|
Xwedê ji te razî be Abdülkadir

Bahar geldi, havalar ısınmaya başladı, hummalı bir çalışma var köylerdeki tarlalarda ve bahçelerde. Ağaçlardaki çiçekler meyveye durmak için son demlerini yaşıyor.

Hafta başında Mardin''e bir dostumu ziyarete gittim.

Mardin Kızıltepe Hocaköyü''nde yaşayan kardeşim Abdülkadir Çelik uzun zamandan beridir beni davet ediyordu. Ben de bu hafta, önümüzdeki ay geldim geleceğim derken, aradan tam 17 yıl geçmiş. Hesapladım nerdeyse bu zaman dilimi içinde her güne bir davet düşmüş. Bu ana kadar davete icabet edemediğim için; derin bir mahcubiyet içinde ve büyük bir heyecanla Abdülkadir''in ağabeyi Abdülhamid''le birlikte bu hafta başı Mardin''e gitmek üzere yola çıktık.

Abdülkadir''le dostluğumuz Adapazarı Taşkısığı''nda askerlik yaptığı zamandan başlar. Çarşı iznine çıktığında muayenehaneme gelir, çay içer ve sohbet ederdik. Bir nevi askerlik arkadaşlığıydı bizimki.

Uçağımız havaalanının üstünde tur atarken; karşı dağın yamacında eski Mardin ve ovada Kızıltepe şehri gözüküyor. Aşağıda yeşile ve kahverengiye bürünmüş Mezopotamya ovasını seyrediyorum.

Abdülkadir ve muhtar Mehmet Bayram Mardin Havaalanı''nda bizleri bekliyorlardı. Kızıltepe''den geçerek köye doğru yol alıyoruz.

Demokratik açılımın getirdiği bir yenilik olarak köyün girişindeki tabelada, eski ve yeni isimler; Hoca köyü ve Ebülimam olarak yazılmış. Eski ismi yanlış yazıldıkları için muhtar kızıyor. Abdülimam olması gerekiyordu diyordu. Yeniliklere uyum biraz vakit alacak diyerek teselli ediyorum.

Arabamız köyün ortasında evin avlusunda durduğunda Abdülkadir''in babası Hasan Bey, annesi Şemsa Sultan, amcası Mehmet Bey, kardeşleri ve kuzenleri bizleri karşıladılar. Hiç görüşmemiştik ama; birbirimizi yüreklerimizle ve haberlerimizle tanıyorduk. Kucaklaştık, uzun bir bekleyişin ve hasretin sona erişiydi buluşmamız.

Dağıstanlı şair Resul Hamzatov''un şiirini hatırladım:

''Ey yolcu,

haneme uğramadan geçersen eğer,

fırtınalar boranlar üzerine olsun.

Ey konuk,

haneme uğrayıp da memnun kalmazsan eğer,

fırtınalar boranlar üzerime olsun.''

Misafirliğimiz süresince inanılmaz bir konukseverlik gösterdiler. Bizleri rahat ettirmek için üzerimize titrediler, her şeyi sevgiyle ve dostlukla harmanladılar.

Gece boyu televizyon açılmadı ve cep telefonlarımız çalmadı. Uzun uzun sohbet etme ve hasret giderme imkânı bulduk. Mehmet Bey bizlere Kore Savaşı''ndaki anılarını anlattı.

Ayrıca: çözüm sürecini, Irak''taki gelişmeleri, Suriye krizini, Kırım sorununu, son 8 aylık gelişmeleri, yerel seçimleri, sonrasını, ekonomideki durumu, yerelden bölgesele ve küresele kadar memleket meselelerini konuştuk.

Mehmet Bayram muhtarlığa yeniden seçilmiş, Mardin Büyükşehir statüsüne geçtiği için Hoca köyü Kızıltepe ilçesinin bir mahallesi haline dönüştü.

Yeni dönemde beklentisini sordum. İki talebi oldu. Yağmur yağdığında köyün yolları çamur oluyormuş. Bunun önlenmesi için 4 km''lik yola serilecek kadar mıcır ihtiyacı var. Ayrıca köyün yeni cami inşaatı için maddi destek istiyorlar. Bugünkü cami küçük geliyormuş onu büyütmek için yeni yer ayırmışlar, projesini yapmışlar, temelini atmışlar ve ilk tablasını dökmüşler. Her iki konuda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mardin Valisi Dr. Ahmet Cengiz ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı''na yeni seçilen Ahmet Türk''ten yardım bekliyorlar.

Sabah ayrılık vakti gelip çattığında hane halkıyla vedalaştık. 17 yıllık bir daveti yerine getirirken; bu güne kadar ziyaret edemememin pişmanlığını hissettim. Yüreğimizdeki yeri genişlettik ve dostluğumuzu kavileştirdik. Tüm hane halkına konuk severlikleri için teşekkür ediyorum.

Abdülkadir ve muhtar bizlere hızlandırılmış bir Mardin turu yaptırdılar.

Her yerde gelincik çiçekleri açmış, buğday tarlaları başağa durmuş.

Gelincik bahçeleri ve buğday tarlaları arasından ilk önce Roma İmparatoru Anastasios''un kurdurduğu ve adını da taşıyan Dara/Oğuz antik kentini ziyaret ettik. Adeta Milat''tan sonra 504 yılından bugüne kesintisiz bir hayata tanıklık ettik. Ardından Deyrulzafaran Manastırı''nı gezdik. Son olarak da birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış büyüleyici Mardin şehrini. Mardin şehrini anlatmak başlı başına bir yazı konusudur.

Hodeşte razi be Abdülkadir, modern zamanlarda artık ihmal edilmeye yüz tutmuş ziyaretleri, dostlukları ve ardından teknolojik müdahalelerden arınmış sohbetleri sayende yeniden hatırladık.

10 years ago
Xwedê ji te razî be Abdülkadir
İlişki ile iletişimin farkını bilmeden olmaz…
Felsefesiz ilâhiyat, ilâhiyatsız felsefe: İki çıkmaz sokak
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm