|
Tatlı İntikam

Sadece ekran romantik komedilerin işgali altında olsa görmezden gelip geçeceğim ama zihinlere atılan romantik komedi formatı ciddi manada endişelenmeme sebep oluyor. Kendini işin uzmanı ilan eden, derin düşüncelerini yüksek perdeden köşesinde paylaşan kişilerin, her türlü diziyi/filmi/romanı ergen bakış açısıyla, romantik komedi penceresinden değerlendirmesi; fantastik bilim kurgu unsurları içeren dizide romantik komedi matematiği araması ve bunu da eksiklik olarak dile getirmesi gelinen durumu gözler önüne seriyor. Tür olarak romantik komediye karşı değilim; ekrandaki tüm dizilerin romantik komedi olmasına karşıyım. Her türlü diziye romantik komedi çiftleri ve sahneleri serpiştirilmesine karşıyım.



Peş peşe yeni diziler görücüye çıkmaya devam ediyor. Reyting garantili kabul edilen, mutlaka tutar diye sunulan dizilerin ortak özelliği, aşktan gayri mevzusunun olmaması. Güzel kızlar yakışıklı erkeklerin aşk meydan savaşına indirgenmesi. Çirkin Betty'i hatırlarsınız, 90'lı yıllarda yayınlanan Güney Amerika menşeli bir pembe diziydi. Sensiz Olmuyor ve Krem adıyla yerli versiyonları denendi ama başarılı olamadı. İsmi fark etmeksizin, Çirkin Betty çatısı altında anabileceğimiz hikayelerin ortak özelliği; şişman, gözlüklü, dişlek, sivilceli kızların çirkinliklerinden dolayı aşklarına karşılık alamamaları. Tabii bu arada çirkinlikle doğru orantılı bir şekilde sakar, şapşal olduklarını da belirtmek lazım. Çirkin ördek yavrusu olarak sunulan bu kızlar, çirkin olmadıkları gibi, sözüm ona güzelleştikleri anda sevilmeyi hak etmeye, aşık olunası kızlar kategorisine girmeye başlarlar. Kanal D romantik komedi formatındaki yeni dizisi Tatlı İntikam'da bu formülü ters yüz etmiş, çirkin ördek yavrusu bu sefer bir erkek, Tankut Sinan.



Ailenin tek çocuğu, prenses edasıyla yetiştirilen, lisede üniversitede arkadaşlarını güzelliğiyle ezen, erkekleri etrafında köleleştiren Pelin, kendi ifadesiyle yemez içmez üniversite okur ama mutluluğu yakalayamaz. Bir mankenle evlenmek üzereyken, düğün günü başlar dizi. Her şeyin mükemmel olmasını isteyen, sürekli maraz çıkaran Pelin; evlilikten korkan, bir ay sonra futbol şampiyonasına evlendiği için gidememekten endişe eden damadın düğünden kaçmasıyla yine evlenemez. Ters yüz edilen hikayede çirkin ördek yavrusu erkek olduğuna göre düğünden damadın kaçması gayet normal! Bencil, duyarsız, hırçın, şımarık, tek derdi kendi mutluluğu olan biri olarak karakterize edilen Pelin, sokakta gördüğü çocuğun yüzündeki yaralara duyarsız kalmayarak karakterine ihanet etse de, düğün lanetinin gerekçesini öğrenir. Çocuğun annesi çiçekçi kadın, bir bakışta Pelin'in derdini çözer. “Sevdiğin kadar sevilir, üzdüğün kadar üzülürsün” önermesi eşliğinde, geçmişte birinin canını çok yaktığı, ahını aldığı için, o kişinin gönlünü almadığı takdirde hiç mutlu olamayacağını söyler. Seyirci, bahsi geçen kişinin ilk sahneden itibaren pastacı olduğunu bilir. Pelin hatırlamadan önce Tankut'un yaşadığı travmaya tanıklık eder. Tankut, hikayenin çirkin Betty'sidir.



Yer Tıp Fakültesi. Tankut sürekli elinde yiyecek, hesapta şişman ama sadece biraz hımbıl, gözlüklü, sivilceli, diş teli takan; Pelin'e ilk görüşte tutulmuş genç bir doktor adayıdır. İlgisini çekebilmek adına, günlerce uykusuz kalma pahasına ödevlerini yapar. Cebindeki son parasını konser biletlerine harcar, ama fiziksel yetersizliğinden dolayı Prenses Pelin'in görüş alanına dahi giremez. Durumun farkında olan arkadaşları eğlenmek için Tankut'u cesaretlendirir, büyükçe bir atraksiyonla Pelin'in dikkatini çekebileceğine ikna ederler. Kilolarından ve sivilcelerinden kurtulunca zekası yükselecek olan Tankut, görüntüsüne paralel bir aptallıkla denileni yapar. Sonrası tam bir şok, travma anı. On kalbim olsa birini bile sana vermem çıkışıyla tüm üniversitenin önünde reddedilir. Tankut okulu bırakır, Amerika'ya gider, babasıyla arası açılır, baba oğluna kırgın bir şekilde bu dünyadan göçer.



Sevdiği kız yüzünden doktor olma hayaline veda eden Tankut; fiziken mankenlere taş çıkartan bir görüntü, müthiş bir özgüven ve başarılı bir aşçı olarak yurda döner.



Pelin'in çiçekçi kadının söylediği lanetten kurtulmak için af dileyeceği, gönlünü alacağı ve tabii bu esnada aşık olacağı kişidir Tankut. Sevdiğin kadar sevilir üzdüğün kadar üzülürsün önermesinin havaya gitmemesi için, Tankut'un fiziki değişim yaşamamış olması gerekirdi. Shrek'i hatırlarsınız, felsefesi güçlü bir animasyon filmidir. Fiyona bilindik bir prenses görüntüsüne geçme şansı varken Shrek'ten ayrılmamak için reddeder. Fiziki özelliğin bir hiç olduğunun altını çizerek hayatlarına mutlu mesut devam ederler.



Televizyoncu lisanıyla ifade edersek; tutarsa, ki ilk bölüm ilgi çektiğini gösterdi, boşalacak yaz ekranında sonbahara kadar reyting sıkıntısı yaşamayacak. Hedef kitlesi olan ergen seyircilere, Tatlı İntikam üzerinden nasıl bir önermede bulunacaksınız ne mesaj vereceksiniz? Fiziksel görüntü ve para her şeydir mi? Malum çirkin Tankut dar gelirli bir aileye mensuptu. İntikamını tatlı tatlı alması beklenen Tankut ise kısa zamanda köşeyi dönmüş, refaha ermiş bir adam görünümünde.


#Tatlı İntikam
#diziler
#medya
8 yıl önce
Tatlı İntikam
‘Din ve devlet işlerinin ayrı olması gerektiğine inanmak şirk midir?’
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?