|
Bezm-i Elest akordu

Allah (Celle Celaluhu) “Tîn” Sûresi'nde insanı ahsen-i takvimde yarattığını beyan buyurmaktadır. Ahsen-i takvim'de yaratılmış olmak, insanın her ayrıntısının en mükemmel şekilde yaratıldığı mânâsına gelmektedir. Meselâ çok mükemmel bir işitme duyusu… dünyanın en gelişmiş ve hassas objektiflerinden daha hassas, çok mükemmel ve ayrıntıları yakalayabilen görme duyusu. Kısaca, Allah'ın güzel isimleriyle bezenmiş, nefha-i ilâhî ile hayat bulmuş bir vücud. Her ayrıntı, ahsen-i takvim'de yani en mükemmel surette ya da varoluşta yaratılmış olmaktan dolayı mükemmel. İnsan, her ayrıntısıyla, tam anlamıyla adeta mükemmel bir “baş yapıt”. O ânâ kadar yaratılmış olan bütün varlığın secde etmesinin istendiği “eşref-i mahlûkat”… yani insan.



Allah'ın ahsen-i takvim'de yarattığı insanın, bezm-i elest'te “elestu birabbikum (ben senin Rabbin değil miyim)?” hitâbı ilâhîsini işittiği an, insanoğlunun varlığının anlamının kendisine hatırlatıldığı bir hitab ve soru ve varlık âleminde hiç şüphesiz duyabileceği en mükemmel sestir. Bu ses, yani “Elestu birabbikum ?” hitâb-ı ilâhîsi, insanoğlunun kulağına çok hassas bir akordun çekildiği ya da çekilmiş olan akordun test edildiği, teknik tâbirle “sound check”inin yapıldığı bir hitab olmalıdır ki hitabların en mükemmeli, en güzeli, en etkileyicisi olmalıdır. Elest bezminde ruhlara “Elestu birabbikum ?” diye sorulup bu soruya “Belâ” cevabı verildikten ve insanın hem ruhuna, hem kulağına hitâb-ı ilâhî ile hassas bir akord çekildikten sonra dünyaya gönderilen insanoğlunun bu hassas akordu, şeytanın çıkardığı gürültü patırtı yani kakofoni ile epey bozuldu. Şeytanın kakofonisi, insanların çoğuna Allah'ın yarattığı eşsiz aheng ve güzellikteki senfoniden daha güzel gelmiş olmalı ki, bezm-i elest akordu veya ilâhî akord ile hassas bir şekilde akord edilen kulaklar güzel olanı dinlemeyi terkedip, şeytanın kendilerine güzel gösterdiği veya süslediği kakofoniye kapıldılar.



İnsan neden seslerin en güzelini unutur, ya da ona seslerin en güzelini unutturan şey nedir ? Dünya unutma yeri midir ?



İçinde yaşadığımız modern zamanlarda insanın akordu bozulduğu gibi, kulakları da sağır olmaya başladı. Sağırlık ve akord bozukluğu zaten birbirinin sebebi olabilir. Bu sağırlık Beethoven sağırlığı değil ne yazık ki ! Keşke modern insanın sağırlığı, Beethoven sağırlığı gibi bir sağırlık olsa. Beethoven'in sağırlığı tamamen fiziki ve kulak arızası ile ilgili bir sağırlık. Ama Beethoven, sağır kulaklarına rağmen dokuzuncu senfoni gibi müthiş bir eseri besteleyecek kadar da duyarlı. Modern insanın sağırlığı başka bir sağırlık… duyarsızlık. Ancak, eleştirip durduğumuz bu modern insan belki içine düştüğü modernlik çukurunda sadece duyma hassasını değil, başka insanî hassalarını da kaybediyor. Asıl düşündürücü olan, modern zamanların, pek azı müstesna Müslümanlarının da eleştirdiğimiz modern insan gibi, bazı hassalarını kaybediyor olması. Oysa bezm-i elest'te işittiği hitâb-ı ilâhîyi unutmaması ve ilâhî akordunu da kaybetmemesi ya da modern zamanların yıpratıcılığından en az hasar görmesi gereken yegâne kişilik, “Müslüman insan” olmalı.


#Bezm-i Elest akordu
#ahsen-i takvim
#eşref-i mahlûkat
#modern zamanlar
8 yıl önce
Bezm-i Elest akordu
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset