Her yerde zenginliğiyle övünen işadamına, lafını kimseden esirgemeyen bir delikanlı:
demiş.
İşadamı “
” deyip çekmeceden çıkarmış.
Delikanlı haritayı almış, masanın üstüne sermiş ve işadamına tekrar sormuş.
demiş.
İşadamı göstermiş.
Peki,
demiş.
İşadamı İstanbul'u da göstermiş.
Peki demiş,
deyince işadamı mesajı almış.
İnsan bazen aldanır kendini dev aynasında görür.
*
İstanbul'a gelen Amerikalı Grammy ödüllü, ünlü müzisyen
o delikanlılardanmış;
“Başarılı ve popüler oldukça, insanlar bunları kendinden sanıyor.
Başarmalarının sebebinin kendileri olduğunu sanıyor.
Size verileni kullanarak başarıyı yakalayabilirsiniz. Fakat daha fazlasını planlayamazsınız.
” diyor
Sahahleyin okunan ezan sesine de hayran kalmış delikanlı ünlü müzisyen.
*
Ne bir saniye geriye, ne de bir saniye ileri gidebilme gücümüz var.
Kendimizi uçsuz bucaksız bir alanda yaşıyor sanalım, sıkılmayalım diye, geçmiş ve gelecek aynası konmuş.
*
Neden kısa vadeli kazançlar her zaman daha caziptir?
Ödül'ü de hemen almak, cezayı da hemen kesmek isteriz.
Oysa hep sabredenler kazanır.
İnsanoğlu aslında sabrettiği kadar insandır.
*
Haftalar, aylar geçip adam ortalarda gözükmeyince, bilge kişi kendisini ziyârete karar verdi.
Mevsim kıştı, adam evde yalnızdı ve evin salonundaki büyük ocakta gürül gürül odun yanıyordu.
Bilge kendisini niye ziyaret ettiğini tahmin eden adam, üşümüş olan bilgeyi ocağın başına davet etti, kendisi de birşeyler ikram etmek için mutfağa yöneldi.
Ocağın yanıbaşında oturan bilge, gelen ikramı kabul etti, fakat adama hiçbir şey demedi.
Sanki adam evde yokmuş, sanki kendi evinde tek başına oturuyormuş gibiydi. Bütün dikkatini ocağa vermiş görünüyordu.
Sonra minderine oturdu.
Hâlâ bir şey söylemiyordu.
Odada çıt çıkmıyordu.
Bilge ayağa kalkarken, sönmüş közü aldı ve yeniden ateşin ortasına koydu.
Bilge kapıya yöneldiğinde, ev sahibi köz gibi kıpkırmızı olmuştu.
Ateşle verilen dersi anlamıştı.
Kapıdan uğurlarken dudaklarından şu cümle döküldü: Bundan sonra hep geleceğim.
Ateşin içinde közsen değerin olur.
*
Bu sözü küçükken köyde bir yaşlıdan duymuştum:
Her insan, her toplum zaman zaman savrulma yaşar.
Bu savrulmalarda insan kalitesi düşer, değerler ucuzlar ve yer değiştirir.
Sonra dibe vurur.
Başına gelen bela, afet ve musibetlerle biraz kendine gelir.
33'üncü sure 72'nci ayet önemli bir ölçüdür.
Bu ölçüyü bilirsen cehalet ve zalimlikte sınır olmadığını anlar, insani ilişkilerde şok yaşamazsın.