|
Kıyafeti beden değil ruh taşır!

Kanal D Bana Her şey Yakışır ile öğle saatlerinde giyinmeyi ve dedikoduyu seven izleyicileri ekran başına toplamaya çalışırken; Show TV''den karşı atak gecikmedi, Bugün Ne Giysem için yarışmacı seçmelerine başladığını duyurdu.

Bana Her şey Yakışır''a katılanların büyük çoğunluğu okumuş, çalışan, kariyer sahibi kadınlar. Güzellik yarışmasına katılanlar da var aralarında estetik uzmanı doktor da. Her türlü estetik müdahaleyi kendi üzerinde gerçekleştirdiğini söyleyen, kırklı yaşlarında olmasına rağmen genç kız görünümündeki ve tavrındaki estetisyeni, sonraki hafta rakip kanalda doktor kimliğiyle görünce; doktor hanımın Bana Herşey Yakışır''ı ekranı fethetmek için sıçrama tahtası olarak kullandığı çıktı ortaya. PR''ının ne kadar başarılı olduğu kısa sürede test edilmiş oldu böylece.

Katılımcılara şöyle bir bakınca; kendisinden başkasının tarzını tanımayan, modayı en takip eden benim edalarında süzülen, 16 bin dolarlık saatini, 600 liralık kemerini sohbet konusu yapan, yapım ekibi araç göndermesine rağmen alışverişe özel şoförüyle çıkarak sınıfsal baskı uygulamaya çalışan, alışverişini Avrupa''nın bilumum şehirlerinde yaptığını iddia eden çeşitlilikte ve renklilikte. Özel olarak mı seçiliyorlar yoksa seçildikten sonra kendilerine biçilen rolü hakkını vererek mi oynuyorlar kararsız kalıyorum izlerken. Ne de olsa kameranın karşısına geçmek demek fazlasıyla kendini göstermek ve rol yapmak demek. İnsanları kendini seyretmeye davet etmek demek.

Yarışmacının evinde gardırobunun önünde, bakın dolabıma temalı mini bir gösterişle başlayıp, seçtiği kıyafetlerle manken edasında kameranın önünde salınmasıyla devam ediyor. Sonrası malum. 4 saat, konsepte göre değiştirilen bütçe ve olmazsa olmaz panik havası. İkinci mağazada ne alınacağına karar verilmişken, çokça kıyafet giyilip sergilenmesi değişmez kural misali, dış sesin de desteğiyle son bir saate kadar beğenememiş seçememiş havası yaratılıyor.

Peşinde kamera, şaşkın bakışlar altında, İstanbul caddelerinde şöhret etkisi bırakmayı tecrübe ediyor yarışmacılar.

Yakışanı giymek demek; vücudunun tüm güzelliğini gözler önüne sermek demek! Şık bir akşam yemeği konsepti için seçtiği kıyafetin içinde ''erkek arkadaşım kesinlikle böyle bir şey giymeme izin vermez'' diyen genç kız; çifte dekolteli görüntüsü ile giyinmiş gibi değil soyunmuş gibi gözüküyor ekranda.

Altın gününe dekolte kıyafet giyilmez diyenler, stüdyoda dekoltenin sınırlarını zorlayarak oturduklarının farkında değiller. Öğrenmenin yaşı yok! Altın gününde değil; kokteylde, nikahta falan giyilirmiş dekolte. Ev ortamı dekolteyi kabul etmiyor! Kadın kadına dekolte giymenin anlamsızlığı üzerinden şekillenen karşı çıkış, dekoltenin erkekler için giyildiği alt metnini gözler önüne seriyor.

Beş kişilik ekibin içinde dekolte giymediğini ifade eden, oldukça düzgün uzun etek ceket kombinasyonuyla podyuma çıkan yarışmacı; iç karartıcı, tekdüze kıyafeti sebebiyle en çok eleştiriyi alandı.

Aynalar yalan söylüyor. Trende, konsepte, fiziğine uygun giyinenler/soyunanlar ruhlarını devre dışı bırakmanın kefaretini ödüyor. Ya ruhunuza uygun giyinirsiniz ya da giydiklerinizin sizi dönüştürmesine izin verirsiniz. Trend, konsept, fizik hepsi hikaye. Daha doğrusu endüstriyi ayakta tutmak, can vermek için ruhu devre dışı bırakan kapitalizm icadları. Ruha uygun giyinmenin demode olmak gibi bir riski yok çünkü!

13 yıl önce
Kıyafeti beden değil ruh taşır!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset