|
Saf kötülerle gerekçeli kötülerin mücadelesi
Yapılan değişiklikle rakip duruma gelen, başa baş bir performans gösteren Güneşin Kızları ve Kırgın Çiçekler şiddetin sebebini baba şiddetiyle bağlantılandırılarak düz bir bakış açısının esiri olmayı tercih ettiler. Haluk'un hikayesi flashbacklerle beslendiği için Kemal'in hikayesinden bir tık daha başarılıydı. Kurmacanın ana kuralıdır; anlatma göster. Böyle olmasının sebebi babası ya da çocukluğunda yaşadığı travma demek yerine, zaman zaman yaşadığı çaresizliği göstermek geçmişini oya gibi işlemek karakteri güçlü kılar.

Seyircinin iyi mi kötü mü olduğu konusunda kararsız kaldığı bir karakter Haluk, tüm renkleri barındırıyor içinde. Yaptığı kötülüklerin geçerli bir sebebi olmalı fikrine ilk bölümden itibaren ikna edildi seyirci. Haluk'un hikayesi Güneş'e ve kızlarına karşı centilmen, Sevilay ve Ali'ye karşı acımasız, Rana karşısında savunmasız halleri ile inşa edildiğinden seyircinin empati kurması kolaylaştı. Eski psikiyatristinin kapısını çalıp beni tekrar iyileştirin diye yardım istemesi, Rana'nın omzunda ağlaması seyirci ile arasındaki mesafeyi yok etti. Kemal ise üvey kızını taciz ederek dahil olduğu hikayede hırsızlık şantaj her türlü kötülüğü yapacak kapasitede bir karakter. Göründüğü her sahnede seyircide nefret duygusu uyandırdıktan sonra böyle olmasının sebebi baba şiddeti demek gecikmiş ve yetersiz kaldı.

Kırgın Çiçekler; Mesude'nin Eylül'ü yetimhaneye bırakma kararını anlatmayıp gösterdiği için dramatik açıdan güçlü bir başlangıç yaptı, seyircinin dikkatini çekmeyi başardı. Her türlü kötülüğü yapan, Eylül'ü taciz eden Kemal'in durumu huzurevindeki babayla ilişkilendirildi, böylece Kemal de 'gerekçeli kötüler' kervanına katılarak temize çekilmeye çalışıldı. Aynı anlarda Güneşin Kızları'nda Selin, Tuğçe'yi kast ederek, ikizine, saf kötüler sadece seyrettiğimiz dizilerde zannediyorduk ya değilmiş gerçek hayatta da varlar diyordu. Tuğçe'ye saf kötü derken kendisi de gerekçeli kötüler kervanına giriş hazırlığındaydı. İlgi çekici bir kurgu ile intikam planını oya gibi işlemişti.

Partide elbisesini değiştirirken çekilen görüntüleri internete konmuş ve alay konusu olmuştu Selin. Kardeşinin tabiriyle enkaz gibi dönmüştü eve. Utanmış, travma yaşamıştı. Travmasından da utanma duygusundan da aynı hızda kurtuldu, intikam alarak! Tuğçe'nin annesinin psikiyatr olduğunu öğrendi, tesadüfen tanıştı, size çok ihtiyacım var diyerek telefon etti. Kadına, başına gelenleri anlatırken niyeti kızını şikayet etmekti, nitekim amacına ulaştı. Terzi söküğünü dikemez atasözüne hayat verircesine, kızının, başkalarına zarar verecek kadar kötücül olduğunu Selin'den öğrenen psikiyatr, sorunun temeline inmek, terapi/ tedavi yerine sert bir şekilde cezasını ve biletini kesti, İsviçre'ye gideceğini söyledi Tuğçe'ye.

Şımarık, zenginlik ve lüks meraklısı bir karakter olarak Mertoğlu konağında ve ekranda arzı endam eyleyen Selin; karakter çok yönlü olacak diye olgun, nokta atışı cümlelerle kendini ifade edebilen zeka seviyesi yüksek bir karaktere evrilirken; 15 yaşındaki Peri ilk randevuya kardeş getirmek 80'lerde kaldı 2015'teyiz cümlesini kuruyor. Karakterler yazarın tecrübesini, bilgisini, bakış açısını değil; kendi bilgisi tecrübesini yansıtmalı kendi hikayesi ışığında. Neden bir süre sonra diziler birbirine benziyor, klişelerin güdümüne giriyor, senarist hikaye üzerindeki kontrolünü kaybediyor sorusunun cevaplarından biri de bu. Olay akışını mümkün mertebe takip eden sebep sonuç ilişkisi kurmaya çalışan senarist, karakterin duygu dünyasındaki değişimleri takip etmeye gerek duymuyor ya da intikam uğruna geçiştiriyor.

Dizideki genç karakterlerin yaşlarının henüz 17 olduğunu seyirci kitlesinin de 12-19 yaş arasında olduğunu dip not olarak düşelim. Edgar Morin; seyirciyi, gösterileni seyreden kişiden çok toplumsal olarak biçimlendirilmiş olan ve kurmacayı nevrotik bir yoğunlukla 'yaşayan' kişi olarak değerlendirir. 17 yaşındaki karakterlerin yaşadıkları, birbirlerine karşı tutumları, intikam planları dizi deyip geçilemeyecek kadar önemlidir.

Haluk'un Güneş takıntısı, Türkan kim, Güneş'in sırrı ne, sorularını başarıyla sordururken internette dolaşıma giren tahminler ürkütücüydü. Tahmin mi bilinçli bir şekilde servis edilen hikayenin yanlış anlaşılması mı bilmiyorum ama hikayenin ana temasının yine tecavüze çıkması hiç hayra alamet değil. Tecavüz dizi klişesi olarak kullanıldığı için de durum vahim seyircinin aklına ilk gelen olduğu için de!

Portre hakkında yapılan tüm tahminlerin fos çıkması, gizemli bir hikaye açılımı bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı. Geçmiş ve yaşanacak gelişmelere dair teori üretenlerin hevesi kursağında, zeka dolu bağlantılarla işlenmiş senaryo beklentisi başka bahara kaldı!
#türk dizileri
#medya
#Edgar Morin
#televizyon
#diziler
9 yıl önce
Saf kötülerle gerekçeli kötülerin mücadelesi
"Yepyeni" ile karşılaşmaktan şaşkına dönmüş bir Türkiye
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?