|
33/72 şaşmaz bir ölçüdür

Her yerde zenginliğiyle övünen işadamına, lafını kimseden esirgemeyen bir delikanlı:



“Yanında dünya haritası var mı”

demiş.



İşadamı “

var

” deyip çekmeceden çıkarmış.



Delikanlı haritayı almış, masanın üstüne sermiş ve işadamına tekrar sormuş.



“Bu haritada Türkiye'yi göster”

demiş.



İşadamı göstermiş.



Peki,

“Türkiye'nin içinde İstanbul'u göster”

demiş.



İşadamı İstanbul'u da göstermiş.



Peki demiş,

“İstanbul'un içinde senin yerin nerede onu göster”

deyince işadamı mesajı almış.



İnsan bazen aldanır kendini dev aynasında görür.



Böyle zamanlarda insanın etrafında aynayı kıracak delikanlılar lazımdır.


*


İstanbul'a gelen Amerikalı Grammy ödüllü, ünlü müzisyen

Todd Edwards

o delikanlılardanmış;



“Başarılı ve popüler oldukça, insanlar bunları kendinden sanıyor.



Başarıyla birlikte, bazı insanları egoları yönetiyor.


Başarmalarının sebebinin kendileri olduğunu sanıyor.



Size verileni kullanarak başarıyı yakalayabilirsiniz. Fakat daha fazlasını planlayamazsınız.



Bence bir yaratıcının olduğunu ve pozitif olan her şeyin ondan geldiğini bilmek güzel bir şey

” diyor



Sahahleyin okunan ezan sesine de hayran kalmış delikanlı ünlü müzisyen.



*


Ne bir saniye geriye, ne de bir saniye ileri gidebilme gücümüz var.



Zengin, fakir, hepimiz zaman denen

mahlukun esiriyiz.


Kendimizi uçsuz bucaksız bir alanda yaşıyor sanalım, sıkılmayalım diye, geçmiş ve gelecek aynası konmuş.



2 salise arasına kıstırılmış daracık bir yerdir yaşadığımız mekan.


*


Neden kısa vadeli kazançlar her zaman daha caziptir?



Çünkü insanoğlu sabırsızdır.


Ödül'ü de hemen almak, cezayı da hemen kesmek isteriz.



Oysa hep sabredenler kazanır.



İnsanoğlu aslında sabrettiği kadar insandır.



Sabırsızlık ve öfke, insani değil, terbiye edilmemiş hayvani tarafımız


*


Bir bilgenin ders halkasının müdâvimlerinden biri, nice seneler sonra, halkayı terketmişti.


Haftalar, aylar geçip adam ortalarda gözükmeyince, bilge kişi kendisini ziyârete karar verdi.



Mevsim kıştı, adam evde yalnızdı ve evin salonundaki büyük ocakta gürül gürül odun yanıyordu.



Bilge kendisini niye ziyaret ettiğini tahmin eden adam, üşümüş olan bilgeyi ocağın başına davet etti, kendisi de birşeyler ikram etmek için mutfağa yöneldi.



Ocağın yanıbaşında oturan bilge, gelen ikramı kabul etti, fakat adama hiçbir şey demedi.



Sanki adam evde yokmuş, sanki kendi evinde tek başına oturuyormuş gibiydi. Bütün dikkatini ocağa vermiş görünüyordu.



Bilge, birkaç dakika sonra maşayı aldı, iyice köz haline gelmiş odunlardan birini ocağın bir kenarına koydu.


Sonra minderine oturdu.



Hâlâ bir şey söylemiyordu.



Kenara konmuş olan közün ateşi yavaş yavaş azaldı, sonra da söndü.


Odada çıt çıkmıyordu.



İlk baştaki selamlama hariç, bir kelime bile konuşulmuş değildi.


Bilge ayağa kalkarken, sönmüş közü aldı ve yeniden ateşin ortasına koydu.



Köz, ateşle ve yanan odunların ısısıyla çabucak parladı.


Bilge kapıya yöneldiğinde, ev sahibi köz gibi kıpkırmızı olmuştu.



Ateşle verilen dersi anlamıştı.



Kapıdan uğurlarken dudaklarından şu cümle döküldü: Bundan sonra hep geleceğim.



İnsanı insan yapan değerlerden

ayrılmayacaksın.


Ateşin içinde közsen değerin olur.



*


Bu sözü küçükken köyde bir yaşlıdan duymuştum:

Bir ağaçtan gübre küreği de olur buğday küreği de.


Her insan, her toplum zaman zaman savrulma yaşar.



Bu savrulmalarda insan kalitesi düşer, değerler ucuzlar ve yer değiştirir.



Mal ve mevkinin değeri artar.


Sonra dibe vurur.



Başına gelen bela, afet ve musibetlerle biraz kendine gelir.



Çünkü insan oğlu cahil ve zalimdir.


33'üncü sure 72'nci ayet önemli bir ölçüdür.



Bu ölçüyü bilirsen cehalet ve zalimlikte sınır olmadığını anlar, insani ilişkilerde şok yaşamazsın.


#Todd Edwards
#hisse
#hikaye
#ayet
8 yıl önce
33/72 şaşmaz bir ölçüdür
Evet, neden Kur"an-ı Kerim Arapçadır?
İsrail ordusunun yabancı askerleri
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’