|
Vazgeçilmenin dayanılmaz acısı

Her insan vazgeçilmez, yeri doldurulmaz olduğuna inanır. Sanır ki o işten ayrıldığında çark dönmeyecek. Hasta olduğunda ya da yıllık iznini kullandığında susmayan telefonu, ardı arkası kesilmeyen sorular, bu zannını besleyip büyütmesine yardım etmiştir yıllarca. Ne var ki emekli olduğunda ya da kabul olmaz düşüncesiyle verdiği istifa dilekçesi işleme konuverdiğinde, yerinin ne kadar hızla doldurulduğunu tecrübe etmek de nasip olur. Vazgeçilmezlik duygusu ve ışık hızıyla vazgeçilmenin dayanılmaz acısını yaşamak, yolu bir şekilde çalışma hayatından geçen her faninin başına gelmiştir ya da gelecektir.



Bu satırları Nur Yerlitaş'ın İşte Benim Stilim jürisinden ayrılması, aradan haftalar geçmesine rağmen unutulma ihtimalini ortadan kaldırmak adına canlı yayınlarda neden ayrıldığını anlatmaya devam etmesi üzerine yazıyorum. “Yaşantım birbirine karışmıştı, Nurella ve Nur Yerlitaş birbirine küsmüştü. Nur Yerlitaş Nurella'yı kırdı. Benden sonra ne olur bilmiyorum” açıklamaları eşliğinde, televizyon kariyerine ara verdiğini açıkladı Nur Yerlitaş. O, bu açıklamaları yaparken, daha önce çekilmiş bant görüntülerde Nur Yerlitaş'ın masasının üzerine fotoğrafı konmuş, Nurellamız hasta, geçmiş olsun mesajları veriliyordu programda. Ayrılığın geçici olduğu, bir iki hafta içinde döneceği düşünülüyordu. Nitekim çekim günlerinde anlaşmazlık yaşandığında Ivana Sert iki günlük ara sonrasında dönmüştü programa.



Uzun zaman, emek verilerek kazanılmış bir ekran kariyeri Nur Yerlitaş'ınki. 2007 yılında, Bak Kim Dans Ediyor programında jüri üyeliği kariyerine başladı ama istediği performansı gösteremedi. Kamera karşısında rahat ve hazırcevap olmak kolay değildi! 2010 yılında Ajda Pekkan ile Seda Sayan'ın sabah programına katıldı, mahcup haliyle şarkı söyleyerek eğlenceli halini gözler önüne sermeyi başardı. Yemekteyiz performansı aranan televizyon karakteri benim mesajını iletti gerekli yerlere. Moda programlarının atası Bugün Ne Giysem ile ekrana kapak atmayı başardığında yıl 2011 idi. Biraz programın formatından biraz Nur Yerlitaş'ın henüz kameralar önünde kendini yeterince rahat hissetmemesinden olacak patlama yapmak için 2014 yılını, Bu Tarz Benim formatını beklemesi gerekecekti. Moda ve realiti şovu harmanlayan, TV8'e transfer olduktan sonra İşte Benim Stilim adıyla yoluna devam eden programın vazgeçilmez ismi Nur Yerlitaş'tı. Şarkılara klip çekerken yaptığı kendine has hareketlerle sosyal medya ahalisinin dikkatini çekti, Fatih Terim ve İlber Ortaylı ile birlikte ilk caps fenomenleri arasında yerini aldı.



Reyting sadece yayından kaldırma kararı ile kiralık katil görevini yerine getirmez. Çok seyredilme, çok seyredilmenin peşi sıra gelen şöhretin dayanılmaz hafifliği, bol sıfırlı çekler, şöhretimin ve kazandığımın hakkını vermeliyim telaşı, kamera önündeki herkesi kısa zaman içinde kendi kendinin karikatürüne dönüştürür. Nur Yerlitaş bu süreci kısa süre içinde gözlerimizin önünde yaşadı.



“Gerçeklik Şovundan Gerçeklik Kurgusuna Beyaz Camın Realiti Şov Hali” kitabındaki yazıları yazabilmek için düzenli olarak realiti şovları takip ederken; İşte Benim Stilim ve Nur Yerlitaş'ın ekran macerasına yakinen tanıklık ettim. Başlangıçtaki halleri tüm realiti şovlarda olageldiği gibi gerçeğin şovu idi ama zamanla gerçeğin kurgusuna dönüşmekten kurtulamadı.



Gerekli zammı alamadığı gerekçesiyle programdan ayrıldığında yerine hiç vakit kaybetmeden siyahların kadını olarak bilinen, siyah gözlüklerini asla çıkarmayan Neslihan Yargıcı geldi. Aslında format seyirci açısından cazibesini kaybetmişti, modada değişen bir şey yoktu, izlenme oranları düşmüştü haliyle. Bu düşme caps fenomeninin yokluğuna bağlanınca hızlı bir final kararı alındı, Nur Yerlitaş yeniden jüri koltuğundaki yerini aldı. Bu değişiklik yapıldığı zaman reyting adına değişen hiç bir şey olmayacağını yazmıştım, olmadı nitekim. Marjinal görüntüsüne rağmen yerine ve zamanına göre giyinmeye önem veren, yüksek topuk hem ayak sağlığına hem yürüyüşe zarar veriyor, kıyafeti hafifletiyor diyen Neslihan Yargıcı'nın daha uzun süre ekranda kalmasını tercih ederdim. Çünkü yaptığı tüm yorumlar gerçekten giyinmeye, giyinmenin ruhuna dairdi. Nur Yerlitaş ise kendini programın reytingi olarak gördüğünden; kendi ifadesiyle, o gün kime yürüyecek, kimi koruyacak zihninde kurgulayarak stüdyoya geldiğinden; giyinmek, kılık kıyafet ikinci planda kaldı daima. Kızların arasına sürekli kıskançlık bombası bırakması, kaos, entrika ve acıdan beslenmesi, periyodik aralıklarla seveceği koruyacağı kızı değiştirmesi, kızların kendi aralarında yaptığı tartışmalara müdahil olması, çoğunlukla da yanlış anlayarak ve yanlış tarafı koruyarak müdahil olması, stüdyoda gerilimi her daim yüksek tuttu.



Benden sonrası ne olur diyerek kendisinden sonra programın planlanandan önce final yapabileceğinin altını çiziyordu Nur Yerlitaş. Fakat tam tersi oldu. Programa dönmeyeceği kesinleşince Kemal Doğulu'dan Öykü Serter'e herkes üzerindeki baskıdan gerginlikten kurtulmuşçasına rahatladı ve çekimler eğlenceli bir ortamda yapılmaya başladı. Kemal Doğulu, Nur Yerlitaş kızlara bağırmaya başladığında, sen yorulma sinirlenme Nurcuğum diyerek devam ediyordu kızlara bağırmaya, haddini bildirmeye. Nur Yerlitaş'tan sonra yaşanan krizlerde ise gerçek bir yönetim örneği gösterilerek ortam daha fazla gerilmeden, kavgadan reyting devşirilmeye çalışılmadan sonlandırıldı krizler. Kızların ruh hali düzeldi, format gereği yapılması gereken eleştirilere, tartışmalara dahi eğlenceli ruh halleri damgasını vurdu.



Realiti şov adı üstünde farklı karakterlerin aynı format içinde buluşması. Buluşurken eğlenmesi, eğlenirken eğlendirmesi üzerine kurulu bir format. İşte Benim Stilim, psikolojim bozulmuştu diyen Nur Yerlitaş sonrası eğlenceli kimliğine kavuştu. Ne zaman seveceği, ne zaman döveceği kestirilemeyen baskıcı babadan kurtulmuşçasına, Kemal Doğulu ve Öykü Serter'in rahatlaması, esprili ve neşeli yönlerinin açığa çıkması programdaki tüm gerilimi imha etti.



DÜZELTME:

Pazar günü yayınlamış olduğum yazıda şehit kaymakam Muhammed Fatih Safitürk'ün ismi sehven yanlış yazılmıştır, düzeltir, özür dilerim.


#Nur Yerlitaş
#Fatih Terim
#İlber Ortaylı
7 лет назад
Vazgeçilmenin dayanılmaz acısı
Bilgi felsefesi açısından ‘hurma aşılama olayı’ ve Tıbb-ı Nebevî
Yoksulluk, ekmeği çöpe atmakla başlıyor
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar