|
Son Çıkış!/Bulmak kaybedenin hakkıdır, görmek ise vicdanı olanın
Apaçi müziği, apaçi dansı, apaçi saçı gibi tanımlamalarla komedi dizilerine malzeme yapılan gülmece unsuru olarak kullanılan apaçi gençler TRT'nin yeni dizisi Son Çıkış'ta ete kemiğe bürünüp özneleşerek karşımıza çıktı. Nasıl yaşarlar, hayattan beklentileri nedir sorularına doyurucu cevaplar verebilecek, umutsuzluğun pençesinden uyuşturucu tuzağına düşmemeleri için neler yapılmalı konusunda beyin fırtınası yaptırabilecek bir dizi Son Çıkış.

Son Çıkış iki farklı diziyi içinde barındırıyor gibiydi ilk bölüm itibariyle. Bir tarafta Kenan Zeynep Cesur arasında yaşanan sırlarla dolu bir aşk üçgeni vardı; diğer tarafta aynı muhitte yaşayan gençlerin uyuşturucu ağına düşmelerinin hikayesi. Özelde uyuşturucu genelde bağımlılık temasından yola çıkan Son Çıkış, seyirci çekmek adına ilk bölümde ajitasyona fazla yüklenilmiş bir hava verdi. Sebeplerden ziyade her türlü sonucun sorumlusu olarak uyuşturucu illeti vardı bütün hayatların ve hikayelerin merkezinde. Seyirci bir hayatı merak etmek karakterle özdeşleşmek için yaşananların seyrine şahit olmak ister. Son Çıkış oldukça zengin bir geçmiş hikayesine sahip, karakterlerin geçmişleri açığa çıktıkça taşlar yerine oturacak. Ama geçmişin merak edilmesi, senaryonun lokomotifi olabilmesi için sağlam bir güncel hikayeye ihtiyaç var. Maalesef güncel hikayedeki pek çok ayrıntı hikayeden ve karakterlerin geçmişinden haberdar olmayan seyirci için havada kaldı.

Türk dizileri tarafından fazlaca kullanılmış klişe olacak hali bile kalmayan Kenan Zeynep Cesur üçgeninde yaşananlar hem inandırıcılıktan hem de duygudan uzaktı. Apaçi dönemini geride bıraktığını ifade eden, öfke kontrolü yaşadığı bir anda adam yaralamaktan üç yıl hapis cezası alan, hapishanede tanıştığı Kafkas'ın destek ve yardımlarıyla ıslah olan doğru yolu bulan geçmişin tüm kirlerinden arınıp temiz sakin bir hayat kurma hayalindeki Kenan'ın hikayesi yetersiz anlatımdan dolayı havada kaldı. Kenan hapiste kendini ve hayatını temize çekerken gözünü en yükseğe diken yakın arkadaşı Cesur'un kardeşini zehirlemesine engel olamadığı gibi uyuşturucunun etkisiyle sevdiği kızı da kaybetmişti. Anlık bir hatanın bedeli bu kadar ağır olmamaları diye isyan eden Zeynep en çok Cesur'un bebeğini gizlemek için zorlanacak Kenan'a karşı. İkilinin arasındaki bu büyük sır Zeynep'in zengin hayata geçiş yapmasından sonra kötülükler kraliçesi olmaya aday Jülide'ye ulaşmak için Cesur'un elindeki en büyük koz olacak. Yoksul hayatın içinde yatalak annesine ve bebeğine bakmakta zorlanan Zeynep, babasının ölümüyle haberdar olacağı zengin bir mirasın varisidir. Her şeyi planlayarak kocasını öldüren Jülide, Bosna savaşında ailesi gözleri önünde katledilen, fuhuş için İstanbul'a getirilen bir kurban. Mafyanın elinden kurtulup, Haluk'un şirketinde çalışmaya başlamış, yönetici asistanlığına yükseldiği noktada Halukla evlenmiş bir kadın. Yaşadıklarını geride bırakamadığı için hayata ve insanlara öfkeli, uyuşturucu işine bulaşır.

Karakterlerin hepsinin geçmişi travmalarla dolu. Kenan baba şiddetiyle büyümüş, Zeynep gayri meşru bir çocuk, Cesur annesi babası tarafından gözleri önünde öldürülmüş yurtlarda büyümüş şiddet eğilimli bir çocuk. Karakterlerin geçmişinin zengin olması öyküleme açısından büyük avantaj ama bu avantaj ilk bölüm için maalesef dezavantaja dönüştü. Karakterlerin hepsini aynı anda olaya dahil etmeye çalışmak keşmekeş yaşattı senaryoda. Zeynep'in zengin hayata geçmesi, Jülide'nin uyuşturucu işinde olması, Cesur'un Jülide'ye ulaşmak için Zeynep'i kullanması ilerleyen zamanlar için zengin bir malzeme ama asıl apaçi gençlerin dramları ve kurtuluş reçeteleri önemliydi. Sporcuyum diyerek sentetik uyuşturucuyu her fırsatta kullanmayı reddeden Rıdvan eski kramponları nedeniyle elemelere alınmadığında yaşadığı hayal kırıklığını sentetiğe sığınarak tamir etmek isterken anlık hatasının bedelini hayatıyla ödedi. Yaşadığı hayatın gerçeklerinden uzaklaşmak için kullandığı uyuşturucu Rıdvan'ı ölürken hayaline kavuşturdu. Uyuşturucunun etkisine, bünyede nasıl bir tahribat yaptığına dair etkileyici; hayatın gerçeklerinden uzaklaşmak kısa süreli de olsa hayal dünyasında yaşamayı tercih edenler içinse bıçak sırtı sahnelerdi.

Aynı zamanda imam olan Fizik öğretmeni iktidar etkisiyle en çok yadırganan karakterdi. Ne gerek vardı imam olmasına sadece fizikçi olması yetmez miydi yorumları yapıldı sosyal medyada. Karakter kalabalığından henüz hikayesine vakıf olamadığımız İmam Yusuf, Esenler gençliğinin kahramanı İmam Ömer Faruk karakterinden esinlenilerek yazılmış bir karakter. Karakter gerçek hayattan alınsa da dramanın gücünü arkasına alamadığında inandırıcı bulunmayabilir. Senaryo yazılırken Ömer Miraç Yaman'ın doktora tezi Apaçi Gençlik kitabından yararlanılmış. O hayata yabancı gençler yadırgasa da gerçek bir gençlik profili Son Çıkış'ta anlatılan.

Ömer Miraç Yaman sanılanın aksine apaçi kelimesinin bugünkü anlamıyla kullanılmasının yeni olmadığını, banliyö kültürünün bir uzantısı olarak 1902 Paris'ine Türkiye'de ise 1950'lere kadar gittiğini ifade ediyor. Kafe sahipleri apaçi gençleri yoksul ve parçalanmış ailelerin çocukları; rehber öğretmenler mücadele gücü olmayan kurban rolünü benimsemiş gençler; polisler ise Türk toplumunun ahlakına yabancı gençler olarak tanımlıyor. Apaçiler ise kendilerini okul ve aileden kopuk kendi kafasına göre takılan gençler olarak tanımlıyor.

Son Çıkış; çoklu okumaya ve analiz yapmaya müsait bir hikaye zenginliğine sahip ama klişelerden ve ezberlerden uzak kalmak kaydıyla. Hikayenin kuruluşu, müziğin abartılı kullanımı, uzun dizi süresiyle mücadele etmek adına karakteri bol bir dizi olması ilk bölüm için seyri güçleştirse de bu handikaplardan kurtulunduğu takdirde tektipleşen ekranda yeni bir soluk olabilir, gerçek gençlerin gerçek sorunlarına eğilerek sosyal bir yaraya merhem olabilir Son Çıkış.
#Son Çıkış
#trt
#türk dizileri
9 yıl önce
Son Çıkış!/Bulmak kaybedenin hakkıdır, görmek ise vicdanı olanın
Süper maçın galibi yok
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim