|
Devletin geri dönüşü (1)

Siyâsal ve ekonomik yapıların târihi çok önemli bir farklılığı içermektedir. Bu farklılık öncelikle zaman boyutunda ortaya çıkıyor. İlki, çok derin târihsel köklere sahip iken; diğeri sermâye birikiminin târihi ile eşleşen daha modern bir olgudur. (Aristo"nun yazdığı oikonomia kitabı sadece hânenin geçimlik dünyâsını anlatır). Zâten ekonominin târihi, özellikle de ilk birikimler îtibârıyla, devletsizliğe denk düşer. Roma"nın bir emperyal siyâsal yapı olarak çökmesinin ardından gelişen ve feodalite adını alan târihi; Avrupa"ya siyâsetin müdahaleleri olmaksızın yaşayabilme pratiği kazandırmıştı. Özellikle 13.Yüzyıldan, yâni Haçlı Savaşlarının ardından başlayarak canlanan ticârî ilişkiler, kuzey"de Hansa Ligi, güneyde ise Doğu Akdeniz ticaretini canlandırmış ve adına kent (bourge) denilen yeni bir yaşayış alanlarının otonomisine dayalı siyâsal ve hukuksal yapıları doğurmuştu.

Avrupa"da kent inkılâbı yaşanırken, Doğu"da, başta Osmanlı olmak üzere kadim polis (şehir) medeniyeti devam ediyordu. Buna göre kadim devlet (politeia) hidrolik temellere dayanan ziraî dünyâ ve kadim ticaret yollarındaki (İpek Yolu ve Baharat Yolu) üzerindeki artığı çekmek üzere örgütlenmiş bir üstün yapıydı. Bu yapı içinde Weber"in prebendalizm olarak tanımladığı sadâkât ilişkileri örgütleniyordu.

Bu târih bilgilerinden de anlaşıldığı üzere, "Feodal Batı" ve "Prebendal Doğu" arasındaki en temel farklılık, devletlilik ve devletsizlik farkıydı. Gelin görün ki, 16.Yüzyıldan başlayarak durum değişti. Kapitalist birikim, özellikle de sömürgeci süreçlerde devletin târihi ile eşlendi. Birikim, devleti gereksiyordu. Bu devletin ise kadim olandan çok farklı bir yapılanmayı ifâde ettiği âşikârdı. Özellikle Kameralizm, Aydın Despotizmi ya da daha genel geçer adıyla merkantilist devlet, çıkar temelli rasyonel bir devlet örgütlenmesini ifâde eder. Demek ki Batı ile Doğu arasındaki fark artık "modern devlet", "kadim devlet" farkı olacaktır.

Sermâye birikimi, özellikle olgun evresinde devletsiz yapamaz. Bu süreç küçük ve orta ölçekli girişimciliğin hâkim olduğu, kapitalist mübâdele târihine geçişi ifâde eden geç feodal dünyanın da sonunu getirmiştir. Ada Avrupası"nda başta Adam Smith olmak üzere İskoç Aydınlanmacıların, Kıt"a Avrupa"sında ise Fizyokratların durumdan şikâyetçi olması bu yüzdendir. Sürecin sanıldığı ve beklendiği gibi ekonominin siyâsetten ayrışması ve sivil piyasa dinamikleriyle işlemeyeceği anlaşılmıştı. Tam tersine olarak devlet ve ulusu(nu)n târihi tekelci uygulamalarla piyasaları da ezen bir dinamik kazanıyordu. Hâsılı, başlardaki burjuva beklentilerin hilâfına; siyâsetin târihi, gelişen ve otonomisini kazanarak insanlığa özgürlük sunacak bir "ekonomik" gelişmeyi kuşatıyor ve geriletiyordu.

Devlet ile ekonominin târihi II. Genel Savaştan sonra kabuk değiştirdi. Devletler "sosyal" vasfını kazanarak, sermâyenin sosyal tahribâtını giderme misyonu kazandılar. Bu, sanıldığı gibi kapitalizmin nedâmet getirip, ahlâkî bir olgunluk kazanmasının eseri değildir. Hâkimiyet kazanan, bir taşla iki kuş vurmayı hedefleyen Keynesçiliğin bakışıdır. Son tahlilde gerçekleşen ise; sosyal devlet politikalarıyla durumları düzeltilen ve siyâsal bir tehlike olmaktan çıkarılan işçi sınıfının eş anlı olarak efektif talep dünyasına eklemlenmesinden başka bir şey değildir.

Post Keynesgil dünya, sermâyenin yeniden yapılanmasını ifâde eder. Maksimum kâr ilkesi etrafında, iş ve işlemlerini yeni teknolojik araçlarla geliştiren sermâye, devletli bir kapitalizmin Keynesgil halini kendisine engel olarak gördü. 1980"lerden 2000"li yıllara kadar devletten şikâyet etmek tartışılmaz bir modaydı. Ekonomi, siyâsetten ayrışıyor gözüküyordu. Aslında süreç bir ayrışma değil; bir yeniden ilişkilendirme süreciydi. İstenen sosyal olmayan, sermâyenin "küreselleşmesine" engel çıkartmayacak olan sadece operasyonel olarak çalışacak bir devletti. Bu da "devletin küçültülmesi" olarak formüle edildi.

Günümüzdeki gelişmelere bir sonraki yazıda bakmaya çalışacağım…

11 yıl önce
Devletin geri dönüşü (1)
Kemal Kandildaroğlu!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?