|
“Washington yolcusu kalmasın!”

Serdar Turgut'un tayini Trump'ın yerleştiği Washington'a çıktı! Habertürk yazarı, yıllar sonra bir kere daha Washington'a temsilci olarak giderken “elinde olmadan, çok yakın arkadaşları Sedat Ergin ile Ufuk Güldemir'in Washington yıllarındaki hayatlarını ve efsanevi rekabetlerini” hatırlamış!



Mister Turgut, Hürriyet'in Washington temsilciliğini Sedat Ergin'den devralmıştı…



O dönemde Cumhuriyet'in Washington temsilciliğini yapan merhum Ufuk Güldemir'in 1992 yılında çıkan

“Texas Malatya”

adlı kitabında “Özal'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını Amerikan kamuoyunun The New York Times'ta çıkan Clyde Haberman imzalı yazıdan öğrendiği” yazılıdır. (Sayfa:250)



Mister Haberman, kısmen alaycı bir üslupla kaleme aldığı o yazıda Özal'a ateş püskürüyordu!



Güldemir, aynı kitapta ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Robert Strausz Hupe ile 1989 yılında yaptığı bir söyleşiye atıfta bulunarak “Strausz Hupe'nin de Özal'ın Çankaya çıkmasını istemediğini” işaretliyordu! (Sayfa: 245)



Rahmetli Özal'ın Çankaya Köşkü'ndeki son bir yılında, Hürriyet'in seri manşetlerini tam da burada “elimizde olmadan” hatırlıyoruz!



“Özal gidici”

manşeti, bunlardan sadece birisiydi!



“Psikolojik zemin hazırlayan” o manşetleri atan dönemin yayın yönetmeni ve “ABD hesabına etki ajanı” Ertuğrul; yıllar sonra gün ışığına çıkan bir hakikatin yani Özal'ın zehirlenerek öldürüldüğü gerçeğinin üzerini örtebilmek için fevkalade çaba sarf etmiş bir medya sihirbazıdır!



Trump'ın “favori başkanı” Reagan'ın kabinesinde Savunma Bakanlığı yapmış olan Caspar Weinberger'ın,

Strategic Review

dergisinin “İlkbahar 2001” sayısında yazdıklarını bir de bu vesileyle arşivden çıkarıyoruz:



“Devlet ya da hükümet başkanlarının öldürülerek tasfiye edilmesinin yolu açıktır” diye yazabilmişti, Mister Weinberger!



«



Serdar Turgut, yıllar sonra Washington'ın yolunu tutarken Hürriyet'in başı Sedat Ergin'e “güzellemeler” sıralıyordu. Bunu yaparken; 16 Ağustos 2008 tarihli Akşam gazetesinde kaleme aldığı şu

“Mezar Soyguncusu'nun Gazetesi”

başlıklı yazısını hatırlamaya en ufak bir niyetinin olmadığı anlaşılıyordu!



Mister Turgut; Aydın Doğan isimli şahısın sahipliğindeki Hürriyet'i neden “Mezar Soyguncusu'nun Gazetesi” diyerek tanımlamıştı?



Vaktiyle bu topa giren bir yayın yönetmeni olarak yaman sorunun cevabını vermekten daha fazla kaçmamalıdır!



En başta Sedat ile Ertuğrul olmak üzere Baronsal Hürriyet ileri gelenlerinin; sonra “garson” yahut “devşirme” yazarlarının işte bu “Sıcak Patates” sualin yanıtıyla yüzleşmeye zerre miskal cesaretleri yoktur!



«



10 Ağustos 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen öncesinde Enis Berberoğlu Hürriyet'in yayın yönetmenliğinden gitmiş; yerine Sedat Ergin gelmişti. Tam da o dönemde; Francis Ricciardone'nin yerine John Bass atanmıştı…



Malum, Trump'ın başkanlığında Bass'e ABD'nin Ankara elçiliğinde yer yok!



Hürriyet'in “kırılan camları” için seferber olan John Bass; PKK ve FETÖ'nün candan destekçisi sıfatıyla giderayak

Nihat Erim

üzerinden “suikast” imasında bulunmuştu!



Derin Amerika, John Bass'in eliyle geçtiğimiz Ocak ayının başlarında Ankara'ya “aba altından sopa” gösterirken;

Antonio Guterres,

Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği görevinde ilk günlerini yaşıyordu…



1994'te Helsinki'deki Bilderberg toplantısına katıldıktan sadece bir yıl sonra Portekiz Başbakanı olan Guterres, yedi yıl boyunca o koltukta oturmuştu. 1999'da Portekiz'deki (Sintra) Bilderberg toplantısına Türkiye'den katılanlar arasında

Sedat
Ergin

de vardı. Bilderberg sonrasındaki yıllarda önce Milliyet sonra da Hürriyet'in başına geçti!



2014'te “farzımuhal” derin hatlar karışsaydı; John Bass Hürriyet'in yeni yayın yönetmeni, Sedat Ergin ise ABD'nin Ankara'daki yeni büyükelçisi olabilirdi! Mister Ergin, o denli mutemet bir Amerikancıdır.



Bilderberg, vaktiyle

CIA

'in kurduğu bir örgüttür. Bu derin örgütü, Küresel Baronlar'ın başı

David Rockefeller

yönetiyor.



Ekim 2009'da Mister

Koch

'a “Hayırseverlik!” ödülü veren Rockefeller, Council on Foreign Relations'ın da (CFR) Onursal Başkanı'dır. CFR, çıkardığı

Foreign Affairs

dergisi üzerinden dünyanın dört bir yanındaki karar alma süreçlerini etkilemeyi amaçlar.



Sedat Ergin,

10 Kasım 2009 tarihli Hürriyet'te “ABD'li iki otoriteden Erdoğan'a uyarılar” başlıklı bir yazı yazmıştı:



Foreign Affairs'taki makalede dile getirilen “uyarıların!” bir nevi “postacılığını” yapıyordu! Derginin Kasım/Aralık 2009 sayısında yayınlanan “Türkiye'yi Dönüştürenler” başlıklı makaleyi yazanlar mı;

Morton Abramowitz

ile

Henry Barkey

idi!



İlki,

Locaefendi

'nin 1998'de Papa İkinci Jean Paul'le görüşmesini sağlayan

CIA

ajanı ve eski büyükelçidir. İkincisi ise 15 Temmuz'da Büyükada'daki Splendid Otel'den ayrılırken resepsiyona üzerinde

“Pennsylvania”

yazılı bir

“çan”

bırakan

CIA

mensubudur!


#ABD
#Donald Trump
#CIA
#Turgut Özal
7 yıl önce
“Washington yolcusu kalmasın!”
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset