|
ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan hikaye
İnsan ilişkilerinde de devletler arasında da değişmez bir kuraldır: Aç canavara merhamet, canavarın merhametini değil, iştahını açar. Bir de diş kirası ister.

Hani derler ya,
tilkinin kafasında 40 plan vardır. Hepsi de tavuk üzerinedir
.

Düşmanın da her zaman seninle ilgili planı vardır.

Onunla dost olmak seni kurtarmaz.

Senin yapacağın tek şey her zaman güçlü olmaktır.

Güçlüysen senin üzerine yapılan bütün planlar bozulur.

Zayıfsan seninle ilgili her plan tutar.

Yani sözün özü: Düşmanın planlarının gerçekleşip gerçekleşmemesi senin güçlü ya da zayıf olmana bağlıdır.

Güç her türlü oyunu bozar.

*

Tıpkı sağlık gibi..

Mevsim değişikliklerinde her insan etkilenir.

Hava sıcaklığının değişmesi ile bütün vücutlar sarsılır.

Bağışıklığı güçlü olanlar hastalanmadan yeni bir mevsime geçer.

Vücudu zayıflar ya yatağa düşer ya da ayakta bir haftayı halsizlikle geçirirler.

Hiç atlatamayıp hastahanelik olanlar da olur.

*

ABD'de bir askeri okulda ders olarak anlatıldığı söylenen Horoz ve Tilki Hikayesini biliyormusunuz.

Anlatayım:

Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış.

Filmin adı Küçük Tavuk.

“Bir kümes var. Kümeste birçok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor.

Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.

Yaşlı horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.

Kümese giremeyen tilki kümesin tellerinde küçük bir delik açarak genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor.

Mısırı yiyen genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor.

Bir süre sonra tilki genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor.

Böylece yaşlı horozun kümesteki gücü kırılıyor.

*

Yaşlı horozun etrafındaki tavuklar azalmaya, genç ve irileşen horozun etrafında ise tavuklar artmaya başlıyor.

Bu aşamada tilki bu kez kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor.

Kümeste bir tartışma çıkıyor.

Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye.

Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar.

Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor.

Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.

*

Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor.

Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar.

Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.

Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar.

Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”

Çizgi film burada bitiyor. Işıklar yanıyor.

Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyor.

Buradan binlerce yorum çıkar.

Ama alacağımız ders tek:

Milletlerin dostları yok, sadece çıkarları vardır…

*

Biz bu ülkenin kültürel ve ekonomik zenginliklerini paylaşmazsak, birileri bizi kendi aralarında paylaşır.

Avrupa ve ABD komşularıyla ve aynı dine, kültüre mensup milletlerle ekonomik ve siyasi işbirliğine giderken İslam dünyasını neden parçalıyor?

Yemek için.

Sen küçük lokma olursan herkes seni yer.

Bu ülkenin ekonomik ve kültürel zenginliği; paylaşmasını bilirsen, 10 Türkiye'yi doyurur.

Paylaşırsan, birlik olursan güçlü olursun.

O zaman düşman sadece plan yapar.

Yapsın.

Kimsenin plan yapma özgürlüğünü kısıtlayamayız.

Günün sözü
: Karamsar rüzgardan şikayet eder, iyimser değişmesini bekler, gerçekçi ise yelkenlerini ayarlar.
William Arthur Ward
#dünya düzeni
#Üçüncü Dünya ülkeleri
#abd
#abrupa
9 yıl önce
ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan hikaye
Kendi içine
ABD yine şaşırtmadı!
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…