|
Bab el-Şems ve İsrail"in geleceği…

Gazeteleri incelerken bir köşe yazarımızın heyecanlandığı yazıyı okudum. Son Davos ekonomik forumunda Washington Post gazetesinin verdiği yemekte İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin"in atanmış Başbakanı Selam Fayyad yan yana oturuyorlarmış.

Peres, konuşmasında "Biz artık nefret söyleminden yorulduk" diyormuş. Fayyad ise "Bakın ikimiz aynı masada oturuyoruz" karşılığını vermiş. Bunu mühim bir olay olarak takdim ediyor ve Davos"un hala işlevselliğini koruduğuna örnek olarak gösteriyordu.

Davos"a gerek yok, Batı Şeria"da İsrail Devleti"nin yetkilileriyle görüşen o kadar çok siyasi var ki saymakla bitmez. Başta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas.

Benim burada takıldığım asıl nokta ise Peres"in, konuşmasında söylediği "Biz artık nefret söyleminden yorulduk" sözüydü. Burada Peres dünya üzerinde Siyonist İsrail işgaline karşı yükselen tepkiyi mi kastediyordu yoksa İsrail siyasilerinin söylemini mi?

İsrail"in düşman olarak gördüğü ve Kasım 2012"deki Bulut Sütunu operasyonunda ölüm listesine aldığı Hamas Hareketinin iki liderin söylemine bakalım.

Filistin seçilmiş Hamas hükümetinin Başbakanı İsmail Haniye ve siyasi büro şefi Halid Meşal Hamas"ın 25. kuruluş yıldönümünde Gazze meydanında toplanan yüzbinlerce insana: "Biz Yahudilere karşı değiliz, bizler topraklarımızı işgal eden Siyonist İsrail Devleti"ne karşıyız." diye hitap ettiler.

Bu söylemde nefret yok, hak talebi var. Peres"in muhatabı Filistinliler değil, Siyonist İsrailli siyasiler olmalıdır.

Ayrıca İsrail"in Filistin"in Batı Şeria"da ki topraklarında son uygulamalarına bakalım.

Filistin"in BM"de "üye olmayan gözlemci devlet" statüsü kazanmasının ardından İsrail Batı Şeria"daki E1 bölgesine 3 bin yeni konut inşa edeceğini açıklamıştı.

E-1 bölgesinde İsrail"in oluşturacağı yerleşim birimleri, Batı Şeria"yı kuzey-güney olarak ikiye bölecek ve Kudüs"ten koparacak.

Açıklamadan 6 hafta sonra 200 Filistinli bölgeye çadırlarını kurup yerleşti. Bölgeye yerleşen Filistinliler yeni çadır köylerinin Lübnanlı yazar Elias Khoury"in Filistinlilerin topraklarına duyduğu aşkı anlattığı kitabının adı olan "Güneşin Kapısı" (Bab el-Şems) ismini verdiler.

Geçen hafta Gazze"de olduğumuz sıralarda (seçim öncesi) İsrail askerleri protestocuları "araziye tecavüz ettikleri" gerekçesiyle terk etmeye çağırdı.

Filistinliler tahliyenin durdurulması için İsrail Yüksek Mahkemesi"ne başvurdular. Mahkemenin kendilerine altı gün içinde cevap vereceğini bildirdiler. Filistinli direnişçiler "Vatanlarına ait toprakların neresinde isterlerse kalabileceklerini" vurguladılar. Başbakan Haniye de yerleşimcilere çadırların yerine kalıcı köy kurmaları çağrısında bulundu ve direnişlerini desteklediklerini bildirdi.

Mahkeme kararını beklemeden Başbakan Benjamin Netanyahu"nun talimatıyla İsrail askerleri Bab el Şems"e müdahale ederek yerleşimcileri gözaltına aldı.

Nefret söyleminden yorulanlar bu tür davranmazlar. Filistin topraklarında İsrail müdahalesi seçim yatırımı olmuştur.

Salı günü İsrail"de seçimler yapıldı. İktidar partisi Likud, müttefiki Yisrael Beyteinu (Evimiz İsrail) partisi oy ve milletvekili kaybetmesine rağmen seçimden birinci çıktılar. Seçimin sürprizini ise yeni bir siyasetçi olan Yair Lapid"in partisi Yeş Atid (Bir Gelecek Var) yaptı. Parlamentonun ikinci büyük partisi oldu. İsrail siyasetinde yıllarca devam eden Likud-İşçi Partisi rekabeti böylece sona ermiş oldu. İşçi Partisi üçüncü sırada seçimi bitirdi.

Seçim sonuçlarının İsrail"de siyasetin kısmen merkeze ya da göreli olarak sola kaydığı şeklinde yorumlanmakta.

2009"da 65"e 55 olan sağ-merkez/sol dengesi yerini 60-60"a bırakmıştır. Yani sandalye sayısı bazında bir hesaplama yapıldığında sağcı partiler ile sol ve merkezdeki partiler arasında sayısal bir denge oluştuğu görülmektedir.

İsrail"in geleceğini kurulacak hükümet ve izleyeceği siyaset belirleyecek.

Seçim sonrasında Likud Partisi lideri ve Başbakan Netanyahu"nun yaptığı açıklamalara bakıldığında: "İsrail siyasetinde bir değişimin yaşanmayacağı ve İran"ın nükleer silah elde etmesinin engellenmesi için saldırı dâhil her türlü girişimde bulunacağı" görülüyor.

Netanyahu yeni hükümette başbakanlık koltuğunu koruyacak olmasına rağmen hareket alanı çok daha dar olacaktır.

Gazzeliler seçim sonuçlarının kısa vadede İsrail siyasetin etkilemeyeceği, ama uzun vadede İsrail"in bugünkü siyasetini sürdüremeyeceği görüşündeler.

Ayrıca İsrail"in, Filistinlilerin taleplerini göz ardı eden ve yeni yerleşim alanları kurarak işgalciliğini yaygınlaştıran siyasetine devam edemeyeceğini düşünüyorlar.

Kasım 2012"de ki "Siccil operasyonunun " Filistin ve İsrail siyasetinde önemli değişiklikleri beraberinde getirmesi kaçınılmazdır.

Filistinli gruplar yeni birlik çalışmalarını sonlandırdıklarında seçimlere gidecekler.

"Siccil Operasyonundan" sonra Filistinlilerin tarih sahnesine çıkışları önlenemez artık.

Asya Pasifik"ten Batı Afrika kıyılarına kadar olan coğrafya içinde her gün yeni gelişmeler yaşanıyor.

11 yıl önce
Bab el-Şems ve İsrail"in geleceği…
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi