|
Referandum ve partilerin durumu

16 Nisan referandumunun destek bileşenleri, elbette doğrudan doğruya mevcut siyâsal partilerle uyuşmuyor. Meselâ “Evet”lerin oranı, doğrudan doğruya AK Parti ve MHP'nin son seçimlerde aldığı oranların aritmetik toplamı değil. Tıpkı bunun gibi “Hayır”ların oranı da , CHP ve HDP'nin oy oranlarının toplamı ile eşleşmiyor. Referandumu, herhangi bir genel seçim mantığı içinde görmek kâbil değil. Genel Seçimlerde geçerli olan oy verme sâikleri ile referandumda geçerli olan sâikler ,anlaşılıyor ki bambaşka.



İllâ ki bir eşleşme düşünülecekse, bu, “nispeten” Cumhurbaşkanlığı Seçimi olabilir. Nitekim kabûl etmeliyiz ki, referandumda oylanan formel olarak 18 madde olmakla birlikte aslında Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın oylanmasıydı. Daha basit olarak söyleyecek olursak , Sayın Erdoğan'ı sevenler “Evet”'; sevmeyenler de “Hayır” oyu kullandı. Zâten sayısal olarak da neticeler birbirine hayli benziyor.



Buradan nasıl bir netice çıkarılabilir? İlk akla gelen Erdoğan sevgisi ve bağlılığının AK Parti bağlılığı, yeri geldiğinde örtüştüğü; yeri geldiğinde ise örtüşmediğidir. Nitekim genel seçimlerde AK Parti'ye verilen destek %49 .5 iken referandumda Sayın Erdoğan odaklı “Evet”ler tıpkı Cumhurbaşkanlığı Seçiminde olduğu gibi %52 civarında (%51.4) oldu. İlk bakışta buradan çıkartılacak hüküm, Sayın Erdoğan'ın AK Parti'den daha fazla sevildiğidir. Herhâlde araştırma kuruluşlarının bundan sonraki ev ödevlerinden birisi de bu örtüşmenin sınanması, ölçülmesi olacaktır. Yâni Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Erdoğan'a oy verenlerle, referandumda “Evet” diyenlerin örtüşme derecesi tespit edilmelidir.



Ama bundan daha mühimi, AK Parti-MHP dayanışmasının kâğıt üzerinde %60'lar mertebesinde iken, referandumda %9 civârında bir fire vermiş olmasıdır. Bu kaybın nereden kaynaklandığı bence en kritik noktadır. Eğer bu kayıp MHP'den kaynaklandıysa, hâl-i hazırdaki MHP elitlerinin tahmin edilenden çok daha ciddî bir sorun yaşadığını söylemek mümkündür. Bu, MHP'nin “Evet” çağrısına, tabanının sâdece %1'lik bir destek verdiği manâsına gelir. Doğrusu ben bunun pek de öyle olmadığını düşünüyorum. Bu, çok abartılı bir değerlendirme olacaktır. Varsayımımızı mâkûl ve hakkaniyetli bir tahminde bulunabilecek şekilde revize edelim ve bir ortalama alalım. MHP'nin “Evet” çağrısına MHP'nin genel seçimlerde aldığı oranın “yarısı” uymuş olsun. Bu da aşağı yukarı %5 yapar ki, AK Parti'nin %49.5'u ile toplandığı zaman (%49.5+%5) yine %54.9'a isâbet eder ve %51.4'ün üstünde kalır. Eğer AK Parti'nin oy oranını sabit varsaymaya devâm edersek, MHP'den gelmiş olan desteğin MHP tabanının sâdece 1/3'üne denk geldiği gibi bir tablo çıkar karşımıza. Ben bu ihtimâlin de geçerli olduğundan emin olamadığımı söylemeliyim.



Eğer; “MHP %10 üzerinden blôk olarak desteğini verdi; kayıplar AK Parti'den geldi” diyenler varsa bu değerlendirmenin de hiç mâkûl görünmediğini vurgulamalıyım. Bu, AK Parti'nin aşağı yukarı 7 Hazîran Seçimlerindeki sınıra düştüğünü gösterir. Tek başına ,AK Parti'nin 15 Temmuz'u göğüsleyen ana aktör olduğunu dikkâte alırsak olmayacak bir şeydir bu.



Pekiyi o zaman %10'luk bir kaybı nasıl değerlendirebiliriz? Ben bunun iki yanlı olduğunu düşünüyorum. Tahminim, ağırlığın yine de MHP tabanından geldiği yolundadır. Oranları bilmem mümkün değil. Ama AK Parti'nin “şu veyâ bu derecede” bir kaybı olduğunu teslim etmemiz gerekiyor. Eğer Sayın Cumhurbaşkanı ağırlığını koymasaydı, muhtemelen tablo biraz da farklı olabilirdi.



Başta İstanbul ve Ankara'da olmak üzere büyük şehirlerde; İç Ege ve Akdeniz gibi hem tarım, hem de (bacalı-bacasız)sanayinin gelişkin olduğu yerlerde yaşanan kayıplar düşündürücü olmalıdır. En az bunlar kadar mühim olan, genç nüfus arasında AK Parti'nin mesajlarının karşılık bulmakta zorlanmasıdır.



2019 Cumhurbaşkanlığı Seçiminde Sayın Erdoğan'ın rakibinin çıkacağını sanmıyorum. Etkili bir aday çıkarırlarsa muhalefetin başarılı olacağını iddia edenler var. Buna ihtimâl vermiyorum. Ama TBMM'nin yeni üyelerinin belirleneceği genel seçimde bugün olduğundan daha farklı bir kompozisyon ile karşılaşabiliriz. Önümüzde iki sene daha var. Ferâsetli seçmenler yine ortaya ilginç bir tablo koydu. Cümle siyâsal aktörler için “silkinmeyi” ihtâr eden bir tablo bu… Hayırlı olsun…


#16 Nisan 2017
#Anayasa referandumu
#AK Parti
#MHP
7 yıl önce
Referandum ve partilerin durumu
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’