Yunanistan’ın borcunu hangi Türkiye üstlenecek?

2008 sonbaharındaki Küresel Kriz'in başlangıcında, TÜSİAD “Bir an önce IMF ile stand-by anlaşması yapmak zorundayız. Aksi halde mahvoluruz, biteriz” diye feveran ediyordu!

Fazla geçmeden, Türkiye'deki Batıcı/IMF'ci Baronsal Cephe'nin “Felaket Tellallığı”na dayalı kehanetleri çöpe gitmiş, Türkiye ekonomisi ayakta kalmıştı.

Buna mukabil, Euro Bölgesi “Hasta Adam” diye anılır hale gelmişti.

Çetin Altan ve Oğulları'nın yıllar yılı Türkiye'ye örnek gösterdiği, yere göğe sığdıramadığı “Avrupa Birliği” üyesi Yunanistan mı, Küresel Kriz'de yerle bir oldu.

Hıristiyan Kulübü, yedi yıldır “Yunanistan'ın parçalarını yerden toplamaya çalışıyor.

Borç batağında debelenen ve bir türlü çıkış bulamayan Yunanistan'ın Maliye Bakanı Yanis Varoufakis'in iki hafta önce parlamentoda çekilen “yere oturmuş, çaresizlik içinde elini başına koymuş” vaziyetteki “kahır” resimlerine bakarak yazıyorum, şu satırları!

Bu fotoğraflar, “o eski böbürlenmesinden eser yok şimdi” güftesiyle kulağı çınlatılan Komşu'nun berbat ötesi vaziyetini anlatmaya yetiyor.

Batı Kulübü'nün “yaramaz çocuğu” Yunanistan, çöküşü yaşıyor:

Cumartesi günü bankamatiklerden çekilen paranın miktarı, 1 milyar avroyu geçmiş! Son bir haftada mevduat çıkışı 5 milyar avroya ulaştığı için bankaların ve borsanın dün kapalı kaldığı bir AB ülkesinden söz ediyoruz!

Son altı ayda, bankalardan mevduat çıkışının 45 milyar avroya vardığını da ekleyelim!

Ezcümle…

Yunanistan'da seçimi kazandığı günlerde; içeride CHP ile HDP'nin “kahraman” muamelesi yaptığı Aleksis Çipras var ya; zorda!

Bütün bunlardan sonra, bakın nereye geliyoruz?

Syriza'nın can dostu HDP'nin İzmir milletvekili Ertuğrul Kürkçü, öyle bir laf etmiş ki; gözlerime inanamadım:

“Yunanistan'ın borcunu Türkiye üstlensin” demiş!

Güzel! Yani? Bu “gol” kaçmaz!

Geçtiğimiz hafta Atina'ya gidip, Syriza'nın üst düzeyiyle de bir araya gelen Ertuğrul Kürkçü…

TBMM'de düzenlediği basın toplantısında “Almanya, IMF ve AB Merkez Bankası'nın Syriza hükümetini baskı altına aldığına” dikkat çekerek “Yunanistan batarsa AB büyük bir çatlakla karşı karşıya kalır” diye konuşmuş…

AK Parti hükümetini Yunanistan'ın yanında yer almaya davet ederek, aynen şunları söylemiş:

“Yunanistan'ın ödemesi gereken 1,6 milyar Avro'luk borcu pekâlâ Türkiye üstlenebilir. Zor zamanda komşusuna yapılabilecek en büyük yardım budur. Karşılığında, Ege Denizi barış denizine dönme imkânını elde eder. Türkiye'nin kaynakları bu yardımı yapmaya kâfi gelir!”

Tam da burada, şu yaman soru akla geliyor?

Uçurumun kıyısındaki Yunanistan'ın borcunu hangi Türkiye ödeyecek?

“Türkiye'deki Gladio'nun Piyonu” olan ve “Terör Siyaseti” uygulayan HDP'nin “Batı Kulübü'nün amaçları doğrultusunda hedef yaptığı, mücadele ettiği, savaş açtığı” Yeni Türkiye mi?

Elbirliğiyle geri getirmek için büyük uğraş verdikleri Eski Türkiye, Yunanistan'ın borçlarını ödemeyi “aklının ucundan” geçirebilir miydi? (Mesela, 2001 Krizi'ni yaşayan Türkiye!)

Şöyle de sorabiliriz: “Terörist Türkiye” diye iftira attıkları Türkiye mi; Syriza'ları kurtulsun diye, Yunanistan'ın borçlarını ödeyecek?

HDP'nin Eş Genel Piyonu Figen Yüksekdağ, “Kobani'de katliam gerçekleştiren IŞİD çeteleri süreç boyunca Türkiye tarafından desteklendi” diye ayan beyan iftira atmadı mı?

PYD'nin askeri kanadı YPG (bile) çıktı “IŞİD Türkiye'den sızmadı” diye açıklama yaptı; buna rağmen HDP yönetimi…

ABD-İsrail Yandaşı Paralel Medya ile birlikte işbu iftirayı sürdürdü!

PKK terör örgütünün “siyasi maskeli” uzantısı HDP de…

HDP'nin son dönemdeki candan destekçisi ve işbirlikçisi Paralel Casusluk Örgütü de, “IŞİD'i (ve dahi El Kaide'yi) inşa eden güç odağının ABD-CIA olduğu” hakikatiyle hiçbir zaman yüzleşemez!

CIA belgelerini sızdırdıktan sonra Rusya'ya sığınan şu ajan yani Edward Snowden, “IŞİD'i CIA, MOSSAD ve MI6 birlikte kurdu. Bu üç istihbarat örgütü dünyadaki bütün terörü 'eşek arısı yuvası' adlı bir strateji ile yönetiyor!” dememiş miydi?

Dünyada “Terörün Mühendisi” ABD'dir; tandemi İsrail de Terör Devleti'dir! Paralel etki ajanlarının, yıllardır sayısız kez kanıtlanan bu kapı gibi gerçeğe en ufak bir eleştirileri veya itirazları oldu mu, şimdiye kadar? Olmadı!

İtiraz ne kelime, bu iki devlete candan destekleri var!

Yeni Türkiye'ye karşı savaşmak üzere tüm hücreleriyle saflarına “emir eri” konumunda yazıldıkları, “damardan bağlı ve bağımlı” oldukları, dahası pek sevdikleri…

Biri Atlantik'in öte tarafında, diğeri de “güneydeki” iki ülkeden/devletten, ezcümle Haçlı Siyonist İttifakı'ndan söz ediyoruz!

#Küresel Kriz

#yunanistanın borcu

#imf