|
“Muhafazakâr kesim”in piyanisti

Muhafazakâr kesimin sanat ve özellikle müzik konusundaki bilgisizliğini fırsat bilip, piyano gibi klasik dönemden modern dünyaya evrilen zamanların -adeta- kutsal enstrumanı piyano ile göz boyayan, kendisini “dâhî çocuk”, dâhî piyanist ve besteci diye pazarlayanları izliyorum.



“Dâhî çocuk” yasası kapsamındaki çocuklar, dünya çapında konservatuarlara gönderilirler, belediye konservatuarına değil ! Belediye konservatuarını küçümsemiyorum ama iyi müzisyenlerin de yetiştiği bu konservatuarımız, dâhî çocukların yasa gereği eğitim aldıkları bir okul değildir, bununla övünmekten vazgeçelim.



Muhafazakâr kesime ve topluma kendisini “dahi çocuk” diye yutturan sözümona piyanistler, ancak dayı, amca gibi hısım akrabanın desteğiyle Paris, Viyana gibi şehirlere giderler, ama orada düşük zekâlıların zekâ gelişimi için eğitim veren okulların piyano bölümlerini bile bitiremezler, sonra da bize gelip bu önemli müzik şehirlerinin müzik akademilerinde doktora yaptıklarından falan bahsederler. Bu şehirlerdeki müzik akademilerinde hocalık yapmakta olan üst düzey yönetici ve profesör dostlarımızın bu kişiler hakkında verdiği doğru bilgiler olmasa bu yalanlara inanacaktık ! Bir de bu kişiler, Viyana, Paris gibi şehirlerin önemli konser salonlarında konserler veriyorlarmış ! Hangi konser salonları bunlar ! Yine bu şehirlerde bulunan ve müzik eğitimi alan gerçek müzisyen öğrenciler ve bahsettiğim hocalar, bu zevâtın, şehrin varoşlarındaki pespaye mekânlarda sıradan dinleyicilere çaldıklarını da biliyorlar.



Sözde piyanist besteciler, dünya piyanist liginde yoklar ! Çünkü bu lige ve listeye dâhil olan piyanistler, gerçekten çok üst düzey bir jüri tarafından bu listeye dâhil ediliyorlar. Kendini geliştiremeyen piyanist bozuntularının sağda solda sıradan dinleyicilere hava atarak çalmalarını, çalım satmalarını, çalarken kendinden geçme pozlarıyla taburenin üzerinde sıçramalarını, kendilerine büyük besteci ve piyanist, hatta Mozart süsü vermelerini bu listeye girmek için geçerli kriter olarak kabul etmiyorlar.



Bu piyanist bozuntuları, büyük konser salonlarında çalmazmış ! Çalamayız demiyorlar ! Çalamazlar çünkü bu konser salonlarının konser programına girebilmek için gerçekten nitelikli piyanist olmak gerekir. Çünkü bu konser salonlarının (dünyanın nitelikli konser salonlarını kasdediyorum, belediyelerin yönettikleri ve kulisle atanmış, kifayetsiz sanat yönetmenleri tarafından yönetilen salonları değil) sanat yönetmeninden dinleyicisine, hatta müstahdemine kadar herkes, müzikten, müzisyenden gerçekten anlayan, meselâ bir piyanistin nasıl çaldığını yaptığı hataya ve kendine özel yorumlara kadar farkedebilen kimselerdir. Bu dinleyici huzurunda piyano çalmak, her babayiğidin harcı değildir.



Bir de bu piyanist bestecilere neden Haydn, Mozart, Beethoven çalmadıkları sorulduğunda, “kendi bestelerimi çalıyorum” diye üst perdeden cevap vermeleri yok mu ! Gûyâ kendilerini aşmış ve Mozart, Beethoven seviyelerine ulaştığını zanneden bu piyanistlere şunu bilmeliler: Haydn, kendinden önceki besteci ve piyanistleri çalarak Haydn oldu, Mozart Haydn'ı çaldı ve onu aşarak Mozart oldu, Beethoven Haydn'ı ve Mozart'ı tanıdı, onlara çaldı, onların eserlerini çaldı ve onların üzerine koyarak Beethoven oldu. Ama bizim piyanist besteci için bunları çalmak gereksiz ! Tamam da, Haydn, Mozart, Beethoven, Chopin, kendinden öncekileri çalarak ve aşarak kendileri oldular. “Ben kendim olmak istiyorum” demekle “kendiniz” olunmuyor ! Müzikte, kendinden öncekileri aşarak ve ustaların eğitiminden geçerek kendiniz olabilirsiniz ancak. Bunun dışındaki iddiayla sadece kendinize güldürürsünüz ve bunun adına da “şarlatanlık” denir.



Bu piyanist bestecilerin, bir zamanlar meselâ sol, Kemalist vs. bir gazeteye gittiğinde oradaki sohbetinde “bu gericilerden bıktım, hoşlanmıyorum ama ne yaparsın, iş o tarafta” dediğini, muhafazakâr kesimin gazetesine ve kültür sanat servisine gittiğinde veya onlarla sohbet ettiğinde de “selâmun aleyküm” diye söze başlayıp birkaç Osmanlıca söz döktürdüğünü de bilirim.



Bu kifayetsiz fakat muhteris, piyanistliği ve besteciliği kendinden menkul zevat, sağda solda, açık havada değişik ve özellikle muhafazakâr kesimin hoşuna gidecek konseptlerle konserler verdiği gibi, devletin yurtdışındaki temsilcilikleri vasıtasıyla da konserler veriyor. Bu nasıl oluyor ! Oluyor, çünkü davet edenler, bu müzikçiler ve çaldıkları müzik hakkında pek bir şey bilmiyorlar.


#Muhafazakâr kesim
#Piyanist
8 years ago
“Muhafazakâr kesim”in piyanisti
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’