|
Itrî, Chopin ve ölümler

Güneydoğu'da çatışmalar sürüyor. Gençlerimiz ölüyor. Fidan gibi polisler, askerler , daha bu dünyâya doymadan göçüyor. Ocaklara ateş düşüyor. Çok acı; gerçekten de çok acı… Bâzı hikâyeler kamuoyuna yansıdıkça, dram içinde dramlar ortaya çıkıyor. İnsan olan herkesin boğazı düğümleniyor. Hâsılı “söz” hükmünü kaybediyor. Ne denebilir ki? Ölüm, sözün sonudur. Ona dâir söylenecek her söz, ne kadar ustaca söylense de bir fazlalıktır. Gâliba en doğrusu, “susmak”…



Tabiî ki hayât bir taraftan da devam ediyor. İşin en zor tarafı da bu. Ölümleri nasıl karşılayacağımızı bir zamanlar gelenekler tâyin eder; herkes asırların imbiğinden süzülen bu usûllere riâyet ederdi. Hayâtımda ilk cenâzeye, sâkini olduğumuz küçük bir Anadolu şehrinde şâhit olmuştum. Babam o gün beni, şehrin en hareketli yere olan çarşıya götürmüştü. Kalabalıktı. Birden, sokağın başında birisi seslendi. Ne dediğini anlamadım. Ama, herkes sokağın iki yanına açıldı. Erkekler şapkalarını çıkardı. Esnaf işini bıraktı. Gelenleri karşılamak üzere vaziyet aldı. Derken, cenâze alayı sokağa girdi. Herkes sırayla tabuta omuz verdi. Babam, etkilenmemi istememiş olsa gerekir ki beni arkasına almıştı. Ama ben onun bacaklarının arasından herşeyi görebiliyordum. Sokak derin bir sessizliğe bürünmüştü. Nihâyet cenâze yakınımızdan geçti. Sâdece tabutun gıcırtısını ve onu taşıyanların pantolon hışırtılarını işittim. Herkes, ellerini açmış, başı önünde dua ediyordu. Geleneklere uygun, herkesin ne yaptığını bildiği, abartısız, mütevekkil, asil bir törendi bu.



Ama artık gelenekler de çözülüyor. Ortaya çok tuhaf ve görgüsüz davranışlar çıkıyor. Ne yapacağımızı, nasıl davranacağımızı bilmiyoruz. Sivil olanlar bir tarafa, resmî ve askerî cenâze törenlerimiz de bundan nasibini alıyor. Resmî cenâze törenleri, dünyânın her yerinde olduğu üzere kuralları baştan belli olan törenlerdir. Bunların kurallara bağlanması anlaşılırdır. Ama, yoğun şehit cenâzelerinin kaldırıldığı bugünlerde yaşananlar düşünüldüğünde gâliba bu usûllerin gözden geçirilme zamanı geldi.



Resmî cenâze törenlerimiz, Batılılaşma kararlılığımızın en abartılı olduğu törenlerdir. Bandolara Chopin'in “Cenâze Marşı” olarak bilinen eseri çaldırılır. Bu, tamâmen bir kopyalamadır. Kim akıl etti, bunun arkasındaki hikâye nedir, bilmiyorum. Ama manzaranın çok sakil olduğunu söyleyebilirim. Eğer amaçlanan ölümün yarattığı acıyı evrensel düzeyde ifâde etmekse, melankolinin doruklarına çıkmış ve bunu müziğine olağanüstü bir şekilde yansıtmış olan Chopin iyi bir tercih olabilir. Ama bu memleketin ahalisinin hislerine ne kadar tercümân olur, onu bilemem. Gâliba ahâli tarafından için için hissedilen bir rahatsızlık ve yabancılama yaşanıyor ki, insanlar cenâzelerinde yavaş yavaş bir tepkiyi dile getirmeye başladılar. Ahâli, Cenâze Marşı'na sivil bir oluşumla, Itrî'ye mâl edilen ve Müslüman hissiyatları müzikâl düzeyde en derin ve belki de rakipsiz bir şekilde ortaya koyan “Tekbir” ile mukabele etmeye başladı. Ortaya garip ve sakil bir durum çıkıyor. Cenâze Marşı'na Tekbirler karışıyor.



Chopin büyük bir bestekâr. Doğrusu müziğini ben de kendime çok yakın buluyor ve hayranlıkla dinliyorum. Tekbir'in ise Itrî'ye âit olduğu tartışmalı. Kimileri onun bestekârı olarak başka isimleri zikreder. Her neyse.. Itrî de hiç şüphesiz bizim müziğimizin zirvelerindendir. Daha mühimi, Tekbir, Salât ve Salâları nesiller boyu halka mâl olmuştur. Şu aralar cenâzelerimizde Chopin mi, Itrî mi olsun, tartışılıyor. Cenâze Marşı'nda ısrar edilmesini doğru bulmuyorum. En az bunun kadar doğru bulmadığım Itrî'nin Tekbiri ile ikame edilmesi. Elbette ahali içinden gelerek bunu okumak istiyorsa buna saygı göstermek gerekir. Belki de zaman içinde bu gelenekselleşecektir. Ama Tekbir'i resmi törenlerin kapsamına alınmasını doğru bulmuyorum. Çok mu eski kafalıyım, nedir; ama cenâzelere eşlik edecek en güzel müziğin halâ “sessizlik” olduğunu düşünüyorum….


#Itrî
#Chopin
8 yıl önce
Itrî, Chopin ve ölümler
Putin güçlü değil, Obama zayıf…
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim