|
Başsağlığı mesajından Eş Şati Deklarasyonu"na

29 Nisan 1916, Kut"ül Amare zaferinin 98 yılı kutlu olsun.

Gündem son bir yıldır inanılmaz bir hızda değişiyor.

Günlük gelişen bir olay üzerine yazmaya karar verdiğiniz anda başka bir olay gerçekleşiyor ve sizin kaleme almayı düşündüğünüz konu bir anda gündemden düşmüş oluyor.

Bu hafta iki önemli olay gerçekleşmiş oldu.

Bunlardan birincisi:

99 yıldır tartışılan bir konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ezberleri bozan ve bölgedeki tüm halkların gelecekte birlikte dayanışma içinde hareket edebilmelerinin temellerini atan bir açıklama yaptı.

Başbakan Erdoğan "1915 Ermeni Tehciri"nde" hayatını kaybedenlerin yaşayan akrabalarına başsağlığı diledi.

Ülkemizde her yıl 24 Nisan bir kâbus gibi beklenir ve Batılı hükümetlerin açıklamaları ikili ilişkileri tehdit ederdi. Bu kez Batılı hükümetlerin ne dediklerini önemsemeden Başbakan Erdoğan 1914-18 tarihleri arasında I. Dünya Savaşı"nda yaşananları hatırlatarak; o gün büyük bedel ödeyenlere ve bizim için millet-i sadıka olarak adlandırılan Ermenilerin torunlarına başsağlığı mesajı yayınladı.

Bu mesaj politik mülahazalardan uzak, karşılık beklemeksizin, son derece samimi duyguları içermekteydi. Bir kısım entelektüeller bu mesajı tatmin edici bulamayabilirler. I. Dünya Savaşı esnasında yaşanan olayları günün şartları içinde objektif olarak değerlendirdiğimizde ve bu güne kadar gelmiş-geçmiş hükümetlerin 1915 Ermeni Tehciri ile ilgili yaptıkları açıklamalara baktığımızda Başbakan Erdoğan"ın açıklaması ezber bozan, tarihi bir açıklamadır ve finaldir. Kanaatime göre gelecek hükümetler bunun ötesine varamayacaklar.

Bu açıklamadan sonra hükümetin yapması gereken: ister tehcir, ister göç ve ister mübadele olsun bu ülkeden ayrılanların-mülklerinin iadesi dışında-yurttaşlık temelinde haklarının yeniden iade edilmesini sağlayacak yasal düzenlemeleri ve çağrıyı yapmaktır.

Bir konuda da bir kayıt düşmeliyim. Ülkemizdeki Rum azınlığın talepleri Lozan"da mütekabiliyet esasına göre Batı Trakya"daki Türk azınlıkla eşitlenmişti. Sanırım bunu da aşmak gerekir. Ülkemizde yaşayan Rumlar bir azınlık değil eşit yurttaştırlar.

Başbakan"ın açıklaması hükümetler ve halklar nezdinde büyük bir kabul gördü. Hatasıyla, doğrusuyla, günahıyla ve sevabıyla geçmiş tarih bizimdir. Önemli olan da bu anlayışta bunu üstlenebilmektir.

İkinci olay ise:

Uzun bir zamandan beridir Filistinli gruplar arasında beklenen anlaşma en nihayet sağlanmış oldu.

Filistin halklarının büyük bir kısmının destek verdiği iki grup; El Fetih ve Hamas arasında Gazze Şeridi"nde Başbakan İsmail Heniye"nin ofisinde "Eş Şati Deklarasyonu" adıyla ilan edilen, tarafların birlikte hareket etmesini sağlayacak tarihi anlaşma imzalandı. Başbakan Heniye bu deklarasyonu "Halkımıza ayrılık döneminin bittiği müjdesini veriyoruz" açıklamasını yaparak duyurdu.

Bundan önce de Kahire"de yapılan görüşmelerde uzlaşmanın eşiğine gelinmişti ama: Suriye, Mısır, İran, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar eksenindeki gelişmeler 1 yıl önce gerçekleşmesi gereken anlaşma bugüne kadar ertelenmiş oldu.

İşin ilginç tarafı bu anlaşma ABD Dışişleri Bakanı John Kerry"nin Filistin-İsrail barış sürecinin kopma noktasına geldiği bir anda yapılmış olmasıdır.

2010"da kesilen barış görüşmeleri ABD Dışişleri Bakanı"nın öncülüğünde 2013"te tekrar başlamıştı. Geçen ayın sonunda Filistin-İsrail arasında yürütülen barış görüşmelerinde ortaya çıkan 20 maddelik taslak metnin imza edilmesi gerekiyordu. İsrail"in olumsuz tavrı yüzünden görüşmeler kesilmişti. ABD"nin süreçten vazgeçebileceğini açıklaması tarafların tekrar bir araya gelmesini sağlamıştı. Bu kez El Fetih"le Hamas arasında varılan anlaşmaya tepki olarak İsrail Başbakanı Netanyahu müzakerelere devam etmeyeceklerini açıkladı.

Bugün gelinen noktaya baktığımızda: El Fetih ve Hamas"la birlikte grupların tümünün temsil edileceği 5 hafta içinde bir birlik hükümetinin kurulması ve 6 ay içinde de seçimlerin yapılması konusunda uzlaştılar. Bu andan itibaren barış masasında Filistin"in eli daha güçlü olacak.

2006"dan beri Başbakan Erdoğan"ın büyük önem verdiği ve gayret gösterdiği uzlaşma gerçekleşmiş oldu. Türkiye bu iki olayda başardığını iç siyasette de başarması gerekir. Başka Türkiye yok. Herkes gerilimin düşmesi için bireysel beklentileri aşarak sorumluluğunun idrakinde olmalıdır.

1915 Ermeni olaylarıyla ilgili açıklama, Filistinli grupların uzlaşmasının sağlanması, Irak, Suriye, Mısır, Lübnan ve Filistin"de yapılacak seçimler iç siyasetteki sorunlarını çözmüş bir Türkiye"nin önüne tarihi fırsatlar koyacaktır.

10 yıl önce
Başsağlığı mesajından Eş Şati Deklarasyonu"na
Seçim sonrası belediyelerdeki personel kıyımı nasıl durdurulabilir?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!