatta biraz Amerikanvari. Bu tarz düşünceye sahip insanlar varsa içimizde yaşayan, yansımalarını ekranda görür ve utanırlar belki biraz. Kolejli kızların yetim kızları tepeden tırnağa süzüp kılık kıyafetlerine laf söylemeleri demode ve eski bulmaları, bağışladığımız eskileri giymişler mi diye kontrol etmeleri; kolejli erkeklerin yetim kızları kullanıp atmak üzere plan yapmaları aynı şekilde.

Kızları tuzağa düşürememenin verdiği hırsla iftira atan Güney, ben kötü biri değilim kimseyi öldürmedim hapse girmedim diye tanıtıyor kendini karakter tanıtımında. İyilik ve kötülük kavramlarının altını kalın çizgilerle çizmek gerekiyor. Yalan söylemek, iftira atmak, insanların mağduriyetlerinden yararlanmaya kalkmak; başkasına zarar verirken iyi kalmaya devam etmek mümkün değil.

Okul aile birliği başkanı çocuğunu korumak adına gerçeğin üstünü örtünce fotoğrafları gazeteye basılan kızların hayatı kabusa döndü. Nezarette geçirilen gece, bekaret kontrolünden sonra okullarına da gidemediler. Zenginin iftirası yoksulun hayatını karartmaya yetti.

Hayatının en büyük hayal kırıklığını yaşayan Feride, kendi dramına teslim olmayıp canla başla kızlar için çabaladı, onlar artık damgalandı kimse onlara inanmaz diyen yetimhane müdürü gibi pes etmedi. Bu tür kurumlarda idealist bir yönetici pek çok hayatı kurtarabilir. Nitekim Feride gerçeğin gücüne sığınarak koleje gitti, gerçeği bilen kendi oğlunu korumak için diğer bütün çocukları gözden çıkaracak kadar vicdansız ve adaletsiz kadının karşısına dikildi ve kızlara burs almayı başardı.

İkinci bölüm fragmanı dramın dozunun daha da artırılacağına işaret ediyor. Kırgın Çiçekler'in güçlü bir önermesi var, aşırı doz drama ihtiyacı yok. Benim o yetimlerle ne işim olur ki diyen Cemre'nin; iflas eden babasının intihar etmeden önce kazayla annesini öldürmesinden sonra akrabaları tarafından kabul edilmeyip kendini bir anda yetimhane kapısında bulmasıyla güçlenen bir hikaye var elde. Eğer niyet toplumsal bir yaraya parmak basmak ise daha sakin olmakta yarar var.
#Kırgın Çiçekler
#türk dizileri
#televizyon
9 yıl önce
Kırgın çiçekler solmasın!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi